bugün

ahmet turgut'un kerbelayı anlatan romanı, hz. hüseyin'in 99 gününü anlatan harika romanı. yaşayan öyle anlatamaz hani.

tavsiye edilen bi romandır.

--spoiler--
Bende okuduğun bizzat sensin, unutma! Lanet okumak istersen ölüp gitmiş Yezid'i bırak, kendi nefsine bak! Ve sendeki aklı düşün! Sadece kendi çıkarlarını gözetip pervasızlıklarına türlü gerekçeler buluyorsan dün Hüseyin'i terk edenleri kınama! Yaşasaydın sen de onlardan biri olacaktın. Aşka şahitsen ve aşkın içindeysen sen de her dem diri kalanlardansın. Hatırla! Kişi sevdikleriyle beraberdir.
--spoiler--
kerbela olayından çok daha fazlasını bulabileceğiniz kitap.
"... titredim o vakit. Nutkum tutuldu. Habibullah' ın "oğlum" dediği Hüseyin ile, adına asırlardır lanet okunan Yezid içimdeydi demek. ve ben ekseri olarak Kufelilere benziyordum..."
Ahmet Turgut' un ellerine ve yüreğine sağlık. çok güzel olmuş.
polatın okuduğu kitapların en sonuncusu.
herkesin okuması gereken bir kitap; Şu Çılgın Türkler Tadında Ama Onun Gibi Göğüsümüzü Kabartmıyor aksine insalıktan, kibirden, zübükzadelerden utanacaksınız.

"bende okuduğun bizzat sensin, unutma! lanet okumak istersen ölüp gitmiş yezidi bırak, kendi nefsine bak! ve sendeki aklı düşün! sadece kendi çıkarlarını gözetip pervasızlıklarına türlü gerekçeler buluyorsan dün hüseyin' i terk edenleri kınama! yaşasaydın sen de onlardan biri olacaktın"
çok can yakan, okunması gereken "şaheser".
Gönüller yerine sadece binalar inşa eden zihniyet allah'ın dininden bunları mı anlıyordu?...

kesinlikle alınıp okunması gereken kitap...
kerbeladan bahsettiğini duyunca, olay bizler için ne kadar dramatik olursa olsun, bunun ucuz bir edebi dille ajitasyonunun mümkün olduğu korkusuyla alıp okudum.

kerbela var kitapta. zerre ajitasyon yok. kerbeladan fazlası var kitapta. biraz tefsir, biraz kelam da var.
okurken ağlatan kitaptır. son bölümlerinde ağlamaktan kendinizi kaybedersiniz.

--spoiler--
Ali Evsat, Arafat'ta vücut bulan cem, ikrar, idrak ve O'ndan gayrısından uzaklaşmayı ışığın kullara rehberliğine bağlıyordu. "Allah'ın nuru gökleri ve yeri kuşatır..." deyip ekledi: "O'nun nuru içinde çerağ bulunan kandil gibidir... Allah dilediği kimseyi nuruna eriştirir. Allah insanlara işte böyle misaller verir ve Allah her şeyi bilir."

Aşkın Şehidi (Sf. 286) (Cep Boy)
--spoiler--
okunması ve okutulması şart olan kitaptır.

--spoiler--
Hüseyin de secdeye varınca, tüm alınlar toprakta buluşmuştu.Her bir refik kendi nasibince dualar ederken, çölün rüzgarı tepelerindeki ay ve ufuktaki dağlar bile Alemlerin Rabbini anmaktaydı. Arz ve sema arasındaki tüm yaratılmışlar, Allah'ın Halifesinin ardınca saf tutarken, dem mahlukun cem olup Halık'ı zikretmesinin demiydi.

Aşkın Şehidi (Sf. 318) (Cep Boy)
--spoiler--
Sünni, Şii ve Alevilerin ortak olarak buluştuğu tek kerbela kitabıdır.

--spoiler--
Ali Evsat'ın gönlünde dedesi imam Ali'nin sözleri vardı. Hem, "Görmediğime inanmam." diyen, hem de gördüğü putları kıran Feta, ne anlatmak istemişti? O an gönlüne akanlar secdeye kapanmasını emrediyordu. Çöl rüzgarına kapılmış yaprak gibi titrerken, kalbindeki sesten gayrısı yoktu. Her adımda yineleyerek "Hû" dedikçe, bu nida tüm kainatın ritmi oluvermişti. Vecd ile kendinden geçerek O'nu arıyordu.

Aşkın Şehidi (Sf. 327-328) (Cep Boy)
--spoiler--
ilk kerbela romanıdır.

--spoiler--
Hüseyin sözün nihayetinde secdeye kapanınca, ona uyan canlar da aynı anda alınlarını Kerbela toprağına bırakmışlardı. Farkındalardı. Kainat da dahil olmak üzere, hiçbir mahluk Allah'ı kuşatamazken, putsuz kalp Rabbin istivagahıydı. Çöl arzına dalga dalga yayılmaya başlayan ses, gönüllerden dillere ve dilden semaya akıyordu.

"El-Evvel-ü Hû, El-Âhir-ü Hû;
Ez-Zâhir-ü Hû, El Bâtın-ü Hû...

Aşkın Şehidi (Sf. 460) (Cep Boy)
--spoiler--
Azerice'ye çevirisinin yapıldığı kitaptır. (eşqin şehidi)*

--spoiler--
Secdede olmasına rağmen kardeşini izlemeye başlamıştı. Duyabiliyordu. imam'ın sadrından Muharrem semasına ardı ardına "Hayy" nidaları akıyordu ve aynısı kendi sadrına da sirayet etmişti. Evet! Bu arz Hayy'ın Evi'ydi. Hayy-Dar idi. Kerbela, Diri'nin ve Diriliş'in Toprağıydı.

"Allah'ım sana yakınlıkta dirilik bulanların aşkına bizleri de dirilt!"

Cümle canların buluştuğu bu niyazı "âmin" ile karşılayan muhsinler in bakışları önlerindeydi şimdi. Boyunlarını hafifçe sağa yatırmış halde kıpırtısız duruyorlardı. Her dem Diri olana açılan gönüller, ölümle hesaplarını görmüşler miydi? Henüz onlara katılan Abbas ve Habib bir şeyler kaçırdıklarını farkedip sessiz bir şekilde kenara oturmuşlardı. Muhabbet arştan arza inecekti birazdan.

Aşkın Şehidi (Sf. 475 - 476) (Cep Boy)
--spoiler--

Azericesi için: http://sphotos-b.xx.fbcdn...488946908_270296794_n.jpg
Hz. Hüseyin ve 72 yoldaşının son 99 gününü anlatan kitaptır.

--spoiler--
Miracını arzdan arşa yaşayan ve yeniden yeryüzüne dönen O Fahr'ül-Âlemin'in Oğlu, refiklerini yokluktan varlığa, ölümden dirilişe mi taşıyacaktı, "illallah" deyiverdi. Haşir günü topraktan kalkış misali kıyama durduğunu gören yoldaşları da ona uymuşlardı. inci misal Müsenna'nın ve mercan kızılı Ali Ekber'in arasına giren Hüseyin her ikisini de kollarından tutup kendisine çekti. Omuz omuzaydılar. Diğer muhsinlerin de kolları yanı başlarındaki refiklerininkiyle iç içeydi. Birbirlerine zincirlenmişlercesine halka halindeydiler ya, yek vücut olarak tavafa hazırdılar.

itretin sesiyle nefes bulan Kuran, muhsinlere hatırlatıyordu: "Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzere yatarken Allah'ı zikredip semaların ve arzın yaratılışını tefekkür ederler"

Kısa süren sessizliğin ardınca Hüseyin gözlerini kapayıp "Hayy!" demeye başladı. "Ey her dem diri olan Rabbim! Yokluktaki kuluna Aşkınla dirilik ver!"

"Hayy!" diyordu muhsinler. "Ey Rabbimiz! Resulunle ve Onun Âl-i Beyt'iyle yakınlıkta bizlere Dirilik lütfet!"

Topraktan doğrulup ayağa kalkanlar kıyam ile zikirdeyken Arş Çadırındaki Ali Evsat ateşler içerisinde aynı ezkardaydı. O, yanı üzere yatarken bile Allah'ı zikredenlerdendi. Kevser'in kızı elini tutmuştu. Dudaklarından tane tane dökülebilen sen "Hayy!" diye yineliyordu.

"Hayy Allah, Hayy Allah..."

Kerbela arzından Muharrem semasına yükselen, sonra arştan yeryüzüne inen bu sese tüm kainat iştirakteydi. Hilkat Günü"Adem'e secde edin!" emrine uyan ne varsa, Hüseyin'le beraber Alemlerin Rabbini tesbih etmekteydiler. Ciğerlerindeki nefesleri "Hayy!" diyerek dışarı atan muhsinler, altı yönden kendilerine dönen "Abdulhayy" hitabını yüreklerinde hissediyorlardı. Onlar ki, her dem Diri Olanın Kullarıydılar. Ölümlerin eliyle ölüm yoktu onlara...

Ezkar aynıyla süregiderken, bu kez Ali Ekber Kuran'ın Sesi olmuştu: "Sadece O diriltir ve O öldürür. Ancak O'na döndürüleceksiniz.

Hüseyin halkadan ayrılıp refiklerin ortasına geçmişti. Olduğu yerde dönüyordu. Kalbin dili "Hayy!" zikrindeydi ya, "Hayy!" diyenler ayaklarının altındaki toprağın sallandığını, mehtabı süsleyen ay ve yıldızların titreştiklerini hissediyorlardı.

Arş ezkarla dolup taşarken, kimi sadırlar gayrı Hayy istivagahıydı. Alemlerin Rabbinde Dirilik bulan Abd'ul-Hayy farkındaydılar, ölüm tadılacaktı. Bu acının tenlere uğrayışı mutlaktı. Ama Allah bakiydi ve O'ndan bir nefha olan ruh, ten kafesinden azat olarak Rabbin Diriliğine uzanacaktı.

Gecenin son üçte birine değin tekrarlanan ezkar nihayet bulurken, Hüseyin yüzünü kıbleye dönüp secdeye kapanıverdi. Kendisini anmayı nasip eden Rabbine şükrediyordu. Alnı topraktan doğrulduğunda, bir süre sessiz kalıp sonra kollarını iki yanına açarak, "Hatırlayın!" diye seslendi.

"Dedem Resulullah bu ayın onuncu gününü önceki ümmetler gibi oruçla geçirirdi. Evvelkilere benzemek içinse kah dokuzuncu günden başlardı tutmaya, kah on birine dek bunu devam ettirirdi.
Ey Resul itretine gönül verenler! Aşûra Gününün şiarlarını unutmayın ve unutturmayın. Alemlerin Rabbi olan Allah her ümmete bugüne dair işaretler vermiştir...

Aşkın Şehidi (Sf. 515 - 516 - 517) (Cep Boy)
--spoiler--
okurken bir bardak soğuk suyu içmekten çekineceğiniz romandır.
kitap ve ahmet turgut hakkında konuşmak zor, zira kitap fuarında kendisiyle sohbet etme fırsatım oldu. hayran kaldım, sohbetine, saygısına, kalemine, imzasına.

kitap, anlatılmaz okunur. ehl-i beyt nedir, kimin kimin nesidir, kerbela nedir bilmek istiyorsanız bu kaynaktan okumanızı tavsiye ederim.

ahmet turgut der ki;

--spoiler--

Nefis ister,akıl gerçekler bulur,vicdan aklar Oysa sen kendini kandırsan bile unutma ki; Allah hesap sorar, ellerinle kendini ateşe atma!..'''

Kerbela, Hüseyin ve yoldaşlarının katligahı....
Orada kan ve gözyaşı var.Oradaki susuzlukla senin de ciğerlerin kavrulur. Ve başlarsın ah-u figan etmeye.

için yandıkça görürsün: karbela hak aramanın ve özgürlüğün destanıdır.Teslimiyetin, adanmışlığın ve sadakatin zirvesidir.
Her biri ayrı bir şiar olan yetmiş iki şehidin yurdudur Kerbela...

Onlara kapılanırsan nakşolur kalbine: Aslında her yer Kerbela'dır, her gün Aşura ...
Ve dile gelir Kerbela:'' Benim için ağlama. Kendine bak ! der...

''Adına lanetler okuduğun Yezid bizatihi nefsindir.Hesapsızca ister, bu uğurda canlar yakar.Hüseyin''i terk edenleri kınamadan evvel bi kez daha düşün! Sende bir akıl var .Sadece kendi cıkarlarını hesap eder heveslerini haklı göstermek için türlü bahneler uydurur...

Kerbela ikazla yetinmez.Kurtuluşun yolunu 'da gösterir: ''Hüseyin'i Allah katından sana üflenen ruh belle..! arına paklana
yücelirsen sen de Rabbinden bir delil oldun .demektir.Aşka şahit isen bu şehadet kutlu olsun. Sen Aşk ile her dem diri kalanlardansın.

Ve ''Aşkın Şehidi'sin!...''

--spoiler--

bu kitabı okuduktan sonra ne mi olacak?

ne zaman bir bardak soğuk su içseniz içiniz serinlemeyecek, cayır cayır yanacaksınız.
kesinlikle okunması gereken, insanların siyaset , yönetim, güç ve iktidar namına neler yapabilecegini anlatan ahmet turgut muhteşem romanı.
--spoiler--
yaşasaydın sen de onlardan biri olacaktın. aşka şahitsen ve aşkın içindeysen sen de her dem diri kalanlardansın. hatırla! kişi sevdikleriyle beraberdir.
--spoiler--
devamı yine ahmet turgut'un yazmış olduğu aşkın elçisi isimli kitaptır.
--spoiler--
kabenin baş ucunda birilerini öldürmeye müşrikler bile teşebbüs edemedi.
--spoiler--
romanın özetidir.