bugün

en asil duyguların insanlarıdır efenim.. çocukluğunu gerçekten çocuk gibi yaşama şansına erişmiş nesildir ayrıca..

yine olsun yine oynarım.

okuldan eve koşa koşa gelinir.. daha okul önlüğü çıkarılmadan tv açılır sadece 5 dakikalık tsubasa serisi izlenir. tsubasa 5 dakikada anca bir şut çeker onda da ya vakabayaşi kurtarır ya da top direkte patlar siz de göt olmuş bir şekilde tv'den çıkar av'a geçersiniz.. akabinde doktor mario ile bir akşamda 8 defa prensesi kurtarımışsınızdır. sonunda kafaya annenin güdümlü terliği patlar.. yeter ulan tv bozulacak!! küfür ede ede kapatırsın.. vay be arkadaş ya..
atari kasedini kaybettiği günü hatırlayıp adeta vicdan azabı duyan kişiler de vardır içlerinde.
(bkz: ben)
aah ah, nerde o eski bayramlar, dün gibi hatırlarım.
sinir hastası olmuş nesildir. o marioyu bitirene kadar anası ağlamıştır.
eskiden o kağıt 500.000 liralar ve 1.000.000 liralar ile oyuncakçılarda ateri kasetlerini değiştiren güzen nesiliz biz sanırsam.
tellemek kavramını bilen nesildir.
her cumartesi kabı en güzel görünen kasede tav olan nesildir. arkadaşlarıyla kaset takasını tamamladığı ilk anda delice eve koşup oyunlara bakmayı hayal eden nesildir. facebook, msn gibi iletişim yolları yerine balkondan seslenen nesildir. ayrıca kabulü zorunlu bir gerçeğin öznesi olan nesildir. o gerçek de şudur ki: çocukluğunu yaşamış son nesildir.
zorluklar karşısında yılmadan oyunu bitirme yolunda emin adımlarla ilerleyen nesildir. zira bir "captain tsubasa" vardır ve oyun japonca olduğu için kaldığın yerde verilen şifreler yazılamadığı için bir seferde çok uzun olan oyun bitirilmek istendiğinden atarinin ısınan adaptörü 2 saat arayla buzdolabına konulurdu.
(bkz: 90 larda çocuk olmak)
sadece başlığı görmem bile sırıtmama neden oldu. az adaptör yakmadık.
ayrıca goal 3 ve mortal combat'ı hararetli bir şekilde oynamış olan nesildir.
o zamanlar " save " ya da türkçe anlamı ile " kaydet " olmadığu için elektrikler kesilirse ya da biris adaptöre dokunursa onca bölümü onca leveli tekrardan geçmek durumunda kalırsınız.

kaset değiştirmek ya da satın almak için anneye yalvar yalvar yalvarırsınız. tank 90'a doyamazsınız. nba kasetini takıp zevkle oynarsınız ve vs vs vs

bilgisayar asla bi atari değildir.
tank 2 ve bomberman de rekor kırmaya çalışan nesildir.
en güzel zaman aralığı da şudur;

ilkokulda öğlencisinizdir. okullar yeni açılmıştır. sonbahardır. cepte tüm hafta boyunca birikmiş harçlık. istiklal marşı büyük bir şevkle okursunuz. okuldan çıkarsınız. kapanmadan yetişmek için atarici abiye koşarsınız arkadaşlarınızla. tabii diğer atari kasetleriniz de ceplerinizdedir. kasetçi abiye varırsınız. cuma günü toptancı günü olduğu için yeni kasetler gelmiştir. plastik bölgesi sarı, yeşil, mavi kasetlere bakarsınız. bi kaset seçersiniz, milyon liralar vererek diğer kasetle değiştirirsiniz. işte o an mükemmel bir andır. eve koşarsınız. vardığınızda zile 4 defa basarsınız. kapı açılır, ışığa doğru koşarsınız, heyecandan apartmanın ışığını bile yakmazsınız. eve girersiniz, yemek hazır olmasına rağmen atarinin başına geçer, yeni aldığınız kaseti takarsınız.

işte o açılış anı tarif edilemez bir duygudur. maalesef ki bu duyguyu önümüzdeki nesiller isteseler bile tadamayacaklar.

edit: 1, 5, 17, 1, 17, 17
9999999 farklı oyunu barındırdığı iddia edilen oyun kasetlerinin içindeki oyunları "farklı olanı bulucam olm" diyerek tek tek oynamaya çalışan nesildir.
-gözlerin kan çanağına dönene kadar oynamadıysan,
-annen "kaldırıcam şu atariyi derslerine engel oldu hep bunun başındasın" diye çemkirmediyse günler boyu,
-super mario atlarken sen de poponu oturduğun yerden en az 30cm havaya kaldırmadıysan,
-tank'ta her yeri demir yapıp tankı da en ortaya hapsedip bununla eğlenmediysen,
çok şey kaçırmışsın demektir.
atari ile internet cafe arasında bocalayıp duran nesilden önceki nesildir.
(bkz: goal 3)
(bkz: mortal kombat)
1990 tank oyununda kalesini demirden yapan, soccer'da dakikalarca rakip kaleye ulaşmayı bekleyen nesildir.
Mario, tsubasa, circus charlie, bomberman gibi şiddet olmayan oyunlar oynayarak büyüyen nesildir. 90lı nesil.
şimdiki nesille arasında ki tek farkı özetlemek gerekirse;

siz oynadığınız bilgisayar oyununda üç can hakkınızı yitirdiğinizde kaydettiğiniz yerden başlarsınız
biz üç hakkımızı yitirdiğimizde yeniden baştan başlardık şeklinde özetleyebiliriz sanırım.
annesinden saklanarak sabahlara kadar mario daki o şırfıntı prensesi kurtarmaya çalışan nesildir. ayrıca şimdiki nesiller kadar kirli bir dünyaya gelmemiş nesil olarak da tanımlayabiliriz.
artık hayatından ps2 ps3 ü bir türlü çıkartamayan yetişkindir...
Tank oyununun kasedini takıp , mahalle çocuklarını eve toplayıp , kale kurup heyecanla vs. atan çocuktur. Bir de bakkala yazdırılıp alınan , yeni çıkmış çikolatalı barlar, çitoslar , içlerinden çıkan tasolar ve Capri sun!
kışın ortasında sıcacık yatağı bırakamamışken, abimin sabahcı olması nedeniyle okula gittikten 20 dk sonra gelip: olum tatilmiş lan bugun demesiyle akşam 4 e kadar karşılıklı street fighter oynadığımız günler geldi aklıma.şimdi çocuğum olsa bu kadar sevinirmiyim bilmem...
yerini bilgisayarların, playstationların, xbox, nintendo vs.nin aldığı atariyi oynamaktan sıkılmayan, uzay çağına bile geçilse sıkılmayacak nesildir. başka hiçbir şeyden bu kadar zevk almaz ayrıca bu nesil oynarkende gözü hiçbir şeyi görmez.