bugün

KPSS sınavına girip eli boş dönen, Kadrolu olamayan öğretmenlerdir. Oluşturduları bir platform da mücadelelerini sürdürürler
(bkz: Atanamayan öğretmenler platformu)
okullarda bir dünya öğretmen açığı olmasına rağmen devletin atamadığı öğretmenlerdir... Onun yerine ücretli olarak çalıştırılan öğretmenlerdir.. bu ücretli öğretmenlere resmi, dini ve yaz tatillerinde paraları ödenmeyen öğretmenlerdir... Evlenip çoluğa çocuğa karışıp yuvasını kuramayan öğretmenlerdir.. başka bir meslekte çalışıp işyeri sahibi ilkokul mezunu hanzo olmasına rağmen ondan fırça yiyen öğretmenlerdir. Bir ülkeyi kalkındıracak olup atanamadığı için ülkenin kalkınmasına engel olan adi köpeklere isyan eden öğretmenlerdir...ya ne olcakki yazın 3 ay tail kışın tatil oh kebap ne güzel diyen aptal ve beyinsiz güruhlarla uğraşmak zorunda kalan öğretmenlerdir.. bilmezki millet müdürlerle ayrı bi dert velilerle ayrı bir dert bürokrasiyle ayrı bir dert uğraşıldığını... ücretli öğretmenliğe ses çıkarmayan cahil velilere katlanmak zorunda olan öğretmenlerdir... lanet olsun be lanet olsun...
(bkz: öğretmenler gününde öğretmen atamak)
üniversite hazırlık evresinde ve sonrasında sağlıklı enformasyon alamayışlarının ve ileri vadede kendilerini rahat ettirmesi mümkün olan mesleklere yönelmeyişlerinin, cezasını çekmektedirler.

her zaman hatalı olan "sistem"dir bizim gözümüzde. salt eğitim fakültesi olsun deyip, daha iyi bir yaşantı vadeden üniversite programlarını tercih etmeyip, amien bir tabir ile: "kendi kuyusunu kendisi kazan!" insanların, işsiz kalma endişelerini çok daha önce taşımaları gerekirdi!

olayı idealistlik olarak ele almak ise; başlı başına bir aldatmacadır. postmodern çağda, idelistliğe yer yoktur.
bu gün 24 kasım öğretmenler günü atanamayan öğretmen arkadaşların kendilerini gelen kutlamalarla egolarını tatmin etmeye çalıştığı değişik bir ruh haline büründükleri hatta bir an gereksiz yere övündükleri ve hayal kurdukları gün bugün. Nasıl mı bu kadar iyi biliyorum....
çevremde bir çok atanamamış öğretmen arkadaşım var, onların özellikle öğretmenler gününü kutluyorum, sizlerin en büyük hatası bu ülkede yaşıyor olmanız, imam hatip mezunu olmamanız, din kültürü dersi hocası olmamanız, ve referansı vekiller başbakanlar olan bazı üst düzey kurumlara girebilecek kapıyı bile size gösterecek bir yakınınızın olmamasıdır, Belki burada çok kızan olacak bir sözle kapatacağım, hocaefendinin bir sözü var, burada kullanmam gerekir:
"Karanlığın en koyu anı, aydınlığa en yakın zamandır. " hepinizin öğretmenler gününü kutlarım.
atama kelimesinden nefret etmeme sebep olan öğretmenlerdir.
(bkz: atanamayan öğretmenlerin mızmızlanması)

üniversite sınavında tercih yaparken, girdiği yılda bile senede 30-40 * kadronun açıldığı öğretmenlik branşlarını tercih edip mezun olduktan sonra "ama bu ülkenin öğretmenlere ihtiyacı var, kadro açsınlar" diye mızmızlanan öğretmenlerdir.

bu ülkenin öğretmenlere ihtiyacı vardır ancak doktora, mühendise, hemşireye, temizklikçiye vs. de ihtiyacı vardır.
ideal bir ülkede yaşamak her vatandaşın hayalidir ama işler öyle tıkırında yürümez.
devlet eğitime bütçeyi fazla ayırırsa, sağlığa, hizmete, savunmaya vs. parayı nasıl ayıracak?

mezun olana kadar rahat rahat okuyan gençler lütfen mezun olduktan sonra mızmızlanmayın.

girmeseydiniz o zaman o bölümlere.

devlet niye açıyo bu bölümleri o zaman deyip de kendinizi kandırmayın lütfen:çünkü devlet iyi puan alamayıp "ben üniversiteye giremedim diye mızmızlanmasın gençler diye gereğinden fazla bölüm açıyo. Ama bu şekilde bile bu insanlara bir şans tanımış oluyo: kpssye girme hakkı"

bu ülkenin öğretmene, doktora, mühendise ihtiyacı olduğu kadar; inşaatçıya,pazarcıya, garsona, ayakkabıcıya, tezgahtara vs. de ihtiyacı var.

(bkz: acı gerçekler)
4 yıldır atanamayan öğretmen intihar etti

Erzurum Atatürk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Yüksek Okulundan (BESYO) 2007 yılında mezun olduktan sonra ataması yapılamayan, bir süre Erzurum;da bir matbaada çalıştıktan sonra buradan ayrılan evli ve bir kız çocuk babası Alaattin Güven (34), memleketi Erzincana döndü. Beklediği ataması bir türlü yapılmayınca ve başka bir iş de bulamayınca bunalıma giren Güven, önceki gece arkadaşına ait kereste dükkana gitti. Güven, burada bulduğu elektrik kablosuyla kendini işyerinin bahçesindeki korkuluklara asarak yaşamına son verdi. Olayın sabah işyerine gelenler tarafından fark edilmesi üzerine polis inceleme başlattı. Acı haberi alıp kereste dükkanına gelen Güven&in yakınları sinir krizi geçirdi.

http://haber.gazetevatan....-9-ocakta/420662/1/Gundem
görsel
ölümü görüp sıtmaya razı olan dostlarımdır hepsi.
http://www.abbasguclu.com...enlerin_beklentileri.html
umarım aralarına katılmam dediğim gruptur. allah yardımcıları olsun.
4 yıl üniversite okuyup, kpss ye çalışıp yine de atanamayan öğretmendir.
seneye aralarına katılacağım,desperate teachers grubu.
buyrun benim.
şu sıralar facebook'ta ve twitter'da bir araya gelip şubat ataması olsun diye bastıran öğretmenlerdir.

https://www.facebook.com/groups/339590089467772/

çok etkin olarak çalışıyorlar. seslerini duyurmaya çalışıyorlar. önemli kişilerle görüşmeler ayarlayıp dertlerini anlatmaya çalışıyorlar. insan olarak destek vermeliyiz. çünkü neden? çünkü şu ülkede öğretmen açığı kapanmaz. açık varken de baskı yoksa ek atama olmaz. binlerce insan işsiz, okullarda öğretmen yok, öğrenciler sersefil...

ha, ne yaparsın?
şunu imzalarsın: http://imzakampanyam.com/...0bin-imza-imza-kampanyasi
şunu takip edersin: https://twitter.com/subatcilar
bu sırada merak etmezsin ortada ideolojik hiçbir şey yok. insanlar sadece haklarını arıyorlar. ücretli öğretmenlik belasından kurtulmaya çalışıyorlar. senin ülkenin, senin çoluğunun, çocuğunun, akrabanın, komşunun oğlunun/kızının geleceği için çalışıyorlar. bir tık, çok değil.
sürekli ağlayan öğretmenlerdir. neymiş efendim 90 almış da atanamamış... biz mi dedik sana git sınıf öğretmenliği oku diye, ne milletin kafasınız şişiriyosunuz... sanki tek mağdur bunlar, ağlak şeyler...
yata yata okurlar sonra da zırlarlar atanamıyoruz bik bik bik. hepinizin nasıl öğrenci yetiştirdiğinizi biliyoruz hiç edebiyat yapmayın. hepiniz biraz daha fazla kazanma ve yatma derdindesiniz.
sürekli yatan, çok kazanan ve bunun için sürekli ağlayan öğretmenlerdir.
imza: sistemden bit kadar haberim yok, her şeyi çok basit zannediyorum, kpss'den 90 almak da elimin kiri diyen kişi. saygılar.

hahhahahassssiktiiirrr.
her şeyi çok basit sanıyoruz, kendi yaptığımız iş/okuduğumuz bölüm atomu parçalamaktan zor bizler de bahçe sulama sistemleri bölümünden mezun olacak olsak bile gelmiş geçmiş en üst düzey, über zekalı kişileriz; geri kalan herkes salak, herkes andaval, onların yaptığı iş/okuduğu bölüm lafı edilemeyecek derece basit, zaten onlara hocalar soruları da veriyor rererö.

bu kadar basit ve sığ düşünceler içindekilere söyleyeceklerim var:

ben "çocukluğumdan beri öğretmen olmak istiyorum" diyen insanlar tanıdım. tek hedefi, tek gayesi bu olan insanlar. amaç ne demek biliyor musunuz siz? hedef? bunlardan haberiniz var mı? öss'den yüksek puan alıp tıp fakültesi yazan, ilk yıldan "hiç bana göre değilmiş" deyip ertesi yıl tekrar sınava girip (puanı da düşüyor üstelik) matematik öğretmenliği kazanan insan tanıdım. karşısında eğildim. her şeyi para olarak görmeyip, kendisini tanıyabildiği, hedefleri ve amaçları için bok gibi para kazanacağı işi bir çırpıda gözden çıkaran insanlar tanıdım. "ailem beni zar zor okutuyor, ben atandığım zaman durumu olmayan öğrencilerime yardımda bulunacağım elimden geldiğince" diyen insanlar tanıdım. fakat görüyoruz ki bu insanların atanmak istemesi, atanamadığı için hakkını araması bazılarına batmış, batmakla kalmamış da delik deşik etmiş. hak aramayı bilmeyen, hakkını arayan insanlar görünce de "eööhh ağlak lan bunlar, ne var atanamadıysa bunlarla mı uğraşıcaz, hem yata yata okuyolar ehimehi" demeye başlamışlar.

bir kere şu anlaşılmalı: eğer bu insanlar üniversite sınavında bu bölümleri kazanmış, okumuş, emek ve para harcamış, karşılığında da "öğretmen" ilan edilmişse, elbette bunun için uğraşacaklar, ağlayacaklar, gerekirse kafa şişirecekler. ve tek bir canlının, bu insanlara "amaan yata yata okudunuz şimdi de atanmak istiyonuz" demeye hakkı yok. o okul ona o diplomayı vermiş mi, vermiş. öğretmen olarak ilan etmiş mi, etmiş. o zaman kusura bakmayın ama sayın çok bilmişler, siz ağzınızı açıp da tek bir kelime laf etme haddine sahip değilsiniz. ister yata yata okur, ister başka şekilde.

eğer sağduyulu vatandaşlar iseniz, burda eleştirmeniz gereken atanamadığı için ağlayanlar değil, onları ağlatanlardır. sistemdir. üniversiteden "öğretmen" olarak mezun edilen insanları alakasız ve neyi ölçtüğü belli olmayan bir sınava sokup onların "öğretmen yeterliliklerini" ölçtüğünü savunanlardır. bakalım ne kadar iyi öğretmensinsiniz, alan sınavı yapacağız size deyip, hali hazırda görev yapan norm fazlası öğretmenleri "alan değişikliği" adı altında ilgisi olmayan alanlara geçirenlerdir. farkında mısınız bilmiyorum ama şu an sınıf öğretmenlerine beden eğitimi, türkçe, resim, müzik tırıvırı bir ton bölüme geçiş hakkı tanındı. ha tabi bazı çok bilmişler "sınıf öğretmeni nasılsa hepsinden anlar ikbikvik" diyor ama, madem öyle, neden diğer branşlar üniversitede bölüm olarak açılıyor derler hafız. o zaman herkes standart olarak sınıf öğretmeni çıksın, sonra dağıt hepsini kafana göre bölümlere oohh... sonra da geride kalan, atanamayan "ağlaklara" alan sınavı yap. sonra da bütün bu sistemin ortasında kalmış insanlara "neden ağlıyonuz sizi mi çekeceğiz" de. ne kadar güzel. çok afedersiniz ama insanlığınıza sıçayım.

bir de şu öğretmenlerin kendi kendilerine çalıp söylediği havası yaratanları bir seviyorum bir seviyorum ki anlatamam!
öğretmenlerin 3 ay yaz tatili vaaaöööörr: ee, çocuğunu gönderecek misin temmuz sıcağında? sıcaktan bayılarak eve gelmesini neşeyle mi karşılayacaksın? öyleyse tamam, öğrenci varsa öğretmen de vardır.
öğretmenlerin atanamaması bizi ne ilgilendiriiiööörrr: atanamayan her öğretmenin yerine ücretli öğretmen çalıştırılıyor. o ne demek biliyor musun? mesleği öğretmenlik olmayan kişiler senin çocuğunun öğretmeni olabilir. sonra gelip de "nasıl eğitim verildiğini blyrz üff" havaları atmayın. eğitim fakültesi mezunu olmayanlar sayesinde eğitimin kalitesi düşüyor. sayıları az mı zannettin? 80 bin. küsüratlı.

yani, atanamayan öğretmenlerin atanmak istemesi, kadro istemesi bir gereklilik, bir haktır. bencillik veya ağlaklık değil. asıl üzücü olan şu ki, artık insanlar birbirlerinin derdini anlamaya tenezzül etmiyor, empati kurmaya gayret göstermiyor, benim durumum iyiyse bana ne diğerlerinden diyor. çok güzel bir toplum olduk, çok.

şunu da söylemem gerekiyor ki, "öğretmenler cumhuriyeti" diye bir şey olmadığına göre, eğitim ve eğitim sistemi bu ülkedeki heeerrr vatandaşın sorunudur. senden geçtiyse çocuğun, çocuğundan geçtiyse torunun için. çok hafife alanlar için üzülürüm. etrafına at gözlükleriyle bakmaktan başka bir şey değildir.
namı değer güvercinler*.
ileri görüşlü olmadıkları için, onlara rehberlik eden kimseleri olmadığı için, öğretmenliği seçmiş ve işsiz olan öğretmenlerdir.
uçamayan süper kahramanlardır. o kadar emek ver oku vs sonra sik gibi evde otur. devletin bi sik yapacağı yok bu konuda belli, keşke bu bölümü seçmeselerdi demekten başka birşey gelmiyor insanın elinden.
başbakana göre önümüzdeki sene sıfıra indirilecek olan sorunmuş.

ulan ata hepsini, sana oy vermeyen göt olsun amk.
üniversite seçimini yaparken hiçbirinin "ay nasılsa herkesi atıyorlar sınav yok bir şey yok en rahat meslek bu neden herkes öğretmenliğe burun kıvırıyor anlmyrm :///" diye bir şey demediği, herkesin kpss gerçeğiyle yüz yüze olduğu, atama olayının ciddi bir sorun olduğunu bilerek geldiği "öğretmenlik" bölümlerinden mezun olmuş kişiler.

kpss var evet, ben de öküz gibi çalışır kazanırım diye bir hedef belirlemiş olabilirler pek ala. atamalar sorun olsa da, gerçekten öğretmen olmak isteyen insanların önünde çok da engel değildir kpss.

ama hafız, bu ülkede birkaç sene önce bir fizik öğretmeni kpss birincisi oldu. birinci ya birinci. daha ne yapsın? ama fizik kadrosu açılmadığı için atanamadı. bereket o zaman puanlar 2 sene geçerliydi de, ertesi sene kadro açtılar ve atandı. koooskoca ülkede hiçbir okulda fizik öğretmenine ihtiyaç yok muydu yani? hahahahahasss.

demem o ki, eleştirilmesi gereken öğretmenliği seçen kişiler değil. siyasetçiler şu sıra ezberlemiş, hep aynı şeyi söylüyorlar: devlet hepinizi atamak zorunda değiiil. (^_^) aayy canım, çok tatlısın. herkesi atamak zorunda olmayabilirsin ama, planlama yapmak zo-run-da-sın! ihtiyacın yoksa sırf üniversiteye girsinler de işsizlik oranımız az görünsün diye eğitim fakültelerine öğrenci almayacaksın. alırsan, onlar da 4-5 yılın sonunda bizi öğretmen yaptıysanız atamak zorundasınız derler. bu işler böyle.