bugün

anne olduğunda derler..
Annem derdi ki: "Terli terli su içme." içten içe kızardım ona Oyunun en tatlı yerinde
Bu müdahale de niye? Hastalanınca anlardım ki! Annem haklıymış. Annem derdi ki: "Sakın geç kalma." Meraklanırmış sonra içten içe hayıflanırdım ona Gidenin dönmesini beklerken anladım ki ! Annem haklıymış. Annem derdi ki: "Odanı dağıtma." içten içe karşı gelirdim ona Toparlamayı erteleyip dururken Hayatımı dağıttığım anlarımda anladım ki !
Annem haklıymış. Annem derdi ki: "Öfkende fakir ol, sevginde zengin." içten içe önemsemezdim bakışlarımla Kırdığım kalpleri telafi edemediğimde anladım ki !
Annem haklıymış. Annem derdi ki: "Tek kişilik yaşama." Diğer türlüsü bencillik olur
Sevilmezmişim sonra.... içten içe güler geçerdim Yalnızlık ağır gelmeye başlayınca anladım ki ! Annem haklıymış. Annem derdi ki: "Doğal ol, yapmacık olma."
içten içe burun kıvırırdım ona Ezberlediğim yaşam biçiminin tatsızlığını fark edip
Rollerimi karıştırmaya başlayınca anladım ki ! Annem haklıymış.
Annem derdi ki: "Gençliğinin kıymetini bil, geri gelmez bir daha."
içten içe sitemkâr davranırdım ona Yüzümdeki çizgiler Saçımdaki beyazlar zafer kazandıkça anladım ki ! Annem haklıymış.
Annem derdi ki: "Bir dilek tut, gerçek olana kadar çabala." içten içe söylemesi kolay, yapması zor derdim ona Hayatımı sorgulamaya başlayıp Sürekli yapamadıklarım aklıma geldiğinde anladım ki ! Annem haklıymış.
Annem derdi ki: "Bu sözlerimi kullan, yabana atma." Şimdi....
içten içe teşekkür ediyorum ona Çünkü.... Ben de bir anneyim... Bana miras kalan bu cümleleri sarf ederken bileceğim ki ! Ben haklıyım....
yalnız kaldığınğzda annelerin cocukları için yaptıklarını düşündüğünüz an...
Bir anda yokluğunu, var olmadığını düşündüğünüzde beyninize şimşek gibi çakan andır. O yüzden dua ederken hep ondan önce öleyim dersiniz.
gece cadirda sivrisinekler, dondurucu soguk, migren ve yaninda zaman zaman sevisen, zaman zaman da horlayan arkadaslarla uyumaya calisip uyuyamadiginiz andir. cunku anne sivrisinekleri sizin icin kovar, elleriyle butun vucudununuzu isitabilir, masaj ve reiki gibi yontemlerle migreninizi alabilir. o her derde devadir.
altında meteor deliği gibi geniş bir yırtık bulunan boxerla üç gün gezdikten sonra oturulup düşünülen an.
babanin öldügü andir.
eve çıkarsınız ve tüm sorumluluk üzerinizdedir. bulaşık, ütü, yemek, temizlik.. hepsini yapıp birde ders çalışmak zorunda olmak zor gelir. işte o an düşünürsün "anne candır yahu" diye...
ne zama ki anneler , evlatlarına uyarı ve ya nasihat ederler, evlatlar, aman be anne ne kadar paranoyasın, daha neler deyip geçiştirirler. ne zaman söylenilen yerini bulur , işte o zaman annenin değeri ve kıymeti emsalsiz olur. hem nasihatı o an dikkate alınır, hemde o an tek liman ana kucağıdır ona sığınılır.
insan mahlukatının ulaşamayacağı bir andır.

(bkz: beynin durduğu anlar)

insan kendi eksiklerinden yola çıkarak çevresindekilere, ailesine, insanlara değer verir, ki yalandır, dolandır.
karşılıksız sevginin eksikliğini hissettiğin her an.
aslında her an olmalı. yani değeri hep bilinmeli annenin. sonra bir gün pişman olunabilir zira..
ama bazen minik bi kız gibi yüzünde kocaman bi gülümsemeyle "ooohhh iyi ki de doğurmuşum seni, ne de güzel doğurmuşum, pek de güzel doğurmuşum, çok da güzel doğurmuşum oohh canıma değsin" der muzip muzip, yanaklarını sıkıp ısırasım gelir.
canım annem, iyi ki de doğurmuşsun beni. ooh canıma değsin.*
hasta oldugunuzu telefonda soyledikten sonra, gece boyunca uyumadıgını ogrenmek.
yurtta odanın dağınık olduğunu gördüğünüz her an. yani her an.
Erkek arkadaşınızdan ayrıldığınızda, en yakın arkadaşınızdan kazık yediğinizde, kendinizi yalnız hissettiğinizde sizi teselli eden tek kişinin anneniz olması durumu.
öldüğü andır...
küstüğü an.
beyin kıvrımlarında kan dolaşımını hızlanmasıyla
anne denilen melek tarafından bu güne kadar yapılanların (bkz: imkansızı başarmak) olduğunun analaşıldığı andır.
ahirinde
(bkz: yerin dibine gecmek)
memlekette olduğu ve 6-7 ay sizden ayrı kalacağı an.

askerlik yapılan dönem. bizzat şahit olunmuştur ki, günde 8-10 defa arayıp, hal- hatır sorma potansiyeline sahiptir. duygulanır insan.

oy puşilim, kurban olsun habu uşak o elâ gozlerune!!!
her andır, sadece iş düşüldüğünde aranacaksa anne olmaya gerek yoktur bi hizmetçi de yapabilir işleri.
Sevgililer, anne-babayı geçti...

Bankalararası Kart Merkezi (BKM) Babalar Günü'nü kapsayan 18-21 Haziran tarihleri arasında kredi kartlarıyla 596 milyon lira harcama yapıldığını duyurdu.

BKM tarafından yapılan yazılı açıklamada yer verilen raporda, 18-21 Haziran tarihlerinde BKM takasında gerçekleştirilen işlem adetinin geçtiğimiz yıla oranla yüzde 2,05 artışla, 6 milyon 799 bin 912 adet olarak; cironun ise yüzde 13,85 artışla 596 milyon lira olarak gerçekleştiği belirtildi.

Rapora göre, bu yıl Babalar Günü'nün en çok tercih edilen hediyesinin cep telefonu olduğu ve 18-21 Haziran tarihlerinde, ağırlıklı olarak cep telefonu satışlarını kapsayan telekomünikasyon sektöründe 115 milyon liralık harcama yapıldığı belirlendi.

Bir önceki haftanın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında da ciddi bir artış oranının gözlemlendiği telekomünikasyon sektörünü, 105 milyon lira tutarındaki harcama ile giyim ve aksesuar sektörü izledi.

Yaz mevsimi ve tatil döneminin başlaması itibarıyla, olağan olarak yükselen giyim sektörü harcamaları ayrı tutulduğunda, cep telefonu satışlarındaki patlama, Babalar Günü'nün en popüler hediyesinin cep telefonu olduğunu ortaya koyuyor.

Harcamaların bölgesel dağılımına bakıldığında, cep telefonunun, Marmara Bölgesi'nden Doğu Anadolu Bölgesi'ne kadar tüm Türkiye genelinde öncelikle tercih edilen hediye olduğu gözlemleniyor.

Babalar için en çok istanbulluların harcadığı, Gaziantep'in ilk kez izmir'i geçip, ilk üçe yerleştiği görülüyor.

Babalar Günü telekomünikasyon harcamasının iller bazında dağılımına bakıldığında, istanbul her zaman olduğu gibi en çok harcamanın yapıldığı il oldu. istanbul'u sırasıyla Ankara, Gaziantep, Adana, Hatay, içel, Antalya, izmir, Diyarbakır ve Konya izledi.

Ne anneler, ne de babalar Sevgililer Günü'nü yakalayamıyor

Rapora göre, Sevgililer Günü, Anneler Günü ve Babalar Günü arasındaki harcama oranlarına bakıldığında, bu yıl Babalar Günü, küçük bir farkla Anneler Günü'nü geçse bile, Sevgililer Günü harcamasına yine ulaşamadı.

Anneler Günü'nde ağırlıklı olarak erkeklerin, Babalar Günü'nde ağırlıklı olarak kadınların, Sevgililer Günü'nde ise, hem kadınların, hem erkeklerin alışveriş yaptığı düşünülürse, özel günler içinde Sevgililer Günü, perakende sektörünün en karlı dönemi olma özelliğini koruyor.

2009 yılı içinde, Sevgililer Günü için 642 milyon lira, Babalar Günü için 596 milyon lira, Anneler Günü için ise 590 milyon lira harcandı. Anneler için kuyumculara, sevgililer için giyim mağazalarına, babalar için cep telefonu mağazalarına gidiliyor.

Özel günlerdeki harcama oranlarına bakıldığında, farklı sektörlerin ön plana çıktığı gözlemleniyor. Anneler Günü'nde yılın rekor satış oranını yakalayan kuyumcular, sevgililer gününde yerini giyim ve aksesuar sektörüne bırakıyor. Babalar Günü'nün yıllardır değişmeyen en gözde sektörü ise, ağırlıklı olarak cep telefonu ve aksesuarlarını kapsayan telekomünikasyon sektörü olduğu gözlemleniyor
sınav dönemi zar zor pişirilen çorbanın lapa lapa ve soğuk içildiği an.
her daimdir. zira anne değerlidir.
yanındayken bile kaybetme korkusu yaşayınca bir hüzün kaplar yüreğinizi.
kaybedince..
güncel Önemli Başlıklar