annelerin onunla konuşma dediği kötü çocuk

annelerin sizden uzak tutmak istedigi cocuktur. aslında gayet eglenceli, hiperkatif bir velettir bu, onunla gezmekten zevk alırsınız. anneniz bu zevkten sizi mahrum bırakmaya cabalar. siz arkadasınızın evine gittiginiz de yaptıgınız her turlu cekingenlige karsılık bu velet yuzsuzlukle bibloları kırar, pasoo bişiiler ister, dersler de basarisizdir.

dedim ya eglenceli ve tehlikelidir.!

(bkz: biz annenizin ogutledigi o kotu cocuklariz)

herkesin mutlaka rastladığı ve liseli bazı kızların annesinide arkadaşlarınıda dinlemeyip hamile kaldığı kötü çocuk.

kotu cocuk ifadesi ara sıra anne ve babası ayrı olan cocuklar icinde kullanılır, bilincsizce. sen de onun dagınık psikolojisinden etkilenirsin baabında. aslında kotu olmayan cocuktur bazen.

egitilemeyen anne babadir.

fıratın her daim sigara içen adam papuçlu sivri kafa arkadaşıdır.

özünde iyi bir çocuktur aslında. hayatın ona biçtiği rolü oynamaktadır.*

(bkz: hala oğlu)
harbidende bu güne kadar sanki melekti şimdi camiyede başladı.
(bkz: taş yağacak ak)

aslında arkadaşlar içinde en eğlencelisi en maceraperesti olan arkadaştır. mesela benim bi tane böyle arkadaşım vardı. sitenin kaloriferlerini yakan ismail amcanın oğlu. benden yaşça büyük idi beraber iki adımlık bakkala değil taa öteki mahallede ki büfeye ekmek almaya filan giderdik * sonra bi keresinde abisinin motorunu kaçırmıştık * *. işte böyle bir arkadaştı. lakin mahallenin güzel güzel oynayan uslu akıllı çocuğu çizgisinden kayıp kızların bebeklerini kıran oğlanların maçlarını bozan olmaya başlayınca ve de arkadaşımın da sigara içtiği anlaşılınca annem tam da bu sözü söyledi bana.ben de arkadaşımla görüşmedim kitap okudum kemalettin tuğcu filan. sonra ismail amca başka işe girdiğinden bizim ordan taşındılar ve irtibatımız koptu pis arkadaşımla. aradan yıllar geçti bir gün bi kalabalık gördüm yaklaştığımda bir motosiklet kazası olduğunu öğrendim yerde yatan yaralı tanıdık dı evet bu zamanın da en yakın ve en kötü arkadaşımdı direğe bindirmiş alkollüymüş. pek bişeyi yok gibiydi ama kırıkları var gibiydi. yetişmem gereken bir parti vardı ve fazla duramadım orada yakın bir arkadaşımın doğum günü partisi fazla içmemek üzere anneme söz verdiğim parti giderken de bir sigara yaktım.

genellikle en yakın arkadaştır. kankadır, candır, kandır. hollandaya kadar da yolu vardır. *

kötü çocuk yoktur bakımsız çocuk vardır. :D

ısrarla da konuşulmak istenen çocuktur. fırlamanın tekidir belki, küfürbazdır, terbiyesizdir ama iyi çocuktur be.

kesin fakirdir.

ama mahallede başka oynayacak çocuk yoktur annesii.

kıyak çocuktur.

serdar gökalp'miş.
ben demiyorum. dün akşam yayınında kendisi dedi.

(bkz: serdar gökalp)

nuriye hanımın çocukları;

'' onlarla oynamayın sakın'' derdi babaanneciğim.

nuriyanımın, üç kız, iki erkek çocuğu vardı.
benden büyüktüler.
kıpkırmızı yanaklı, saçları gür, yeşil gözlü-sarışındılar ve rumeli şivesiyle konuşurlardı.
her gün sahildeydiler.
''kız gelseneee, or....., bak ne buldum'' diye bağırırlardı.
oğlanlar ''ulan a... koyduğumun...'' gibi küfürlü konuşup, devamlı tekme-tokat kavga ederlerdi.
onlara camdan bakardım.
onlarla oynamak ister, onları gizli gizli severdim.
bir gün nuriyanımın çocukları sahilde oynarlarken gizlice rıhtıma çıktım.
beni görmeleri-duymaları için, şenzlongu itelemeye başladım.
şezlong kaydı, kaydı..., kapandı, tutmak istedim...
ve şezlongla birlikte, 4 metre yükseklikteki rıhtımdan denize düştüm.
yurdanur, nuri, ziya, aysel, feriha tepetaklak denize düşen beni sudan çıkarıp, bağırmaya başladılar:
teze, tezeeeee!
babaannemin rıhtımdan, korkuyla karışık minnet duygusuyla bize bakışını unutamam.
bu kazadan sonra nuriyanımın çocukları hem benim kurtarıcım hem de en sevdiğim arkadaşlarım oldular.

o çocuk; eline 5 tl verildiğinde molotof atan, polise taş atan, okulu yakmaya çalışan, elinde belinde silah taşıyansa anne sonuna kadar haklı.