amerikan film klişeleri

telefonum 5 5 5

kız çirkinsse yakışıklı bi çocuğa aşıktır ve çocuk filmin son on dakikasına kadar çocuk kıza bakmaz son on dakikada çocuk da kıza aşık olur.

kız güzelse de ona içine kapanık herkesin dalga geçtiği gözlüklü çirkin bi çocuk aşıktır, kızımız ona bakmaz okulun en popüler çocuğu ile birliktedir, filmin sonunda is ekız fikir değiştirir ve asosyal çocuğu seçer.

aslında bu sadece hollywood değil bütün film ve dizi sektöründe olan bir klişe ve gün geçtikçe uyuz olmaya başlıyorum.şöyle ki; polis ajan veya herneyse adamımız katilin peşindedir,bir son dakika bilgisiyle elemanın yaşadığı yeri öğrenirler,baskın yapmak için yola çıkarlar evin kapısını kırıp içeri girerler,masada bir bardak çaydanlık vs vardır ve bomba gelir:bardak/çaydanlık hala sıcak,fazla uzaklaşmış olamaz.

dostum adamım gibi şeyler dublaj klişeleridir. onlar bu başlıkla alakasızdır. normalde öyle şeyler yok amk. dublajda lanet olsun diyor herif aslında ananı sikeyim falan diyor bu dur yani olay.

amerikalılar dışındaki herkes acı çekerek ölür.

bekareti erken kaybettiğini söyleyen kızlar. çoğu romantik komedi türü filmler de olmazsa olmazlardan.

dünya yok olsa bile final de herkez mutludur.

türk filmi klişelerinden kat kat daha iyi olanlardır.

bir grup genç bir bir yerlere gidiyordur ve mutlaka gidilecek yere gitmemelerini söyleyen gizemli bir yabancı çıkar.

gruptaki en çirkin ya da gözlüklü karakter ilk kurban olur.

gruptan ayrılan geri gelemez ya ölüsü bulunur ya da sonunda katil o çıkar.

elektrik kesilirse yine biri ölür.

en çok şüphe edilen kişi katil değildir.

öldü sanılan katil son bir hamle daha yapar.

kahraman ve katil karşı karşıya ve kahraman silahsızsa mutlaka başka biri gelir ve katile ateş eder.

uşak her zaman katildir.

bir kişi mutlaka kurtulur.

Kız eve atılır, önce dertleşilir sonra sevişilir.

görsel

baş karakterin çok meşgul olması sonucu * sürekli oğlunun basketbol/beyzbol maçını kaçırması, veledin dünya yıkılmış gibi tepki vermesi, annenin (tercihen boşanmış) adama kızması *, finalde herkesin kavuşması, mutluluktan ölmeleri. bir de:

-lanet olsun oğluma söz verdim, bugün ölemem. *

korku filmlerinde korkutan nesne * çıkmadan önce verilen gerilim dolu o lanet olası müzik.

dedektiflerin en önemli olayı çözmelerine yakın çocuklarının illa ki bir tiyatro gösterisi, beyzbol maçı bişeyi olur, ona gitmek mi bu olayı çözmek mi diye ikilem içinde kalırlar.

film, amerikalıların pek bir sevdiği dünyayı kurtarma temasına üzerine ise tanıtımda karizmatik bir sesin "one man, one world, one destiny" gibi beylik lafları sıralaması.

eğer film gençlik filmi tadında bir şey ise bu sefer buna benzer bir sesin gayet yavşak bir şekilde ve aralarda es vererek "this summer, you will see something you'd never expected." gibi şeylerle filmi tanıtması.

(bkz: give me the president)
nasıl ülke anlamıyorum ki arkadaş, herkes şak diye başkana bağlanabiliyor, arayabiliyor.

911 arayın.

konuşmama hakkına sahipsin. söyleyeceğin herşey, mahkemede aleyhinde delil olarak kullanılacaktır.

-Vücutçu, sert ve romantik kahramanımız barda bi şekilde kendisine bulaşan 7-8 kişiyi bilardo sopası, topu, şişe, tekme ağız burun dağıttıktan sonra kızı elinden tutar, hala çok sakin ve adrenalin seviyesi hiç değişmemiş gibidir "hadi gidelim burdan" der, çıkarlar ve sakin bi yerde browni yerler, gizemli hayatlarını paylaşırlar kız eski bi fahişe ya da cankidir filan
-Uzaylıların ele geçirdiği elemanların bakışları donuklaşır, enteresan işler dönmeye başlar olaylar öyle bir hal alır ki kimin insan kimin yaratık virüsü alarak zombileştiği karışır, heyecan doruğa ulaşır
-Hızlı araba kovalamacalarında sürekli ibreyi gösterir ve hep vites arttırılır ama hız 90-100 arası bişeydedir ne hikmetse
-Seksten sonra kadın yataktayken herif buzdolabına yürür, karanlık oda buzdolabının ışığıyla aydınlanır, hatun herifin kusursuz badici götünü keser inceden.

Vietnamda savaşmış ve orda gördükleriyle arızalanmış asker bir abi, artık amerikan sistemine karşıdır ve çok tehlikeli bombalama ve suikastlar gerçekleştirir. işinde gerçekten çok sıkıdır ve bu eylemleri çok sağlam bir felsefeye oturtarak yapmaktadır. havaya uçurduğu binaların kendince haklı sebepleri vardır, bunu öyle satar ki bize, biz bile bu psikopat manyağa sempati duymaya başlarız. Lakin nihayetinde amerikan rüyası bitmemelidir ve bir noktada hasta katil felsefesine ihanet edecek bi dallamalık yapar, aşırı masum ölümlerine neden olur ve FBI tarafından yok edilmeyi hak eder. Bu cezayı ona kesecek olansa özel bi görevle konuya dahil edilen psikopatın eski bölük arkadaşı ve iyi yürekli bir vatansever rolündeki yakın silah arkadaşıdır. Duygusal bir hesaplaşma olur aralarında sistem kazanır hayat devam eder olan o manyağa olur, kahrolsun pis katil.

kahramanımız birilerinden kaçarken bi araba onu hep doğru yerde, kontak anahtarıyla hazır bekler. benzin deposu da hep doludur. arızasız fit bi arabadır hemen de çalışır. arkasından bol bol ateş edilir, bizimki kıvrıla kıvrıla bi şekilde kurtulur. araba hep açık kahverengidir ama araba kötü bi adamdaysa açılan ateş sonucu petrol rafinerisi gibi patlar.

'hey dostum, senin bugün neyin var böyle, ha?!' diye bağıran bir zenci.

bomba patlarken alevleri arkasına alıp uçarlar bu filmlerde.

- karşı tarafı şaşırtacak bir şey söylendiğinde veya şaşırtacak bir olay olduğunda " ne??? " denmesi ve 5-6 saniye beklenmesi.

- her filmde olduğu gibi kahramanlarımız ilk önce birbirlerinden nefret eder sonra birbirlerine aşık olurlar ve zor bir durumda kaldıkları zaman birbirlerine " seni seviyorum" demeleri ya da çatışmanın ortasında öpüşmeleri.

(bkz: yancı arkadaş)