amerikan film klişeleri

filmdeki yakışıklı adam ve en güzel kız asla ölmez. herkes ölür sadece onlar kalır, sonrada illaki öpüşürler

çılgın polis suçluyu kovalarken cadde üzerindeki ilk aracı durdurup şöförü yaka paça çıkarır ve "ben polisim " diye bağırır adamda kuzu kuzu iner,
gık çıkarmaz "hocam kimliğe bakayım bi" bile demez.

Bir cinayet işlenir.Ve en şüphe görmeyen zat katil çıkar.Gelçi bu filmlerin asıl katilini seyirci çözer ama olayın içindeki dedektif ki eğer kadınsa gerçek katile aşık olur ve pek iyi şeyler olmaz.Birde devamlı en büyük amerika şampiyon amerika diyen filmler.***

vietnam savaşını konu alan amerikan filmlerinde ki amerikan askerinin elindeki silahların mermilerinin asla bitmez tükenmez olmasınında aralarında gösterilebileceği klişeler

uçakta ki yolculardan biri daha önce hiç uçak kullanmamasına rağmen uçağı başırıyla indirebilir.

dünyaya eger meteor düşecekse mutlaka amerikan başkanı bir konuşma yapar.

esas gencimiz high schoolda okuyan sivilceli bir ergendir.okul bahçesine sürekli bir blink 182 havası hakim olup, mevsim kızların mini etek giyebildiği bir mevsimdir.gencimizin en yakın arkadaşı marilyn manson dinlemekte, hoşlandığı kız ise mandy moore havasında takılmakta ve paris hiltona özenen kızlarla arkadaşlık etmektedir.esas gencimiz bu güzel ama aptal kızdan hoşlanırken, kızın erkek arkadışının porsche u vardır ve çok ama çok popülerdir.

kızımız physics class ile sorun yaşamaktadır. esas gençle çalışmaya karar verirler. bu esnada kızımız gencin ne kadar guzel gözleri olduğunun farkına varır. eşzamanlı olarak kızımızın manitası da ihmalkar davranışlarda bulunmakta ve başka bir sarışına yazılmaktadır.gencimiz bundan cesaret alarak prom a beraber gitmeyi teklif eder ancak reddedilir

film esas gencimizin/okul kralı veya kraliçesi seçilmesi ve hemen akabindeki günün anlam ve önemini belirten konuşmasıyla sona erer.

bütün üçüncü sınıf amerikan filmlerinde rastladığım rehine kurtarma diyaloğu vardır.

rehine: beni kurtardığın için teşekkürler x.
x : teşeküre vaktimiz yok...gidelim.

birde artık birinci sınıf filmlerde bile gördüğümü bir dövüş diyaloğu vardır. kahraman tam dövüşürken bir espiri yapar sonra dövüşe devam eder.

dünyayı kutarma görevi hep onların olur ama filmlerde,gerçek hayatta tam tersini yapamaları şakınlık verici. belkide böylece kendilerini iyi hissediyolardır...

hep ezik karakterlerin kahraman olması...

(bkz: spiderman)
(bkz: superman)
(bkz: daha gider bu)

(#71657)

bir benzeri düna akşam karayip korsanlarında yaşandı. esas oğlan savaşırken, tam hayalet korsanlardan biri sana acı çektirecem diyerek adamı 2'ye bölmeye geliyordu ki, esas kız sert bir demir çubukla hayaleti 2'ye böldü. ok hadi oldu sorun yok. ama hemen ardından kızdan gelen replik o an filme, filmin korsanları anlatan esrarengiz havasına, hatta jonny d.' e olan saygıma ağır bir darbe vurdu.
- Acımı duymak istiyorsun. Bir korse giymeyi dene.

allah belanızı versin. bu mu x milyondolar bütçeli filmin repliği, espirisi.

filmin alakasiz bir yerinde dalgalanan amerikan bayragi. sonraaspirinreklaminda da ayni seyi gorunce oranin orf ve adetiymis, anladim.

filmde bas rolu oynayanlar ilk önce adam akıllı bir pataklanırlar kotu kişiler tarafından.sonra bizim jön "eeeeee yetti be şamar oğlanı olduk iyice" der ve süoper güçlü bişey olup çıkar ortaya.

(bkz: bombanın patlamasına 1 saniye kala durması)

hazirliksiz olsalar bile kacmalari gereken her an cok hizli bir araba bulabilmeleri

bütün amerikan filmlerindeki telefon numaraları mutlaka 555.... diye başlar...
bu durum "acaba amerikadaki bütün numaralar 555 ile mi başlar?" sorusunu akıllara getirir.

chuck norrisin roundhaus kick i

call nine-one-one

her zaman amaerikalıların kazandığı baş rolerin yanındaki kahramanların hakkının yendiği can sıkıcı film ler

bunlar her iğrenç şeyde mutlaka kusarlar.mesela bir ceset görürler kusarlar.kedi ölür kusarlar.kız çoçuğu aldatır kusarlar...

duyduğuma göre bir dönem amerikada en az 1 dakika amerikayı ve kiliseyi öven sahneler çekilen filmler için zorunluydu ve buna uymayan filmler vizyna giremiyordu.ayrıca bir dönem amerika Türkiyenin tütün üretimini bu filmlerin vizyona girmesi karşılığında kabul etmiştir.

(bkz: hey dostum senin derdin ne biliyor musun)

'dostum' 'adamım' 'lanet olsun' 'kahrolası' gibi sözcükler.

uçak düşme tehlikesini atlattıktan sonra, başroldeki oyuncuya yakın çekim yapıldığı sırada oksijen maskesinin inmesi ve aynı anda başroldeki oyuncunun suratındaki manidar gülümseme.

özgürlük heykeli poz poz, her boydan gösterilir. helikopter çekimleriyle daha bir gözünüze sokulur.
dalga dalga bayraklarını her açıdan gösterirler.
kahraman amerikan askerleri vardır bir de.
çeşit çeşit, dünyayı ya uzaylılardan yada kuyruklu yıldızlardan yada nükleer faciadan kurtarırlar.
en meşhuru da başkanlarıdır. hep iyi niyetli aile babasıdır. gemi kaptanı gibi, bir facia sırasında kalesini-beyaz sarayını en son o terkeder.
hep en iyi hep en cesurları bunlardır.
(bkz: the day after tomorrow)
(bkz: armageddon)
(bkz: independence day)
(bkz: war of the worlds)
(bkz: tears of the sun)