bugün

Ereğli ve Alaplı'ya çok yakın Düzce ilçesi.
pos makinası olmayan otobüs firmalarının insanlardan keş para almasıyla ünlü ilçe içeri girer bilet sorarsınız direk bileti keserler sonra madem kestin bileti alayım dersin kartını uzatırsın üstüne birde bizde kredi kartı geçerli değil dendiğinde zınkk diye kalırsınız sonra yanınızdaki arkadaşınız öder bilet parasını bide ona olan mahcupluğunuzla gideceğiniz güne kadar yaşarsınız artık nasıl yaşanırsa .
Tarih boyunca birçok medeniyetlere evsahipliği yapmış Akçakoca nın ilk yerleşim tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber; bölgeye ilk gelenler M.Ö. 1200 tariklerinde Track ve Frickler miş. Kimer ve iskit akımlarıyla zayıflayan Frick ler Lidya lılar tarafından ortadan kaldırılmışlar ve Lidya Krallığını kurmuşlardır.

M.Ö. 708 tarihinde Pers imparatorluğu kurulmuştur. Bolu ve havalisi Karadeniz kıyılarında Abanutıkus, Sinope, Eolya, Heraclia, Kieros ve Dias şehirlerini kurmuşlardır.

M.Ö. 333 yılında Makedonya Kralı Büyük iskender Dörtyol ovasında Persleri kesin yenilgeye uğratarak Anadolu ya hakim olmuştur. Babilde M.Ö. 323 de ölünce hanedan dağıldı ve miras generalleri arasında bölüşülmüş; sekiz devlet kurularak Helenistik çağ başlamıştır..

M.Ö. 377 74 yılları arasında Bitinya Krallığının ilk kralı Bias ; merkezi ise, önceleri Astakos sonraları Nikomedia (izmit) olmuştur. M.Ö. 91 74 de Bitinya tamamen Roma ya verilmiştir. M.Ö. 74 de Roma Konsülü Lucullus Mihtridata mislime Karadeniz komutanı Cotta ya Heracliea, Diapolis, Alaplı nın yıkılmasını emretmiştir.

Potnos kralı Mithridatın donanması Karadeniz de fırtınaya yakalanarak Melen çayına sığınmış, Diapolis üzerinden karadan Heraclia ya gitmiş. Mithridat kuvvetlerinin bölgeden ayrılması ile Roma kuvvetleri Bitinyaya girmişler; Antonius Heraklia yı Galat prensi Adriyotorikse vermiş, Latin kültürüne kalan bölgenin isimleri dahi değiştirilmiştir.

395 yılında Roma imparatorluğu ikiye bölünmüş, Doğu Bitinyaya Honoriat denilmiştir. Buranın merkezi Klodiopolis (Bolu), başlıca şehirleri Prusias (üskibi), Diapolis (Akçakoca) dır
1204 yılında 4. Haçlı orduları istanbul a yerleşmişler, Latin imparatorluğunu kurarak hüküm sürmüşlerdir. Ceneviz ler Karadeniz kıyılarında yerleşerek daha önceleri kurulmuş olan Diapolis, Herakliea, Amesus şehirlerinde ticaret ve deniz siteleri kurarak mevcut kaleleri onarmışlardır. Akçakoca daki kale Ceneviz Kalesi olarak anılıyorsa da burası çok önce Yunan göçmenleri tarafından kurulan Diapolis şehrine aittir.1261 yılında Bizanslılar Latin hakimiyetine son vererek tekrar egemenliklerini ilan etmişlerdir..

Akçakoca ve yöresine ilk Türklerin gelmeleri 1085 tarihinde başlar. 1077, 1086 Anadolu da Selçuklular zamanında 49 beylik kurulmuş; bunlardan iznik Beyliği (Bolu, Kocaeli, Bursa) Bitinya yı içine alıyordu. Selçuklu Anadolu Devleti ,1255 de Moğol idaresine girmiş, 1308 de Mesut un ölmesiyle son bulmuştur.

Bizans 1285, 1338 yılları arasında zor günler yaşıyordu. Türk akınlarını durduracak güçleri yoktu. Bitinya ya bağlı şehirlerin çoğu Türklerin eline geçiyordu. 1319 yılında Diapolis, 1323 yılında Prusias, 1324 yılında Kladiapolis şehirleri Orhan Gazi ve Konuralp tarafından ele geçirilmişler Osmanlı Beyliği sınırlarına katılmışlardır.

Osmanlı imparatorluğu döneminde bölge Osman Gazinin silah arkadaşı olan Akçakoca Bey tarafından idare edilmiş, Bizanslıların verdiği Diapolis ismi Akçaşar olarak değiştirilmiştir. 18 yy. da Şar - Şehir olarak değiştirilmiş Akçaşehir adını almıştır. 1923 yılında Cumhuriyetin ilanıyla Teşkilatı Esasiye kanununa göre Bolu vilayet, Düzce kaza, Akçaşehir de nahiye olmuştur.

23 Haziran 1934 tarihinde bir nahiye iken ilçe haline getirilmiş ve bölgeyi zapteden Akçakoca Beyin ismine izafeten 7 Eylül 1934 tarihinde Akçaşehir in adı AKÇAKOCA olmuştur.

edit: yeşille mavinin kucaklaştığı ender, bakir yerlerden biridir...
(http://www.akcakoca.org/resimgaleri/gal-1.htm)
karadenizin hırçın denizine girmek için ideal tatil beldesi, fındık diyarı. gidilip görülesi yer.
sobada yakmak adına fındık kabuğu almak için en ideal ilçe. şayet tanıdığınız varsa tabi.
Bolu ilinin Mengen ilçesine bağlı bir köy.

ilçenin tüm köyleri için:

(bkz: Mengen)
ilçeye bağlı köyler:

-akkaya
-aktaş
-altınçay
-arabacı
-balatlı
-bayhanlı
-beyören
-çayağzı
-çiçekpınar
-dadalı
-davutağa
-deredibi
-dereköy
-dilaver
-doğancılar
-döngeli
-edilli
-esmahanım
-fakıllı
-göktepe
-hasançavuş
-hemşin
-kalkın
-karatavuk
-kepenç
-kınık
-kirazlı
-koçar
-koçullu
-küpler
-kurugöl
-kurukavak
-melenağzı
-nazımbey
-ortanca
-paşalar
-sarıyayla
-subaşı
-tahirli
-tepeköy
-uğurlu
-yenice
-yeşilköy
yolları gayet düzgün ve modern,sağınızda solunuzda ağaçlar var..içlerinden geçip giriyorsunuz akçakoca'ya.kasabanın girişindeki otogardan sola saptığınızda vardınız.girişi tam kafa dinlemelik,köy evleri,villaların bulunduğu bir mahalle.bu mahalle merkeze biraz uzak.arabasız gidilmiyor.ama o kadar temiz ve güzel bir yer ki,insanın bütün ömrü orada kafa dinlemek ile geçebilir.ama hareketi seviyorsanız arabanıza binip gidin merkeze.ilk girişte bursamın mudanyasını andırsa da bana sonradan gördüm ki çok daha büyük bir yer.istanbul,ankara ve zonguldaktan insanlar geliyor hafta sonları.denize girip ev kiralayabiliyorlar buradan.gece sahili hareketli oluyor.kordon boyu benzeri bir caddesi var.alkollü,alkolsüz mekanlar,gençler için uygun pub tarzı yerler,rakı keyfi yapan emekli amcalar için balık lokantaları,aileler için çay bahçeleri..benim tercihim festival alanı oldu.fuat saka ve larry o'neill dinledim biraz.oturdum sahilde,çok güzel bir esinti vardı...gidin görün bu şirin kasabayı.istanbul anadolu yakasından 200 km'lik bir yol.yaklaşık 1.5 saatte varıyorsunuz.halk ile sohbet edin,hatta kasabanın girişindeki sonçağ sitesini geçtiğinizde mezarlığın yanından devam eden sokağa girin,evlerin birine pat diye dalın.sizi asla geri çevirmeyeceklerdir..hatta hayatınızda bir daha yiyemeyeceğiniz türden bir kahvaltı sofrası bile hazırlayabilirler size..inanılmazdı gerçekten!
osman bey in komutanlarından birisinin adıdır.
her yiğidin yüzemiyeceği bir denizi vardır.
istanbul'un göztepe semtinde çocukluğumun geçtiği sokağın adıdır.
ilginç ismiyle hafızamdan silinmeyen ender adreslerden olmuştur.
(bkz: kocaeli)
19 mayısta 2 gün kaçılıp kaçılmayacağı merak edilen yerdir.. hı, olurmu bayar mı?
kışın denizin sesinden dolayı uyumakta güçlük çekilebilecek bir yerdir. yazları nedensiz sekilde insanların çınarda ileri geri yürümesi tuhaf gelir insana. denizinde yüzmek gercekten cok zordur kalede kadınlar icin ayrı bir plajı vardır ve sadece kadınlar girebilir, bu sebeple kapalı kadınların yazın cok tercih ettiği bir mekandir kale. ayrıca kyk yurdunun denize nazır olması da dikkatimi çekmiştir hep, öğrencilerin eskiden akçakoca yerlisinden cok çekindiğini duymuşlugum var ama aslında iyi insanlardır. Ek olarak yazları fındık festivali olur ve çevre il ve ilçelerden ne kadar gereksiz insan varsa akçakoca ağırlamak zorunda kalır. bütün olumsuzluklarina rağmen güzeldir.
Akçakoca ekonomisi çöküyor mu ?

http://www.duzcedamla.com...ahim-tuzcu&Itemid=568
pislik bir yer.
benim memleketimdir efendim, mekanları güzelleştiren insanlardır, insanından bir bok olmaz at gitsin bu sebeple de akçakocadan da bi bok olmaz, gençleri aylak aylak dolaşır salak salak muhabbet eder iki işin ucundan tutayım diye düşünmez, en ilericisi bile yobazdır, gerçi türkiye böyledir, neyse insan olmasa çok güzel memlekettir akçakocam insan olmayacak ama.
güzeldir, kafa dinlemek icin uygun; sessiz, sakin bir ilçedir. diapolis otelde kalınabilir
bugün 12 yıl sonra tekrar gittikten sonra eskisinden daha iyi bir durumda olduğunu gördüm. düzce yolu düzelmiş, şehir meydanı bir şekle sokulmuş, eli yüzü düzelmiş bir şehirdi. ama yeşilliği ve denizin temizliği eskiye nazaran biraz daha bozulmuş.
tabii ki türkiye'nin hemen hemen her yerinde bu böyle ama akçakoca'nın bu konulara daha fazla dikkat etmesi gerekiyor. bundan bir 12 yıl sonra daha kötü değil, daha yeşil, daha temiz denizi olan bir akçakoca görmek isterim doğrusu.
XIV. yüzyılda yaşayan ünlü Türk komutanı. Osman Gazi ve Orhan Bey’in silâh arkadaşıdır. 1320 yılında, emrindeki Türk kuvvetleriyle Kocaeli bölgesini fethetti. Osman Bey başarısına karşılık fethettiği Kocaeli’nin idaresini ona bıraktı. Akçakoca bun­dan sonra da akınlarına devam etti. Konur Alp ile birlikte Aydos ve Semendire’yi almakla gö­revlendirildi. Cesaret ve kahramanlık göstere­rek oraları da fethetti. Bu başarısının ödülü o- larak Orhan Bey (buna bak) tarafından Semendire, Akçakoca’ya mülk olarak verildi. Akçako­ca 1327 veya 1328 yılında ölünce Kandıra’ya gö­müldü.

Kaynak: http://www.yeniansikloped...m/akcakoca/#ixzz2ORC2lVHX
düzce'ye uzaklığı 38-39 km olup dört şeritli, bölünmüş yolu sayesinde 15 dakikada gidilebilir. düzce'ye gene aynı uzaklıktaki yığılca'nınsa yapacak düzgün bir alanı olmamasından ötürü yolu 1 saât çekmektedir.

batı karadeniz'in tatil beldesidir akçakoca. özellikle yazın iğne atsanız yere düşmez. kışın ise daha sessiz, sakindir.

düzce il jandarma komutanlığı'nın merkez ilçe komutanlığı'ndan sonra en büyük jandarma bölüğü buradadır. başına en son bir yüzbaşı vardı ki konu mankenimiz yığılca'nın ilçe jandarma komutanlığı'nda ise kıdemli başçavuş.

şaka bir yana neden düzce akçakoca'ya değil de akçakoca `düzce'ye bağlı diye düşündürür insanı. özellikle yazın akçakoca'nın nüfusu çok daha kalabalıktır.
düzce'ye bağlı bir karadeniz ilçesi. ilk kez karadenizde yüzmeye niyetlenen biri olarak kesinlikle tavsiye etmeyeceğim bir denize sahip. dalgalar devasa,akıntı keza. açılmak kolay ama kıyıya çıkmak çok zor. tek dalgada 2 kez alabora oldum bikinimin altını zor zaptettim. plajıda bir kalabalık ki sanırsın herkes profesyonel yüzücü.
yaz ortası olmasına rağmen her an yağacakmış gibi nemli bir havası var. fındıktan başka bir espirisini de göremedik. kale dediler sarnıçtan ve piknikçilerin çöplerinden ibaret. trekking parkuru gerekli güvenlik önlemlerinin alınmadığı bir yer.
tatlısı meşhur dediler esnafı bile tavsiye etmedi zaten yiyecek bir yer de bulamadık. bildik dondurma markası bile yoktu. bim'e kadar gittik en azından ülkerdi,pandaydı vs buluruz umuduyla ( algidadan ümidi keseli çok oldu) hiç duymadığım markalar falan. sonra açıkta satılan külah carte dor bulduk neyseki.
fakıllı mağarası tam hüsran. rehber küçük kız çok önemli birşey söyleyecek gibi grubu topluyor her seferinde ayrı bir saçmalık. yok mağarada allah yazıyormuş arapça yok gebe at varmış. o şekillerden ben bile neler çıkartırdım da bozmak istemedim. ayrıca kültür bakanlığına bile ait değil 3 bin yıllık dedikleri mağara.
en çok göze çarpan ise her yerde tayyip posterleri ve sempatizanlarının olması.
her gittiğim yerden magnet alan biri olarak girdiğim hediyelikçilerde deniz malzemeleri ve giyim dışında birşey bulamadığım tek yer.
ayrıca bayram nedeniyle mi bilemedim ab plakalı araçlarla ve aralarında almanca ve arapça konuşan insanlarla doluydu. almancılar neyse de diğer grup plajda hatun kesmek için oradaymış gibiydi.
kısacası tatile gidecekseniz bedava bile olsa tavsiye etmem. güney candır olmadı batı.
keşfettiğim internet cafeyle benim için daha zevkli olan tatil mekanı.
tatil yöresinde internet kafe arayanların doluştuğu yer.