bugün

ahmet kaya'nın şarkılarında geçen sözleriyle ona özlemle seslenmektir.

sensiz geçmiyor bu günler, biliyor musun?
(bkz: yaşamadın sen)
sen bir suydun sen bir ilaçtın, hoşça kal iki gözüm hoşçakal!
(bkz: bir veda havası)
dövülmüşüm sövülmüşüm kovulmuşum ben. hastir çekilmişim yani kendi öz yurdumdan çeker giderim.
(bkz: gayrı gider oldum)
bellenmeye türkülerim, düşer dillere, dillere.
(bkz: bırak beni)
ah ulan rıza... bu mahallenin,
nesini beğenmedin de öte yere taşındın?
ara sıra gıcıklaşırdın ama inan ki,
benim en kıral arkadaşımdın.
biz *büyüdük ve kirlendi dünya.
*öylesine kirlendi ki temizlemek mümkün değil artık!
ağlama bu günler gelirde geçer babam.
gün olur şafaklanır karanlıklar bin parçaya...**
Şarkılar gelir geçer bir heceden bir heceye
Yüreğim yare yare yankılanır bin acıya
Gün olur ufalanır karanlıklar bin parçaya
(bkz: Doruklara sevdalandım)
'' ben arabamı şerefsizlerin ükesinde bıraktım !! o yüzden geç kaldım kardeşlerim bana kızmayın o şerefsizlere kızın! ''

şarkı sözüydü demi bu kendisine ait(!).
Şu dağdaki gezene bak
Gözlerinin rengine bak
Mavi gözler kan kan olmus
Şu feleğin işine bak

Şu dağdaki gezene bak
Gözlerinin rengine bak
Seni vuran beni de vursun
Şu feleğin işine bak.

Dağlarda talan olur mu
Dosta hiç yalan
Ölürsem duyan olur mu
Şu feleğin işine bak.

(bkz: mavinin türküsü)
aynı daldaydık
aynı daldan düştük ayrıldık
fransa'da ekranın karşısında, elinde türk kahvesi yazdıklarınızı okuyordur kendisi zannediyorum. bu adamın öldüğüne inanmıyorum ben. sözde ölümünden sonra bile parsayı toplamaya devam ediyor.
"şehirlere bombalar yağardı her gece biz durmadan sevişirdik" diye seslenirsen senin için ibne demeleri daha kolay olur insanların. tabi erkeksen.
yıllar varki yorgunum ben. (metrisin önü)
Kalsın benim davam, Divan'a kalsın.
üzülme.koynunda çiçekler çiçekler içinde bir ülke gelecek.gelmeli.
ay pencereden aşmadan, karanlık yoldan şaşmadan, yavaş yürü koşmadan gel.
kimselere sataşmadan, ekiplerle dalaşmadan, belaya bulaşmadan gel.
göğsüm daralıyor
yüreğim kanıyor
olmasaydı sonumuz böyle.
kore dağlarında tabakam kaldı
mapus damlarında özgürlüğüm.

ayrıca;
yaşasam mı ölsem mi
karar vermek zor.
sana bir gün bu mektubum ulaşır
açarsın ah eline kan bulaşır
çürür bir yerlerde çırılçıplak cesedim
sedyeyle taşınır kan çiçekleri
adımların, adımların, adımların birbirine dolaşır.

nazlı ırmak boylarından, ılık rüzgarlarla geldim
çiçek istediler verdim, şarkı dediler söyledim
ömrümün yarısı kavgayla geçti
ben böyle, ben böyle, ben böyle yalnızlık görmedim.

beni bir gün bu şarkıyla anarsın
içinden kopar bir tel ağlarsın
gecikmiş bir vefa kalıntısıyla
polis kaydından sildirip adımı
pencerenin, pencerenin, pencerenin buğusuna yazarsın

darmadağın bir evden sabah ezanıyla çıktım
denizler üstüme gelmeyin
kuşlar ne olur didişmeyin
şarkımı esmer bir hasrete sundum
bu yalnızlık, bu yalnızlık, bu yalnızlık benim ilişmeyin.

----
ya da
----

birazdan kudurur deniz
birazdan dalgaların sırtından
üst üste fışkıran rüzgarlar
bir intikam gibi saldırınca üstüne.
yüzüne şarkılar çarpar, yüzüne şiirler çarpar, ağlarsın
sen artık, sen artık buralarda duramazsın.

artık sazın bağrı mı olur
kimsenin bilmediği bir ağrı mı
gider kendine gömülürsün
yoksa bu şehir bu sokaklar
seni alır kullanır, seni alır kullanır
santim santim çürürsün.

bazen bir uçurum kalır
bazen de martıların ardından
velvele koparan bir leş kalır
bir intihar gibi puşt olunca sevdalar.
sırtını duvara yaslar, sırtını ağaca yaslar susarsın
sen artık, sen artık hiçbir sözü kaldıramazsın.

şimdi bir yeni sevda mı olur
kimsenin kapını çalmadığı bir inziva mı
tutar sıfırdan başlarsın
yoksa bu ilişkiler bu zaaflar
seni yiyip bitirir, seni yiyip bitirir
dirhem dirhem azalırsın.
Nedir bu başımdaki felaket
Kırk yıldır sefalette bu Ahmet
Kefenimi alın dikin bir zahmet
Gömün beni, gömün beni bir başıma.
eli böğründe analardan, mahpuslardan ve acılardan çokça bahsediyorum çünkü başını kuma saklayanlardan tiksindim; başkaldırıyorum!
be hey sanat hırsızı,
be hey üretme kabızı.
+kafama sıkar giderim
-nereye doğru?