bugün

acıya ancak fazlasıyla olgunlaşmış bir insan gülümseyebilir, çünkü her duygu gibi acının da geçici olduğunu öğrenmiştir.
acıya alışmakla alakalıdır. zamanla acıtmaz, gülümsetir. acının yokluğu ise sizi bir arayışa sürükler, onsuz yapamazsınız. bu kadar net konuşuyorum.
--spoiler--
Derdimi seviyorum..biliyorum ki derdimi Veren de beni seviyor..seven ,sevdiğinin nazını ölçüyor..sevilen çekmesin de neylesin .
--spoiler--
(bkz: japonlar)
acının acı olmadığındandır muhtemelen. tam yakmaya başlamamış da olabilir. yoksa yanarken nasıl gülümseyeceksin manyak değilsen.
acıya gülümsemek,insana büyüdüğünü hissettirir işte böyle birşey.
o bu değil de hakkında çok güzel ergen edebiyatı yapılır bunun.
buruk tebessüm..
-ahahahahaayy sinirim bozuldu.
erol taş kahkahasıyla acıya psikolojik savaş açmaktır.
yaprak dökümünün finalinde verdiğim tepkidir. acıya gülümsemeyi aşıp hem ağlayıp hemde kahkaha atmayı başarabilmiş, çevredekilerin filmi bırakıp beni izlemelerini sağlayabilmiş bir yazar olaraktan çok psikolojik bir sorun olduğunu vurgulamak isterim.
(bkz: ben bunu hep yapıyorum)
uzvunuz gibi algılıyorsunuz bir zaman sonra yaşanılan acıları. onun ağrısı gibi geliyor. biraz sızlatıyor ama sonra sabah olur acısı geçer diyorsunuz ve geçiyor. siz de o acıya gülüp geçiyorsunuz.
Acıya karşı kaşarlanmakdır bir nevi.
ve bir türkü vardır hakan yeşilyurt'a ait acıya gülmektir adı onu anımsadım nedense.

--spoiler--
öpüyorsam ayrılığı gözünden
söküyorsam yüreğimi göğsümden
geçiyorsam gözlerinin içinden
sana olan sevdamdandır bilesin
geçiyorsam bir çiçeğin özünden
sana olan sevdamdandır bilesin

meğer ne yalnızız insan olmuşsak
yaprak gibi dalda sessiz solmuşsak
yeri gelmiş acıya da gülmüşsek
sana olan sevdamdandır bilesin
yeri gelmiş ayrılığa gülmüşsek
sana olan sevdamdandır bilesin

biliyorum sen yine
parmak uçlarında üşüyorsun.
aramızda kıvrılıp yatan uzaklığa inat, ayaklarınla kasıklarımın kasırgasını,
ellerinle yüreğimde yaktığın ateşi düşlüyorsun.
sularımız sızıp karışıyor ay karanlıkta
ve çırılçıplak bir ırmağa dönüşüyoruz yatağımızda.
apansız pencerende gülümsüyor güneş, ne güzel!
bütün parmakların tıkır tıkır işliyor.
iştahla biliyorsun, yaşamaktır aşk
geceyle gündüzün sessiz geçişimidir bir uyku boyunda
delice bir yangın parmaklarının buzulunda
ah şahrud,
her yerimiz nasıl da şaşırıp kalmaya istekli!

karşılıksız sevebilmekse sevda
gerçek seven küle dönmüş her çağda
elim kolum bağlanmışsa kıyında
sana olan sevdamdandır bilesin
seydunayım gebermişsem kıyında
sana olan sevdamdandır bilesin
--spoiler--
yaşamışlık göstergesidir. olgunluk VE TECRÜBEDEN kaynaklanır. hatta bir mertebedir.
zaten böyle bir şey var
(bkz: acıya gülmek)
güncel Önemli Başlıklar