bugün

bir tespit.

demin yaptım bu tespiti ve siz değerli arkadaşlarımla da paylaşmak istedim. o dönemleri anlatıyor büyüklerimiz de; insanlar çatır çatır ölüyormuş. sabah evden çıkan büyüklerimizin akşamleyin eve gelip gelmeyeceği meşhulmüş. faili meçhul cinayetler almış başını gidiyormuş. ortalğını anarşi kaplamış. siyasi otorite de gaflet ve delalet içindeymiş ve bir cumhurbaşkanını bile seçemiyormuş. kendi kendileriyle kavga ediyorlarmış. böylelikle de asayişi sağlayamıyorlarmış.

bunu gören şanlı türk ordumuz da yönetime el koymuş. bir yerde mecbur kalmış yani. eğer darbe olmasaymış insanlar birbirlerini öldürmeye devam edeceklermiş. bence suç darbeyi yapanlarda değil, o darbe yapılana kadar asayişi sağlayamayan siyasi otoritede. insanlar çatır çatır ölürken önlem alsalarmış onlar da.
Darbelerden önceki durumun nasıl o hale getirildigini düşünmeden insanların bir birini öldürdügünü düşünmek ne kadar dar düşündügünün göstergesidir.

Ordumuz şanlıdır eyvallah ama onun başına getirilenler(bir kısmı hepsini kastetmiyorum)o şana layık degildir.

darbeleri savunan faşistler elbet olacaktır fakat bu kadar komik nedenleri ileri sürmek biraz abest kaçıyor.
doğrudur. çocuklar da yanlışlıkla idam edilmiştir.
(bkz: cehalete kılıf uydurmak)
bu tablonun oluşmasını sağlayan kişi ve örgütlerin yapmış olduğu bir darbe olduğundan mecburi bir tarafı yoktur.
o darbe mecburiyetten değil şartların olgulaşması/olgunlaştırılması neticesinde yapılmıştır. şartlar o hale gelene kadar neredeydiniz paşalar? eğer -asayiş konusunda- hükümete biraz yardımcı olsaydınız ortalık yatışabilirdi ve ihtilale gerek kalmazdı.
kardeşin kardeşi öldürdüğü dönemlerdir ve o darbe mecburiyetten yapılmıştır. zira bütün gençler ziyan olmaktadırlar. kardeşin kardeşi öldürdüğü bir ilke olmaz olsundur. o dönemin insanları şu an altmış yaşlarındadırlar ve anlamını yitirmiş olan ilkeleriyle hesaplaşmaktadırlar. *

düzeltme:imla
mecburdular kesinlikle. tahsin şahinkaya paşada mecburiyetten dünyanın en zengin yüzün insanı arasına girdi. mecburen hapishanelerde insanlar çürüdü, öldü. mecburen ülkenin anası bellendi. mecburen dikta anayasası ülkeye reva görüldü. mecburen mecburen mecburiyetten diyor m.f.ö .
ne kadar salak insan varmış ya. bir kere darbelerden önce ülke nasıl o hale getirildi diyerek açıklanamayacak durumdur bu. bunda ordunun suçu ne? siyasi otorite asayişi sağlayamamışsa ordu ne yapsın? adamlar bir cumhurbaşkanını bile seçemiyorlar be. millet dışarıda birbirini öldürüyor bunlar birlik olacakları yerde kendi dertlerine düşmüş, cumhurbaşkanı ille benim dediğim olacak diye kavga edip asayişi hepten elden yitiriyorlarsa kusura bakmayın ama ordu da darbeyle yönetime el koymak zorunda kalır. hem dikkat ederseni ordumuz yönetime el koyarak hem asayiş olaylarını bıçak gibi bir gecede kesmiş, hem de cumhurbaşkanı seçimi krizini aşmıştır. halkımız da cumhurbaşkanını 100de 90 küsür gibi bir oyla seçmiştir.

çocuklar da yanlışlıkla idam edilmiş diyerek dalga geçilip açıklanamayacak durumdur da ayrıca.

bir kere o çocuklar zaten birbirlerini öldürüyorlardı. eğer idam olmasaydılar zaten muhtemelen kendi kendilerini öldüreceklerdi. ama ordumuz yönetime el koyunca onlar yargılandılar ve suçlu bulunanlar idam edildi. lütfen çarpıtmayalım. hem ordumuz yönetime el koymasaydı kimin kimi öldüreceği belli olmazdı. kaç kişi sağdan kaç kişi soldan, kör bulduğunu sikecek karmaşa daha da büyüyüecekti. ama yüce türk adaleti, bir tane sağcılardan bir tane solculardan idam ederek hiç olmazsa dengeyi sağladı. kimse kusura bakmasın yani devletin bekası söz konusu.

şartların olgunlaşması denilerek de açıklanamayacak durumdur.

senin öğrencilerin öküz gibi birbirlerini vurmasalarmış da şartları olgunlaştırmasalarmış o zaman. ben mi dedim kardeşim birbirinizi öldürün diye. akılları neredeymiş koca koca adamlar birbirlerini yemişler. neyi paylaşamamışlar acaba. hem dikkat ederseniz ordu yönetime el koyduktan sonra sağcılar ve solcular aynı koğuşlarda efendi efendi geçinip gitmişler.

aslında ben bu 12 eylül darbesine darbe de demiyorum; ordumuz emir komuta içinde yönetime el koydu. çünkü yönetim zaten yoktu, birbirini yemekten başka bir şey yapmıyordu. ve ordumuz da yasaların kendilerine verdiği cumhuriyeti korumak ve kollamak görevini yerine getirdiler. ordumuz yönetime el koymasaydı da ülke elden mi gitseydi.

bakın kemalist kanaat önderi mehmet ali kışlalı da benim söylediğimi söylüyor; tsk darbe yapmaz yönetime el koyar

yüce türk ordusu hiçbir zaman darbe yapmamıştır. sadece yönetime emir komuta içinde el koymuştur. ancak 27 mayıs ayrı; ama 27 mayısta durum farklıydı çünkü genelkurmay başkanı da karşıdevrimci hükümetten yanaydı. bunu gören salbaylarımız da yönetime el koydular ve hükümetten yana olan genelkurmay başkanını da tutukladılar. durum bundan ibarettir. bakın darbe bildirilerine hepsinde atatürk cumhuriyeti için yönetime el koyuyoruz anlamına gelen şeyler yazar.

hiç mi kitap okumadınız be kardeşim. bu kadar da cahil olunmaz yani.

http://www.radikal.com.tr....7.2009&CategoryID=99
minareyi çalan kılıfını da uydurmuş.
kodumun cuntacıları.
(bkz: 12 eylül ün ideolojisi kemalizmdir)
yine mecbur kalınsa yine yapılır. darbeye zorlayanın hiç mi suçu yok?! aklınız başınıza gelmemiş hala.
keyfi yapıldığını düşünenlerin var olduğunun anlaşılmasıdır. (bkz: delü müdüü ne düü)
mecburiyeti yaratanlar askerler olunca şaşılmaması gereken tespittir. 12 eylül'den önce aralarında istanbul, ankara, izmir ve diyarbakır'ın da bulunduğu 40 ilde zaten sıkıyönetim vardı. ancak günde ortalama 20 kişi ölüyordu.

12 eylül günü kimse ölmedi...hayırdır inşallah?

türkiye 12 eylül'e devlet tarafından getirilmiştir. o mecburiyeti yaratanlar devletin asker sivil öğeleridir.
mecburen bir iki darbe alsa da ufku biraz genişlese, dedirten sığ tespittir.
mecburiyeti yaratanlar askerdir denilerek açıklanayacak durumdur; kardeşim asker mi dedi birbirinizi öldürün diye, asker mi dedi siyasilere cumhurbaşkanını seçemeyin diye. asker hep bekledi bekledi bekledi. siyasete müdahale bile etmedi. sadece bekledi. siyasiler bi boku beceremediler daha asker ne yapsın. ülkenin batışını mı seyretsin? çok beklersiniz!!1!1

ulan ne komplocu kafa yapınız var arkadaş. hakikaten yazık ya.
küfür ederek de açıklanamayacak durumdur. her şey ortada. türk silahlı kuvvetleri hiçbir zaman darbe yapmamış sadece birkaç kez yönetime el koymuştur. yönetime el koymayı da kendisi istememiş siyasiler yüzünden olmuştur her şey. bu kadar basit.
--spoiler--
Darbe sonrası hazırlanan 1982 anayasasında yer alan geçici 15. madde ile 12 Eylül'ü gerçekleştiren Millî Güvenlik Konseyi ile bu Konseyin yönetimi döneminde kurulmuş hükümet ve Kurucu Meclis üyeleri hakkında dava açılması engellenmiştir.
--spoiler--
dostum, sorarlar adama.. madem mecburiyetten yapıldı madem yönetime el koymayı kendisi istemeyecek kadar masumdu hepsi. yukarıdaki maddeyi koymalarının nedeni ne? kimden korktular?

..
--spoiler--
Amerika Birleşik Devletleri yönetiminin darbeden haberdar olduğu ve darbe gecesi Başkan Jimmy Carter'a "bizim çocuklar işi bitirdi" anlamında bir mesajın, bir toplantının ortasında iletildiğinin anlaşılması, 12 Eylül'de ABD'nin rolü konusunu da tartışmalara açtı.
--spoiler--*

not: o değil de amerika ülkesinin darbe ile ilişkisinin olmadığını kanıtlamak için verilen dayanaklar sonucu çok tatmin oldum. geçen gün yolda ilerlerken bir simitçi abi de aynısını söylemişti. komik ülkenin komik çocukları işte.
geçici 15. madde ile açıklanamayacak durumdur. çünküleyim geçici 15 madde olmasaydı akp zihniyeti cumhuriyeti koruyup kolladıkları için generalleri hapse atardı. baksanıza zaten ergenekon olduğu iddia edilen ne idüğü belirsiz bir iddianameyle ne kadar asker ve aydın varsa içeri aldılar. (akp zihniyeti derken o zamanki akp zihniyeti demek istiyorum siz anlayın şimdi bana gelip o zaman akp mi vardı demeyin)

bizim çocuklar işi bitirdi kısmı da olmamış geçen gün habertürk'te bir tane general çıktı söyledi bunu. amerika ile filan alakası yok. karıştırmayın işleri.

ulan ne komplocu insanlar var ya. senin solcuların, sağcıların, ülkücülerin sahat dursaydı, senin siyasetçilerin adam gibi siyaset yapsalardaı asker niye yönetime el koysun çok da meraklıydı amınaykoyim.
(bkz: hassiktir diyorum).
"şu anda da pkk terörü var" gibi sebepler ileri sürüp yeniden darbe olmasına yol yapma ifadesidir. kaldı ki, sıkıyönetim gibi bir araç da o esnada elinde olan ordunun yönetime el koymadan terörü çözememesini hiç sorgulamadan böyle "mecburiyet" argümanları ortaya atmak hiç de inandırıcı olmamaktadır.
daha önce yazdığım entryi inkar etmeden katıldığım önermedir.

evet, sözlükte sağlamasını da yaptık gördük. bu ülkede bu kadar postal yalayıcı ve asker yalakası bulunduğu müddetçe tsk daha çok mecburiyetler hisseder ve mecburen daha çok demokrasiyi rafa kaldırır. birileri gelsin herşeyi düzeltsin, siz entry girin rahat rahat. işte demokrasinin karşısındaki en büyük tehlike bu bireylerdir. 12 eylüllerin olma sebebi de bunlardır. bunlar yaladıkça askerler kendilerini bir halt sandılar. 27 mayıs, 12 mart, 12 eylül, 28 şubat, 27 nisan sürekli fırsat bildiler.

"antiqalaşmış", son kullanma tarihi dolmuş köhne kanaatler parçalanmaya, yok olmaya mahkumlardır. türkiye'de bir daha darbe filan istemiyoruz, bıçak kemiğe dayansın isterse darbeye karşıyız. tsk'nın işgüzarca yaptığı, nato emriyle yaptığı onca darbenin sonucudur akp diktası! anlamanız mı kıt anlayamıyorum! yok meclis cumhurbaşkanı seçmemiş, yok yöneticiler zaafiyet içindeymiş. başka memleketler de hiç olmuyor mu bunlar?

gazi, memleket işgal içindeyken meclisi her türlü zorluğa rağmen hatta meclis kendisine karşı olmasına rağmen açık tuttuysa varın gerisini siz düşünün! yakanızda atatürk rozeti, diliniz postallarda atatürkçü geçiniyorsunuz! 12 eylül paşaları da çok atatürkçüydüler, ama atatürk ile işte bu kadar zıtsınız. atatürk yaşasa bu zihniyeti görse suratlarına tükürürdü!
o cuntacıları kim pandikledi de adamına göre davrandılar o zaman?

hadi diyelim adamlar 'birbirine düştü'.

pek iyi niyetli cuntacı da; 'bunları birbirlerini öldürmesinler diye biz asalım, keselim' dedik, diye düşündü herhalde.

E, tabii napsın?

izlesin mi?

Asmayıp da besleyecek mi?

Çok safsınız cidden!!!
bir kaç kişi asılmış diyerek açıklanamayacak durumdur. ya kardeşim o asılan insanlar asılmasalar zaten birbirlerini öldüreceklerdi. günde yirmi kişinin ölmesinden bahsediyoruz. ama asker yönetime el koyunca kaç kişi idam edildi? üçün beşin lafını mı yapıyorsunuz burada koskoca devletin bekasından bahsediyoruz.

gazi bile meclisi açık tutmuş diyerek de açıklanamayan durumdur. gazi mustafa kemal atatürk meclisi açık tutmuştur ama meclisin bütün yetkilerini de kendi üzerine almıştır. lütfen sapla samanı karıştırmayın. ayrıca istiklal mahkemeleri takriri sükun da vardı. darbeye gerek yoktu. elma armut anlaycağınız.

lan hakikaten bu medya gücü nasıl da köreltiyor insanları acıyorum vallahi.
"çok sıkıştım, ya altıma yapacam ya darbe yapacam" gibi mi ?