bugün

bir mutasavvıfın katedeceği aşamalardır denilebilir. tasavvufun aşamalarıdır.

şeriat dini islamın ahkamını, emirlerini-yasaklarını bilmek ve ona uymak, iyiliği emretmek, kötülükten nehyetmek.

tarikat şeriat aşamasından sonra nefsi terbiye etme yoludur. yöntemi hakkı zikretmektir. zikir (allah ı cc anma) arttıkça tarikatte alınan yol artar. hakikate yaklaşılır.

hakikat gerçeğe kavuşma, marifet ise allah ı cc bilmektir.

mevlana hazretleri bu olayı, kendisine soran bir öğrencisine ve bizlere şöyle anlatıyor;

----alıntı----

Efendim, bu 4 kapı mes'elesini ben pek anlayamıyorum. Bana
anlayabileceğim bir lisanla anlatır mısınız ?

Şimdi bak, karşı medresede dersini çalışan dört kişi var. Hepsi
rahlelerine eğilmiş. Sen git bunların hepsinin ensesine bir şamar at, sonra gel
sana anlatayım

Adam gitmiş birincinin ensesine bir tokat asketmiş. Tokadı yiyen
derhal ayağa kalkıp arkasını dönmüş ve daha kuvvetli bir tokatla Mevlâna nın
öğrencisini yere yıkmış. Öğrenci dayağı yemiş, geri dönecek ama
hocasına itaat var.Yaradana güvenip ikinciye de bir tokat asketmiş. O da derhal ayağa
kalkıp elini kaldırmış. Tam tokadı vuracakken vazgeçip yerine oturmuş.
Öğrenci devam etmiş üçüncüye de bir tokat atmış. Üçüncü şöyle bir
kafasını çevirip baktıktan sonra çalışmasına devam etmiş.

Dördüncü, tokadı yemesine rağmen hiç oralı bile olmadan çalışmasına
devam etmiş.Öğrenci Mevlâna'ya dönmüş, olanları anlatmış.

Mevlâna ;

"işte sana istediğin örnekler;

Birinci; şeriat kapısını geçememiş biri idi. Şeriatta kısasa kısas
olduğu için tokadı yeyince kalktı. Aynısını sana iâde etti.

ikinci; tarîkat kapısındadır. Tokadı yeyince o da kalktı tam tokadı
iade edecekti ki, tarikat öğretisinde verdiği söz aklına geldi. "sana
kötülük yapana bile iyilik yap". Onun için döndü, yerine oturdu.

Üçüncü; mârifet kapısına kadar gelmiştir. iyinin ve kötünün tek
Yaradan'dan geldiğini bilir, inanır. Yaradan bu kötülüğe hangi iblisi
âlet etti diye merakından söyle bir dönüp baktı.

Dördüncü; hakikat kapısını da geçmiştir. iyinin ve kötünün tek sahibi
olduğunu bilir. Onun için dönüp bakmadı bile.

----alıntı----
şeriat itikadın, hakikat tarikatın, marifet ise kalbin içinde gizlidir. bir ıssız ve uzun yoldur bu o'nun ruhundan gelen yine o'nun ruhuna dönen.

ek: ben size hardcore müslümanım diyorum inanmıyorsunuz!
müthiş formül... derin hikmtettir.

islamcı olmayan bazıları, "islama gerek yok" anlamında kullanırlar bunu... islamcıların çoğu da saf saf bakar, bir şey anlamazlar içeriğinden...

öyle işte. hayat kısa sanat zor...
şeriatsız tarikat, tarikatsız şeriat olmaz. tek kanatla uçulmaz. şeriat + tarikat = hakikat.
sonra marifete kadar yolu var. yunus emre buna; "4 kapı 40 makam" demiştir.

şerîat tarîkat yoldur varana
hakîkat marifet andan içeru
evvel kapu şerîat, geçse andan tarîkat
gönül evi marifet, ışk hakîkat içinde
bu dört menzildür utan, ledün makâmın tutan
oldur menzile yiten, tamâm murâd içinde.

yunus emre

(bkz: ledunni ilmi)
halen şeriat ve tarikatta takılı kalınıp hakikat ve marifete erişmekten imtina eden "dindar"ları anlamak mümkün değildir.

yoksa mümkün müdür? yoksa şimdiki asıl marifet, şeriat, tarikat, menfaat üçgeninden nemalanmak mıdır, tüm günahları es geçerek?
Yaşanmadıkça anlaşılmayan kavramlar.

--spoiler--
Şeriat; kulluğunu öğretir,
Tarikat; Allahı Öğretir,
Hakikat; Aşkı Öğretir,
Marifet; Aşkı tadan insana hizmeti öğretir.
--spoiler--

Mim Kemal Öke

https://www.youtube.com/watch?v=q_Z2AnS5Akg

(bkz: zamane dervişi)

(bkz: yaralı ceylanlar)
Şeriat der ki, benimki benim, seninki senin.

Tarikat der ki, seninki senin benimki de senin.

Marifet der ki, ne benimki var ne de seninki.

Hakikat der ki, ne sen varsın ne de ben.