bugün

entry'ler (252)

hac hediyeleri

ilginç işlemeli allı pullu elbiseler, özellikle çocukken beni benden alan üstünde küçük aynalar olan yelek, seccade-takke-tespih-misvak, yıkayınca bile çıkmayan esanslar, zemzem, hurma, kına, inci kolye, kol saati, çin malı oyuncaklar. hayal dünyası geniş olanlar hediye çeşitlemesinde sınır tanımaz tabi. bunlar klasik olanlar sadece.

erkeklerin çekilmez olduğu anlar

birlikte alış verişe çıkma gafletinde bulunduğunuz andır.

sayısal bölümü seçmeyen öğrenci

yıllar önce alan seçileceği zaman müdür yardımcımız bayana sorduğum soru ve akabinde aldığım cevap ;

- hocam neden sözel bölüm açılmıyor, ben edebiyatçı olcam
- kızım salak mısın anadolu lisesinde sözel bölümün ne işi var

iç ses : (ne alakası var lan ben salağım ama çaktırmıyorum demek ki)

sonuç : yalnızca 12 kişinin oluşturduğu öğrenci ve veli baskısıyla eşit ağırlık sınıfı açtırılır. edebiyatçı olma hayalleri kurarken bi bakarsın mali müşavir olmuşsun. sorun şu ki hala düşünür dururum; ben salak mıyım ?

fiyat pahalı gelince mağazalarda uydurulan yalan

başka rengi var mı diye sorulur. ne renk mesela diye düşünülüp en alakasız renk söylenir. 'tüh ya yok muuu, çok da beğenmiştim' deyip çaktırmadan sıvışılır.

küçükken paradan daha değerli olan şeyler

- bakkaldaki kavanozdan maşa ile sayarak aldığımız solucan şeklindeki jelibonlar. şimdi kiloyla ye hiç onun gibi tadı yok.
- nefesin kesilip boğazın kuruyana kadar koşup oynayıp kapıda kan ter içinde anneye su diye yalvarırken bi de üstüne hasta olacaksın diye dayak yemek. sonra annenin acıyıp sarılması. dayağı atan annenin kucağında naza vurup daha çok bağırmak.

aslında çocukken yaşadığımız her şey paradan değerliydi zaten. biz büyüdük parayı tanıdık ve kirlendi dünya.

duyulduğunda küfür ettiren reklam replikleri

çikilop reklamıdır efendim. o kadar mal bir araya toplanıp o aptal dansın kareografisini nasıl uyarlamışlar anlmıyorum. hayır bi de alsana çikilop yesene çikilop kısmını anladım da oyna bi çikilop ne oluyo ya. anlayan söylesin.

tesadüfen karşılaşılan en ünlü insan evladı

(bkz: tarık mengüç)
pierre lotide romantizmin dibine vurmuşuz. saat gece yarısını çoktan geçmiş üstelik. aman allahın o da ne. görmez olaydım. hayır irkildim birden de ondan diyorum yani.

kendi arasında sözlenen sevgililer

bijuteri ve gümüşçü vitrinlerinde "çifti 20 liraya alyans" furyasını tetiklemiş olan, kendini kandıran çiftlerin ilk gençlik hevesleridir. hayır üniversite otobüslerinde dikkat ediyordum da sanki takmayanı dövüyalar gibisinden bi çılgınlık. sözlenmek değil de, benim sevgilim var mesajı amacındaki eylem diyelim biz buna. onlara da yazık heves ediyorlar *

tesadüfen karşılaşılan en ünlü insan evladı

(bkz: kahtalı mıçı)

bende şans olsa zaten...

seninle konuşmamız gerekiyor diyen sevgili

konuştuğunuzda ise konuşmanın ana fikrinin ben sana layık değilim olması muhtemel olan sevgilidir.

sadakat bir erdem değildir

"zira olması gerekendir" diye devam eder

evlenilecek kişiyi bulduğun halde karar verememek

altın fiyatlarının ve hayat pahalılığının da kararını etkilediği ihtimali olduğunu düşündüren halet-i ruhiyedir.

moral bozukluğuna iyi gelen şeyler

jelibon.

oksijen olmayan cennette oksijenle çalışan beden

adem'i varedenin onun nefes almasını da bittabi sağlayabileceğinin anlaşılamadığını gösteren önermedir. ağaçların, havanın, oksijenin vs. hikmetin kendisi değil sadece hikmete vesile olduğunu görememekten kaynaklanır.

eskiye göre zamanın çok hızlı geçiyor olması

kıyamet alametidir efendim.

baba ile diyaloglar

- baba ben istanbula gidiyorum
+ niye?
- plan yaptık, bikaç gün kalıp döncez.
+ kiminle?
- bizim ekip ya yabancı yok.
+ ne zaman?
- cuma günü çıkacağız yola
+ neyle?
- bizim vakfın otobüsüyle gidip arkadaşla döneriz
+ napıyım?
- ee biraz nakit desteğinde bulunsan diyorum
- gidemezsin.

yav madem gidemem niye baştan söylemiyorsun da 5N 1K oynatıp cırmalatıyorsun beni *

eurovision da mütemadiyen dandik parçaların olması

hep özenti parçalarla katılma hevesimizden mülhem hadisedir. elin rusu yunanı bizim ritmimizle bizim çalgılarımızla resmen şov yaparken biz hala batı müziği yapacağız birilerine yaranacağız diye bi tarafımızı yırtıyoruz afedersiniz.

ha etnik müzik dediysek neydi o rimi limi ley miydi, limi limi lay mıydı * öyle uyduruktan kasılmış şarkılar değil elbet. her yörenin her bölgenin apayrı bir canlılığı var. rock pop bir yere kadar. özgün olmak lazım.

ahlaksız bir insanın ahlaktan bahsetmesi

ben ahlaksızım mı diyecekti pardon. ahlak söz konusu olduğunda ahlaklı ahlaksız herkesin ahlak zabıtı kesildiği durumdur. zira davranışların şekilciliğin ne önemi var, özümüzde hepimizin kalbi temiz değil mi. *

tiki bir kızı camide görmek

camilere sanki hep tornadan çıkmış tek tip insanlar gidebilirmiş gibi kült algıları yerle yeksan eden kızımızdır. bize ne kardeşim. herkesin dini kendine. müslümanım deyip de hiç gitmeyenler ya da camileri face e ekleyecek mimari estetiği-manzarasından ibaret görenler utansın.

şerzan kurt

hepimiz kürtüz, hepimiz şerzanız edebiyatı yapmayı bir kenara bırakıp ölümü üzerine ezberden yorum yapmayı kesmemiz gereken gençtir. türkiyenin hemen her ilinde varolan kürtlere bir şey olmuyor da birkaç kişinin ismi niye dilinize pelesenk oluyor anlamıyorum.

gençmiş, fidanmış, hayalleri varmış, babası şunu demiş, bunu demiş iyi güzel de, kimse de oturduğu yerde kurşunlanmaz. kürt diye öldürülmüşmüş. kürtlüğü alnında mı yazıyordu. ortalıkta ben kürtüm diye dolaşıp ayrımcılığın alasını yapanlarınki faşistlik değil mi. iyi be kendi memleketimizde kendimizi azınlık durumuna düşürüne kadar zor edin, devam edin gençler.