bugün

(bkz: taso)
(bkz: şekerler)
(bkz: çikolatalar)
ne anlardık ki paradan küçükken varsa yoksa bütün derdimiz oyun oynamaktı. (bkz: ip atlamak)*
(bkz: sporcu kartları)
(bkz: futbol topu)
(bkz: bilye)
kokulu silgi.
(bkz: kinder surprize oyuncakları)
(bkz: pamuk şekeri)
(bkz: Horoz şekeri)
saatlerce koşturup oyun oynamanın arkasından gelen uyku... hangimiz o huzuru tatmadık ki.
terli terli eve gelip su içmek
akşam eve giriş zili olan akşam ezanının ardından annemizin balkondan hadi biraz daha oynayın demesi.
(bkz: cino)
oyunlarda doktor olabilmek.
her dakikanın belirli bir işle geçmesi yüzünden günlerin su gibi akıp gitmesi örnek verilebilir.örneğin eskiden sabahçı ve öğleci olarak okula gidilirdi.eğer öğleci iseniz sabahtan öğlene kadar ama top oynuyor,ama geziyor vs eğleniyor öğlen okula gidiyorsunuz.sabahçı iseniz sabah erkenden okula gidiyor,zaten uykunuz 3.derste falan açılır 6.derste öğlen okuldan çıkıyorsunuz.sonra öğlenden akşama kadar oyun vs.eğlence,akşam yatınca da uyku problemi de olmuyordu yorgunluktan.ne kadar para versekte getiremeyiz o günleri geri.
uzaktan kumandalı ipsiz araba.
Renkli televizyon.
küçükken para hiçbir şeyden daha değerli değildi ki, dedirten önerme.

sanırım değer verdiğimiz ya da istediğimiz şeylerin parayla alındığını bilmememizden kaynaklanıyordu bu durum.
arkadaşlık abi ne dersen de.
menengüç.
daha fazla sayıda para. evet paranın miktarı önemli değil o yaşlarda sayısı önemli. mesela bir çocuğa 5 tane 10 kuruş verip 1 lirasını rahatlıkla alabilirsiniz.
futbolcu kartları
mahalle maçında yer alabilmek
tasolar
bilyeler
capri-sun.
salıncak sırasının bir an önce sana gelmesini istemek.
para şeklindeki çikolatalar.