bugün
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım26
- ellerim yorulsun stemiyorum18
- icardi190516
- icardi1905 silik olsun kampanyası28
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi22
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
- ideal duş alma sıklığı12
- anın görüntüsü20
- integralin müfredettan kaldırılması15
- evlilik14
- patiswiss9
- artificialintelligence11
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı22
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- sitede birine sövseniz entry 3 gün kalıyor8
- erkeğe ne hediye alınır13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- futbolcu ismiyle nick almak9
- uzağı göremeyen insan18
- bir şarkı sözü der ki10
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- ali erbaş12
- bik bik moderatör olsun19
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek24
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır21
- istanbul suriyenin başkentidir12
- türkiyede çok abartılan arabalar18
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- almanya8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- kanınıza rengini verir misiniz14
- aristoteles'in orta yolu10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız8
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- nervio'ya aşık olmak10
entry'ler (471)
tüm klonları ile tanışıp, en çok uludag sozluk'ü beğendiğim ama son gördüklerimden sonra; yani en sonunda yine kendisinden vazgeçemediğim oluşum.
(bkz: ne varsa sende var)
(bkz: ne varsa sende var)
adil davranmadığından yakınan insanları okuyup "allah allah" çekerken, en sonunda ne demek istediklerini zorla bana anlatan sözlük.
kutuplaşmalar ve sanal yalakalıklar, yanlış anlamalar ve sünepelikler, daha yazmaya içimin elvermediği sahtecilikler yüzünden beni yazmadan, okumadan soğutmuş oluşum.
sürekli ekşiye laf söyleyenlerle dolu olmasına, oradan farklı olduğunu ima eden pek çok kişinin bulunmasına rağmen, buranın daha saygısız ve okunmaz hale getirildiğini görmek çok acı. (evet yeniyim ama ikisinde birden yazan biri olarak farkı görebilmek için çok zaman gerekmedi)
bütün entrylerimi silip gitmek istediğim yer artık burası... bana ne deyip trip atan uuser, senin başına geldiğinde anlayacaksın nasılmış. emek verdiğin, kastığın, belki de çocuğun gibi gördüğün ve korumaya çalıştığın bu yer seni ısırdığında, kalıplara sokmaya çalıştığında, suçlandığında, okudukların anlamsız gelmeye başladığında, cahillerle kapışmak zorunda kaldığında nasıl sıkılıyor canın göreceksin. sana bok atanın bok kadar değeri olmadığını bile bile ağlayacaksın belki de, çamur atınca kalan izler kuruyacak üstünde. üstelik senin sözlerin ok gibi delip geçince silinecek. kimin gücü kime yeterse! çok değil kısa bir süre sonra balçıkla sıvamaya çalışacaklar güneşi, dur o zaman seyret. böyle bana ne diye omuz silkersin sen yine...
korumaya çalıştığım şeye ait olmadığımı hissettiğim şu andan itibaren yazmayacağım yer.
(bkz: hadi bana eyvallah)
kutuplaşmalar ve sanal yalakalıklar, yanlış anlamalar ve sünepelikler, daha yazmaya içimin elvermediği sahtecilikler yüzünden beni yazmadan, okumadan soğutmuş oluşum.
sürekli ekşiye laf söyleyenlerle dolu olmasına, oradan farklı olduğunu ima eden pek çok kişinin bulunmasına rağmen, buranın daha saygısız ve okunmaz hale getirildiğini görmek çok acı. (evet yeniyim ama ikisinde birden yazan biri olarak farkı görebilmek için çok zaman gerekmedi)
bütün entrylerimi silip gitmek istediğim yer artık burası... bana ne deyip trip atan uuser, senin başına geldiğinde anlayacaksın nasılmış. emek verdiğin, kastığın, belki de çocuğun gibi gördüğün ve korumaya çalıştığın bu yer seni ısırdığında, kalıplara sokmaya çalıştığında, suçlandığında, okudukların anlamsız gelmeye başladığında, cahillerle kapışmak zorunda kaldığında nasıl sıkılıyor canın göreceksin. sana bok atanın bok kadar değeri olmadığını bile bile ağlayacaksın belki de, çamur atınca kalan izler kuruyacak üstünde. üstelik senin sözlerin ok gibi delip geçince silinecek. kimin gücü kime yeterse! çok değil kısa bir süre sonra balçıkla sıvamaya çalışacaklar güneşi, dur o zaman seyret. böyle bana ne diye omuz silkersin sen yine...
korumaya çalıştığım şeye ait olmadığımı hissettiğim şu andan itibaren yazmayacağım yer.
(bkz: hadi bana eyvallah)
zekası 220 kabul edilen, ölçülemeyen dahi sınıfında incelenen çok yönlü kişilik.
ölümünün üzerinden yüzyıllar geçmesine rağmen saygı uyandırması ile zamanında hem ibne, hem piç olarak damgalanması arasındaki derin ironi gözlerden kaçıyor aslında. mezarı fransız devrimi esnasında yok edilmiş bu anatomi takıntılı harika bilim adamı, zamanında biraz daha teşvik edilseydi, daha ne gibi eserler çıkarırdı acaba diye düşünmekten kendimi alamıyorum...
ölümünün üzerinden yüzyıllar geçmesine rağmen saygı uyandırması ile zamanında hem ibne, hem piç olarak damgalanması arasındaki derin ironi gözlerden kaçıyor aslında. mezarı fransız devrimi esnasında yok edilmiş bu anatomi takıntılı harika bilim adamı, zamanında biraz daha teşvik edilseydi, daha ne gibi eserler çıkarırdı acaba diye düşünmekten kendimi alamıyorum...
aslında kesin çözüm için motorlu taşıtların trafiğe çıkışı yasaklanacak. o zaman trafik diye bir şey kalmayacağından toptan halolur konu. yok bu çok radikal geldiyse şunlar var:
1) sürücü belgesi almak, tereyağdan kıl çekmenin 534827** adım ötesine geçerek nitelikli eğitim isteyen bir olay haline gelsin.
2) belirli aralıklarla sürücü belgesi sınavları tekrar uygulansın.
3) yayalara yolda yürüme ehliyeti verilsin.
4) ahmaklara kurallara uymayıp yakalanmamanın övünülecek değil utanılacak bir şey olduğu zorla idrak ettirilsin.
5) insan ahlakına güven olmadığı anlaşıldığından, kurallara moda mod uyan taşıt üretilecek; mesela makas atamayan lastik, zorla baktıran aynalar, ihtiyaç dışı basmayan korna, köklenemeyen gaz pedalı gibi donanımlar geliştirilsin. ( bu konuda japon ya da isviçreli bilim adamlarına güveniyorum )
6) metro ağı yaygınlaştırılsın, her evin ve iş yerinin giriş kapısında bir durak olsun* üstelik bu hizmet bedava verilsin.
7) yapanlar için: dolmuşlar, dolmuşçuların bir tarafına sokulmak suretiyle 'da da da daaat' sesini kessin ve trafikten kaldırılsın.
8) taksiciler ve otobüs şoförleri ayda bir trafik kursu alsın, terapi görsün.
9) trafik cezaları illa ki ağırlaşsın. iğne, giyotin ve idam sehpaları köşe başlarına, kazalı araçların ve trafik canavarı yazılarının yerine konulsun. trafik polisleri ceza yazmak yerine direkt elektrik şoku vererek titretip kendimize getirsin.
tüm bunlar uygulanır uygulanmaz trafik sorunu diye bir şey kalırsa adam değilim! ortada araç kullanacak birileri kalır mı onu bilemiyorum...
(bkz: iddialı demeç)
1) sürücü belgesi almak, tereyağdan kıl çekmenin 534827** adım ötesine geçerek nitelikli eğitim isteyen bir olay haline gelsin.
2) belirli aralıklarla sürücü belgesi sınavları tekrar uygulansın.
3) yayalara yolda yürüme ehliyeti verilsin.
4) ahmaklara kurallara uymayıp yakalanmamanın övünülecek değil utanılacak bir şey olduğu zorla idrak ettirilsin.
5) insan ahlakına güven olmadığı anlaşıldığından, kurallara moda mod uyan taşıt üretilecek; mesela makas atamayan lastik, zorla baktıran aynalar, ihtiyaç dışı basmayan korna, köklenemeyen gaz pedalı gibi donanımlar geliştirilsin. ( bu konuda japon ya da isviçreli bilim adamlarına güveniyorum )
6) metro ağı yaygınlaştırılsın, her evin ve iş yerinin giriş kapısında bir durak olsun* üstelik bu hizmet bedava verilsin.
7) yapanlar için: dolmuşlar, dolmuşçuların bir tarafına sokulmak suretiyle 'da da da daaat' sesini kessin ve trafikten kaldırılsın.
8) taksiciler ve otobüs şoförleri ayda bir trafik kursu alsın, terapi görsün.
9) trafik cezaları illa ki ağırlaşsın. iğne, giyotin ve idam sehpaları köşe başlarına, kazalı araçların ve trafik canavarı yazılarının yerine konulsun. trafik polisleri ceza yazmak yerine direkt elektrik şoku vererek titretip kendimize getirsin.
tüm bunlar uygulanır uygulanmaz trafik sorunu diye bir şey kalırsa adam değilim! ortada araç kullanacak birileri kalır mı onu bilemiyorum...
(bkz: iddialı demeç)
annemin "o lokmalar seni kovalar, tabakta kalmasın haa" şeklindeki telkinleri yüzünden, çocukken karabasan görmeme neden olmuş olaydır. şimdi akıllandım, çözüm buldum tabii; ya hiç yemek yemiyorum* ya da tabak kullanmıyorum. dönem dönem değişiyor seçimim.
(bkz: teşekkürler anne)
(bkz: teşekkürler anne)
çocukken iğrenç espriler yapan bir çocuk vardı bizim mahallede. biz şiir okurken dalga geçmek için "hazzretiii ataaatüürrrkk!" diye bağırıp, kendi kendine gülmüştü bir gün. yaklaşık bi 10 kişi dövmüştük kendisini. sonra annesi gelip bize kızmıştı. meğer çocuk geri zekalıymış. biz de üzülmüştük onu adamdan sayıp tepki verdiğimize...
iron yapacağım diye kasan, dünyadaki gelmiş geçmiş en başarılı liderlerden biriyle dalga geçmeye çalışan kişilerin kullanabileceği bir söz öbeği olmuş şimdi. yazık.
bir de şu var, çok serbest ve oturaklı çağrıştırdı bunu yapanlara:
(bkz: okumak cehaleti alir eseklik baki kalir)
anlamayana edit: iş bu entrydeki örnek olay ve kişiler tamamen hayal ürünüdür. entrynin anlatmak istediği terbiyesizlik ise günümüzden alınan bir gerçektir. düşünce tarzını, zekanın geri kalmışlığını dayak-deynek yerine getirmiyor kısmını anlayın, yeter. yoksa özürlüleri dövmüyorum, dövsem öğretmen olmam.
havlayana edit: hoşt.
iron yapacağım diye kasan, dünyadaki gelmiş geçmiş en başarılı liderlerden biriyle dalga geçmeye çalışan kişilerin kullanabileceği bir söz öbeği olmuş şimdi. yazık.
bir de şu var, çok serbest ve oturaklı çağrıştırdı bunu yapanlara:
(bkz: okumak cehaleti alir eseklik baki kalir)
anlamayana edit: iş bu entrydeki örnek olay ve kişiler tamamen hayal ürünüdür. entrynin anlatmak istediği terbiyesizlik ise günümüzden alınan bir gerçektir. düşünce tarzını, zekanın geri kalmışlığını dayak-deynek yerine getirmiyor kısmını anlayın, yeter. yoksa özürlüleri dövmüyorum, dövsem öğretmen olmam.
havlayana edit: hoşt.
an itibariyle flash tv'de gözüme çarpan ve gecemi zehir eden haber ile olduğunu gördüğüm zihniyettir.
daha göbek kordonu kesilmemiş olan kız bebeği çöpe atan insanlar, pardon hayvanlar var efendim. hayvan da değil, hiç bir sınıfa ait olmayan yaratıklar bunlar. hiç bir beddua, küfür, dayak ya da cezanın paklamayacağı yaratıklar! kendilerine diyebileceğim tek şey şu: allah ıslah etsin.
daha göbek kordonu kesilmemiş olan kız bebeği çöpe atan insanlar, pardon hayvanlar var efendim. hayvan da değil, hiç bir sınıfa ait olmayan yaratıklar bunlar. hiç bir beddua, küfür, dayak ya da cezanın paklamayacağı yaratıklar! kendilerine diyebileceğim tek şey şu: allah ıslah etsin.
- neden yaşıyorsun?
- inadına!
- inadına!
alışkanlığa dönüşen zevk.
sütünü iç, dişini fırçala, entry gir, cumba yatak...
sütünü iç, dişini fırçala, entry gir, cumba yatak...
dokunulmaktan korkmadır. dokunmayı çok seven türk toplumunda, olduğundan daha illet bir hastalık olduğu aşikardır.
gülümseten bir dolu anıma merkez üssü olmuş bu okul için artık bizim zamanımızda ile başlayan cümleler kuruyorum. görmeye gittiğim hiç bir hocamı bulamadım, kadrolaşma yüzünden kaçmış herkes. eskiden hocalarımızla gezindiğimiz bahçe hapishaneye dönmüş. türlü sosyal etkinlikler, öğle arasındaki müzik yayını, amatör öğrencilerin konserleri, ateşli basketbol taraftarları yokmuş üstelik; şaşırdım. eğlence, muhabbet ama bolca inekleme de yokmuş. eskisi gibi arkadaş değil, kardeş olduğun ortam; tatlı rekabet de kalmamış...
eski çamların bardak olduğu, bana sadece ah çekmenin düştüğü okul olmuş artık.
(bkz: yazık)
eski çamların bardak olduğu, bana sadece ah çekmenin düştüğü okul olmuş artık.
(bkz: yazık)
kimin olduğunu hatırlayamadığım bir cümlenin, harika özetlediği durum:
insan güzel sevmez, sevdiğini güzel bulur...
insan güzel sevmez, sevdiğini güzel bulur...
dünya üzerindeki tüm yaratıkların en şirin, en masum, en sevilesi hali...
ufaklık, mis gibi kokusuyla, tüm dünyadaki en güzel duygularla çıkageldiğinde ne hissedeceğini şaşırıyor insan. sanki bebekle yeniden doğuyor gibi tanıyor dünyayı, bambaşka gözlerle bakmayı öğreniyor! bebek bir nimet, bir hediye, yepyeni bir aşk oluyor yuvaya...
insan bebek beklerken hep ağzını, burnunu, gözlerini merak ediyor. tekmelerken minicik ayaklarını, ellerini düşünüyor. sonra çıkıp geldiğinde, henüz açamadığı gözleriyle ilk karşılaştığında değişiyor duygular. ilk inatlarını yaptığında, ilk bilinçli kahkahasını attığında algılıyor onun da insan olduğunu. kişiliği olduğunu anlamaya, o ufak tefek karamela sepetinin kendinden bir farkı olmadığını görmeye başlıyor...
bebek, küçük insan! tüm yaşamımı gözden geçirmeme neden olmuş mucize. hayatımın büyük bir bölümü 3 haftalık bir bebeğe bakıp "acaba ne düşünüyor şu an? ne hissediyor?" demekle geçiyor şu an. onu anlamaya çalışmakla... sarıp, koruyabileyim; öpüp koklayabileyim; hep yanında olabileyim istiyorum elbette ama hiç böyle bakmamamıştım bir bebeğe daha önce. insan olduğunu, kişiliğini kavrayarak; saygıyla. önce anlamak istiyorum seni bebek, anlayayım ki daha çok sevebileyim...
ufaklık, mis gibi kokusuyla, tüm dünyadaki en güzel duygularla çıkageldiğinde ne hissedeceğini şaşırıyor insan. sanki bebekle yeniden doğuyor gibi tanıyor dünyayı, bambaşka gözlerle bakmayı öğreniyor! bebek bir nimet, bir hediye, yepyeni bir aşk oluyor yuvaya...
insan bebek beklerken hep ağzını, burnunu, gözlerini merak ediyor. tekmelerken minicik ayaklarını, ellerini düşünüyor. sonra çıkıp geldiğinde, henüz açamadığı gözleriyle ilk karşılaştığında değişiyor duygular. ilk inatlarını yaptığında, ilk bilinçli kahkahasını attığında algılıyor onun da insan olduğunu. kişiliği olduğunu anlamaya, o ufak tefek karamela sepetinin kendinden bir farkı olmadığını görmeye başlıyor...
bebek, küçük insan! tüm yaşamımı gözden geçirmeme neden olmuş mucize. hayatımın büyük bir bölümü 3 haftalık bir bebeğe bakıp "acaba ne düşünüyor şu an? ne hissediyor?" demekle geçiyor şu an. onu anlamaya çalışmakla... sarıp, koruyabileyim; öpüp koklayabileyim; hep yanında olabileyim istiyorum elbette ama hiç böyle bakmamamıştım bir bebeğe daha önce. insan olduğunu, kişiliğini kavrayarak; saygıyla. önce anlamak istiyorum seni bebek, anlayayım ki daha çok sevebileyim...
beyazlarla oynamaktan pek bir farkı olmayan eylem.
o da insan, öteki de insan. basketbol aynı basketbol. sonuç: ben bi numara göremedim. karşımda lebron, iverson ya da jordan olmadığından herhalde...
o da insan, öteki de insan. basketbol aynı basketbol. sonuç: ben bi numara göremedim. karşımda lebron, iverson ya da jordan olmadığından herhalde...
(#3114057) gibi olaylara girişmek olabilir pekala.
adam fawer'in bu ay april yayınlarından çıkan kitabı. orjinal ismi empathy'dir.
ön yargılı olmadan okunduğunda, konusu itibariyle oldukça ilgi çekici ve başarılı romandır.
--spoiler--
ne isteyeceğinizi kontrol edemezsiniz.
--spoiler--
ön yargılı olmadan okunduğunda, konusu itibariyle oldukça ilgi çekici ve başarılı romandır.
--spoiler--
ne isteyeceğinizi kontrol edemezsiniz.
--spoiler--
çok fazla ve çok hızlı okuyan insanların yakındığı şeydir. bütün boş vakitlerinizi kitap okuyarak geçiren, çocukluğundan bu yana hastalık halinde yazar ve kitap takip eden bir insan olarak benim de canımı sıkan olaydır. pek çok eski kitabı bulmak çok zor, yeni ve ilgi alanı dahilinde, iyi kitap çıkma olasılığı ise düşüktür maalesef.
basitleştirilmiş, aşağılama yüklü sözcük. iğrenç olmasına rağmen öfke kusma aracı olarak oldukça yaygın bir kullanımı var maalesef.