bugün

entry'ler (205)

med diş

belki de gördüğüm en iyi ağız ve diş sağlığı polikliniğidir.
hekimler ustalıklı, çalışanlar yardımseverdir.
fiyat konusunda ellerinden gelen indirimi yaparlar.
dolgu mu yaptırdınız, dişinizi mi çektirdiniz anlamazsınız; öyle hafiftir elleri.
ankara'da ikamet edenlere tavsiye ederim.
http://www.med-dis.net/tur_index.html

klinik 212

valikonağı caddesi, şişli/istanbul adresinde bulunan ağız ve diş sağlığı polikliniğidir.
fiyatlar kallavi ama doktorlar 10 numara.
http://www.klinik212.com.tr/

5 eylül 2011 jamiroquai istanbul konseri

bu kadar güzel bir love foolosophy versiyonu dinleyebileceğimi tahmin edemediğim konser.
ben hep bunu beklemişim; kalabalığın içinde i don't want the world i want you diye haykırmakmış isteğim!
sırf bunun için bile değdi dedirtti.

bir ilişkiyi kadın bitirir ve kadın başlatır

bir ilişkiyi kadın başlatır ve kadın bitirir. fakat bitiren, her zaman başlatan kadın olmayabilir.

gecenin tek şarkılık özeti

suede - everything will flow *

behzat ç

"Senin dörtte üçün kibir, geri kalanın da bok!"

mehpare çelik

chp 2011 milletvekili listelerinde adını göremeyişimle beni yıkmıştır.
oysa sınıftaki heyecanlı ve insanlara gaz veren halinden seçim meydanlarında kitleleri etkileyebileceğini düşünmüştüm.
yazık oldu.

her şey normal

melis danişmend'den bir "tüyler diken diken" şarkısı.

yelizin dunyasi

modayla ilgili aylar öncesinden bilgi alamazsınız.
alabileceğiniz tek bilgi sizin de mangonun sitesine baktığınızda görebileceğiniz yeni sezon ürünleridir.
yani kendiniz zaten bütün koleksiyona bakabiliyorken neden blog sahibinin zevkine göre seçtiği 3-5 parçayla sınırlı kalasınız.
bir trendsetter durumu yok malesef, yalnızca popüler olanı takip eden mağazaları takip eden bir blog var.
ha bir de başka bloglardan kopyala yapıştır durumları söz konusu. "plagiarism" had safhada. en çok da burdan: http://www.whowhatwear.com/
avantajı her gün yeni yazılar ekleniyor olması.
gözümüze soktuğu imla hatalarından hiç bahsetmiyorum.

aşk tesadüfleri sever

jeux d enfants ile kesişmesini sağlayan şey yalnızca kızın elindeki metal kutudur. evet, klişeler var, hatta filmin sonu belki de klişenin dibine vurmak ama biraz gülümsetmesi, çokça da ağlatmasıyla kolay izlenir ve sıcak bir film. yüksek beklentilerle gitmek bu filme haksızlık olur.

çok güzel bir ankara var filmde. muhteşem kareler. çoğu "ankara böyle güzel mi?" dedi filmden çıkınca, biraz burun kıvırarak. ama evet, ankara'da güzel yaşamayı bilirsen işte böyle güzel. tabi sen hiç kuğulu parka gitmediysen, ankara'nın sıcak yazı iliklerine işlemediyse bilemem.

kızın koşarak sevgilisinin arabasından uzaklaşmasından önce bir süre arabayla turladılar. montaj ne çılgın bir şey o zaman anladım. bir bakıyorsun, rumeli caddesi sonra hoop teşvikiye caddesi. sokaklar, sıralar, yerler inanılmaz karışmış.

filmde bana "batan" bir nokta var. filmin çılgın bir mehmet turgut "reklam"ı olması. adamın babasından tut stüdyosuna, fotoğraflarına, ne bileyim, suretine, dergisine, her şeyine, gözümüze soka soka reklamını yaptılar. üstelik sponsorlarda da adı yazmıyor. bedavaya bu kadar reklama pes dedirtiyor!

mehmet turgut'un bu kadar içine girdiği filmde, karanlıkta yapılması gereken (fotoğraf) film banyosunun kırmızı ışıkta yapılması da şaşkınlık vermiyor değil.

seyirliktir. gidin, izleyin, çok düşünmeyin.

back to black

2007 yılında Lauryn Hill, Alicia Keys, Norah Jones gibi önemli sanatçıları geride bırakarak 5 Grammy ödülü kazandırmıştır amy winehouse'a.
albüm rehab, You Know I'm No Good, Just Friends, Love Is a Losing Game, Tears Dry on Their Own ve back to black gibi hitler barındırır bünyesinde.

albümle aynı adı taşıyan parça ise hem sözleri hem de klibi ile içini acıtır insanın. bir de sonundaki "r.i.p. the heart of amy winehouse" yazısıyla hüzünlü havayı daha bir pekiştirir.

you know i m no good

bir amy winehouse albümü olan 2006 tarihli back to black'in 2 numaralı parçasıdır. jazz ve rhythm and blues esintili bu parça 2007 yılında listelerde 2 numaraya kadar yükselmişti.

bin doz öfke

Ses mükemmel, piyano şahane!

Ve bizim de asfaltlardan deniz kenarlarına çıplak ayak gidesimizi getiren bir klip.

adını feriha koydum

fena halde yeşil kiraz esintileri taşıyan dizi. annesi "adı batasıca kız" diye seslenmeyince hayal kırıklığına uğradım biraz, hem zaman da değişti; büyük tarabya oteli beklerken cep telefonları girdi devreye ya neyse.

bugünkü özet ve yayınlanan bölümden bir şey dikkatimi çekti: esas oğlan kızı eve cuma gecesi bıraktı, kız cumartesi sabahı okula gitmeye kalktı.
kimse cumartesi okula gitmez. yeme bizi feriha yeme!

Haa, bir de 3.000 liralık balenciaga çantayı bırak kapıcı kızına vermeyi, kimse kardeşine vermez.

güzel çiçekler nadir olduğu kadar güç elde edilir

güç elde ediliyor ki nadir dediğim söz.

nadir: (na:dir) 1. Seyrek, az bulunur. (bkz: http://tdkterim.gov.tr/bts/)

macrocenter

nişantaşı city s şubesinin sebze bölümünde böceklerin cirit attığı makyajlı market.

behzat ç

harun karakterinin "bu sevda kalbime bir 'gece kondu' " sözüyle ankaragücü taraftarına gönderme yaptığı dizidir.

behzat ç

"bir daha o kadına dokunursan taşaklarını eline veririm" diyen bir adam bu.

survivor finali

ihsan'a yazık olmuştur. işte burda da ülkemizin genel halini gördük; demek ki neymiş birilerinin kuyusunu kazmadan bileğinin hakkıyla bir şey olunmuyormuş, alın terinin değeri yokmuş!

cüneyt özdemir

irem çiçek'e helal olsun dedim programı izlerken. ne kışkırtmalarına geldi cüneyt özdemirin ne de ajitasyonlarına.
sonra "atatürkçüyüm" diyen ramiz paşama "Sizin kafa yapınız 2010 Türkiye'sine uygun değil" dedi. Neyse o kafa yapısı?
fazıl say'ı sıkıştırmak, sinirlendirmek, açığını yakalamk için elinden geleni yaptı; planlar tutmadı, fazıl say cevabını verdi. müjdat gezen desen, zaten kendisi yeterince güzel konuşmuştur.
'evet' oyu vereceğini öğrendiği konuklarına en güleç yüzünü gösterdi, alkışladı, hiç sıkıştırmadı, soru bile sormadı.
peki nerde bu adamın gazeteciliği, tarafsızlığı. pardon bu adam bir dönemin ses getiren belgesellerine imza atan soner yalçınla birlikte parlamamış mıydı? şimdi nasıl prim yapıyor dersiniz? en sevimli suratıyla tayyipin korumalığına soyunuyor, yalakalık yapıyor, ödülleri kapıyor. Satılmış medya hızla ilerliyor.