bugün

jazz, argoda hızlandırmak, canlılık kazandırmak, diriltmek anlamına gelir ve cinsellikle bağlantılı olarak kullanılır. (bkz: caz)
(bkz: utah jazz)
çok saçma şeyler yapıldığında söylendiğinde çok kızılan ve hep aynı şekilde uyarılan hede.
(bkz: jazz yapma lan)
(bkz: acid jazz)
(bkz: nu jazz)
mazhar alonson'un türk lokumuyla tatlı rüyalar albümünden güzel bir şarkı.
ismet özel şiiri.

bu vapuru kaçırırsam beni belki de cinnet basar
belki kanser olurum bu yıl sınıfta kalırsam
nöbette uyursam eğer kitaplarımı yakarlar
etimde şirpençe çıkar bu kızı alamazsam
bu işi bitiremezsem şehirden beni kovarlar
izin kağıdım yanar konuşacak olursam
bu senet bankalar kapanmadan
ruhumun rengini kapatmayacak olursa
ölür kuyuya düşen çocuk
çocuğun mercan saati çatlar mutlaka

koşup haber vermeliyim
yetkili memura
bahar geliyor, ilerliyor yeminler
alnımı kapıp getirmeliyim
denizi karşılamaya
kırlangıcın kanadındaki kezzap
leylakta sıkışan buhar için
nabzımı bulmalıyım nerede bulacaksam
nabzımı çünkü ben kasadan fiş alarak
yağmuru, selvileri zor durumda bıraktım
benim yongalarımdan yapıldı bu çelenkler
ben papatyaları şımartmadım diye oldu
mata hari'ler casus, al capone'lar gangster

inmem gerek gözbebeklerimin altına
beynimin ortasına büzülmeliyim
genşeyip kımıldayabilirim ondan sonra
dum di dum
duridum dubida
kendi kalbimle kendi zamanım arasındaki sarkaç
püskürtüyor beni dünyaya
bırakıyorum zerreciklerime kadar emsin beni
atlantik ve pasifik ve beş kıta
koşmam gerek
yetişmem gerek yazgıma
tutmam gerek, sormam gerek, bilmem gerek
esenlemem, kargışlamam, irkitmem gerek niçin
niçin, niçin, niçin
kuyuya düşen çocuk niçin ölmesin
bir çok popüler ve sevilen queen şarkılarını içinde barındıran '78 çıkışlı albüm.

1.mustapha
2.fat bottomed girls
3.jealousy
4.bicycle race
5.if you cant beat them
6.let me entertain you
7.dead on time
8.in only seven days
9.dreamers ball
10.fun it
11.leaving home aint easy
12.dont stop me now
13.more of that jazz
üniversite partilerinin düzenlendiği,özellikle cumartesi günleri çok kalabalık olan vişne votkası sadece vişne suyu olan, dağ yolunda bir bar.
queen'in en iyi albümü.
transformers ta bir autobot. filmde de megatron tarafından ikiye bölünmüştür.
eskiden grçek jazz müzik çalan fakat daha sonradan bu kalitesini hızla düşürüp üçüncü sınıf bir bar haline gelen, ve de pavyon olma yolundaki hızlı düşüşünü koruyan, şimdilerde dede hayat kadınlarının gözde "iş" mekanı olan ve bursa\uludağı yolunda eski bir villadan bozma gece kulübünün adıdır.

"jazz bar" bir dönem icin "jazz culub" idi.
çizgifilminde mavi-beyaz bir porsche 935e, filmde pontiac solsticee dönüşen ve filmde megatron tarafından ortadan ikiye ayrılan autobot.
(bkz: honda jazz)
mazhar alanson'un "türk lokumuyla tatlı rüyalar" albümünden bir şarkısı.
sözleri mi? aha:

iki yüz doları cebime attım
birden kendimi birşey sandım
iki kız gördüm yan yan baktım
dedim beraber olalım
aldım kızları diskoya gittim
yüz doları yedim bitirdim
ikisini birden tavlamak için
oturmadım hep dans ettim
tamam be dedim işler yolunda
bir gün esmer sonra sarışınla
dans dans ettim
bir ara kızlar tuvalete gitti
dönüşleri bir hayli gecikti
ne oluyor dedim merak ettim
gittim kapıya çok bekledim
fedai burası new york dedi
beş dakikada değişir bütün işler
bu işler dedi anladın mı?
adamı bazen geriden şişler
planet gibi bir yer vallahi
dumanlar çıkıyor asfaltlardan
önümde yürüyen deli bir adam
çöplükteki spagettiyi yedi
televizyon desen binbir kanal
bir kanal var hele manhattan
ademle havva röportajdalar
onların bile yaprağı var edep yerlerinde
bunlar ise dal şafaklar
yuh be dedim hayret kardeşim
öbür gün hemen şirkete gidip
bilet tarihimi değiştirdim
şu anda uçaktayım bize doğru
biz dediğim gayet zorlu
neyse ki açılıyoruz dünyaya
hiç açmadığımız kapılarla
öyle haller içinde ki halim
türkçeye çevirmeye yok mecalim
bizans bizim olduğunda
okyanusta bir kıta
kapitalizmi kurtarıyor
kristof kolomb amca
anıtlar gıcır gıcır
en eski demokrasi
tarihleri pek kısa
bilgisayar kabilesi
aldı beni bir düşünce
memlekette ne yapmalı
iner inmez uçaktan
kupon kesip saklamalı
uçak çıkar apartman çıkar
hizmetçili ev bile var
bu pazar nasıl bir pazar
pazar yeri gibi
jazz!
*
bursadaki ahlaksızlığın önemli ayaklarından birini oluşturan clup.
(bkz: jazz jack rabbit)
(bkz: (#8568773))
art blakey:-along came betty
-a night in tunisia
-free for all
-blues march
billie holiday:-strange fruit
-god bless the child
-body and soul
-fine and mellov
charlie parker:-ko ko
-just friends
-bird gets the worm
-confimation
-moten swing
charles mingur:-boogie stop shuffle
-better git it in your soul
dizzy gillespie:-a night in tunisa
-manteça
miles davis:-so what
-all blues
-blue in green
louis armstrong:-west end blues
-hello dolly
-black and blue
-dream a little of me
-we have all the time in the world
ella fitzgerald:-mack the knife
-summertime
-rock it for me
-i cant give you anything blue love
john coltrane:-naima
-blue train
-my favourite things
duke ellington:-take the a train
-mood indigo
-sophisticated lady
-lotus blossom
-come sunday
(bkz: nardis jazz club)
bir tükçe cümlede kullanılmaması gereken kelime. jazz music vardır, caz müzik vardır ama jazz müzik yoktur. bu restorana restaurant demek gibi bir alt kültür göstergesi bence.
(bkz: jimmy scott)
her ne kadar işin içine piyano girince salon ve dans müziği olsada bir dönem, özgürlüğün ve yeteneğin açık ara hissedildiği blues tohumlu müziğin son evresi.
hayatımda dinlediğim en güzel müzik.her ortamda dinleme imkanı bulamıyacağınız,genelde entellektüel kesimin dinlediği sanılsada,tamamen yanıltıcıdır.elinizde bir kupa çay,ve gözlerinizde masmavi bir gökyüzünün sizde yarattığı o güzellik.fonda ise aşk şarkılarının üstadı chet baker size trompetiyle eşlik eder. akşam çökmektedir, ve tord gustavsen trio grubundan being there albümü çalmaktadır ve hüznünüz arttıkça,beyninizde karanlığa teslim olmuştur.sakin günlerin veyahut tempolu geçen her gün,hafta'nın müziğidir. dinlenirsiniz,dinlendirirsiniz ve keşfedersiniz.
aslında jazz müziğinin temel bir kaç stili vardır. bunlar bebop , hardbop , smooth jazz , cool jazz ve daha uzayıp giden bir liste halindedir. eski dönem jazz müzisyenlerinin genelde çaldıkları tür ise bebop ve harbop olarak adlandırılır. ve bazı ustalar vardır ki onlar kategorize bile edilemezler. misal; miles davis , ahmed jamal , john coltrane , ,stan getz , duke ellington , dave brubeck aklımda olupta listeye giremeyen daha bir çoğu. bu yaşamış ve yaşamakta olan efsaneler jazz tarihinde çığır açmış,aynı zamanda bir döneme ciddi anlamda damgasını vurmuş şahsiyetlerdir.
bir honda modeli (bkz: honda jazz)
bir müzik tarzı (bkz: caz)
bir bar adı (bkz: jazz bar)
bir mekan adı (bkz: nardis).
Jazz, sesin özel bir şekilde ele alınışıdır. Jazz müzisyeni, kuşandığı enstrümanlarla Afrikalı şarkıcıların seslerinin efektlerini çıkarmaya çalışır. Bunu yaparken de jazz sanatçısı sesi olduğu gibi vermek yerine, sesin çeşitli alçalıp yükselen varyasyonlarını kullanmayı tercih eder. Bazen bastırılmış homurdanan seslerin taklidiyle, bazen beklenmedik ataklar yapan ince seslerin çıkarılmasıyla, bazen de sıcak bir yoğunlukla bize ses efektlerini sunar. Mesela usta jazz sanatçısı Duke Ellington, 'Black and Tan Fantasy' eserinde bize bunu çok güzel yansıtır. Özellikle 'wa-wa' sesinin çıktığı bölüm çok eğlencelidir.
http://www.youtube.com/watch?v=GN3_c1OnA3s
güncel Önemli Başlıklar