bugün

entry'ler (245)

çöpçüler kralı

(bkz: gurbet)

dolmuş şoförüne 100 tl uzatmak

10 tl uzatıp bozuk para verin kardeşim sızlanması duymuş biri olarak 100 tl riskli.

şampiyon kokoreç

domatesli bir sos ile kokoreçi karıştırdıklarından sek kokoreççilerin tavır yaptığı yerdir.

dvd writer ın dvd okumaması

önce lens bir güzel hohlanır, sonra serçe parmakla silinir. hala heceliyorsa mutfaktan gidip mendil filan alınıp lens kolonyayla silinir. takılan dvd şöyle elle bir iki tur anlamsızca döndürülür ki motor ısınsın. hala okumazsa kaçınılmazdır vurulur. çalıştığı görülür. gülünür. eğlenilir. tekrar bozulması sabırsızlıkla beklenir.

alakasız ama birlikte tat veren yiyecekler

salatalık ve bal.

hızlı inen dosyadan korkmak

bi marangoza gidip kıytırık bi tahta parçası isteyince marangozun "yok öyle bişey, satmıyoruz ondan" gibi cümleler kurması yerine ilgilenip sizden kitaplık parası isteyecek gibi bakması durumuyla aynıdır. "neyse abi ben almiim" diyip çıkmak gerekir yoksa elde bi tahta paraçası ve ona verilmiş saçma bi paradan başka bişey elde edemezsiniz.

unutulmaz film replikleri

matrix
-welcome to real world.

sınavdan ilk çıkan öğrenci karizması

kağıt kalem ne varsa toplanır. kışsa iki saat ceket vesaire giyilir. çanta ön sıradan alınır ve amfinin arkasından rap rap rap diye karizma karizma hocanın bulunduğu yere gelinir.
-daha 30 dakika dolmadı yerinize geçer misiniz?

paso görmek isteyen şoför

aslında işini yapmaktadır sadece. ve hatta işini hakkıyla yapmaktadır. ama ben de sinir olurum nedense.

domuz gribi aşısı

bütün dünyanın harıl harıl yaptırırken biz evlerimizde komplo teorileri üreterek yaptırmaktan kaçınıyoruz. domuz gribi aşısından korktuğumuz kadar gribin kendisinden korkmuyoruz. kendimizi denek zanettiğimiz anlarda bu aşının dünyada sadece bizim ülkede yapıldığını düşünüyoruz.

noel babayı sivil görmek

-vayy baba naber...
+hoho iyiyim. ne diyorum ben ya. iyilik bilader. kıyma aldım işte bakkalın arkasından dolaşıyorum yine.
-baba gel bak ortak olalım, beni de götür evlere, ben de sen de kurtulalım şu sefaletten, nereye kadar bu dürüstlük, nereye kadar bu idealist oyuncak dağıtıcı modelin? tıfıllar mutlu olsun diye satmadığın kalmadı. biz de alalım onlardan, ödeşelim.
+bizim o işlerle işimiz olmaz olum, hadi eyvallah.

şemsiye açarak dolmuştan inmeye çalışmak

çok zor bir eylemdir. tecrübeyle sabittir. ard arda inmeye çalışan 4 kişinin şemsiyesi dolmuştan inmeden açılmış ve "geri tepme" gerçekleşmiştir.

greyfurt

tuzlanarak yendiğinde çok lezzetli olur.*

meshur x koftecisi

tevazu yoksunu tonton köftecinin kendine uygun biçtiği sıfattır.
(bkz: nası meşurum bak şimdi)

geleneksellik için gerekli minimum süre

orda burda görmekten gına gelen geleneksel lafına bi standart bağlanması için gelenekçiler tarafından uygun görülmesi gereken süredir. "3. geleneksel zart zurt yarışması" gibi terimleri tarihe gömecektir. *

rüzgar

(bkz: üşütgeç)

ayakkabı bağcığı

yağmurlu havalarda çözüldüğünde elleri yamyaş eder. "ulan bu soğukta oldu mu ki be!" hayıflanmalarıyla 20 metre sürekli yolda sarhoş takılan bağcığınızı izleyerek geçirdiğiniz kararsızlık sürecinden sonra " kesicem seni o olacak" denilip bağlanandır da.

limon çayı

kantinciye "bir adet limonlu çay alabilir miyim?" dediğimde bana yanlışlıkla getirdiği çay tipidir *. limondan yapılır ve baya da güzeldir poşet çay olmasına rağmen. bizim kantinci içine ayriyeten bi limon parçası daha atar o da ekistrası.

sınav sorularına verilen anlık tepkiler

bekle geliyorum birazdan...

yeni yıla dilekler

gelme yeni yıl, biz böyle iyiyiz.*