evdeki diğer kişilerin arıtma suyu tercih etmesinin kurbanı olan kişinin işidir.
kişi kendinden bilir işidir. o nasıl bir tamlamaydı ya.
ayrıca olay o suyu almak değil taşımak. 5lt daha ucuza geliyor ama taşıyamıyorsanız bile bile 1.5 lt almak zorundasınızdır.
su arıtmayı evlere kadar yayan kişiye ne desem boş. tuvaletten hortum çeksem aynı tat gelir daha pratik hem.

kola sevmeyeni üzer.
aystiye de yapsanız şu kutulardan. ben de acaba hangi rengini alsam diye düşünmek istiyorum.

1 60 altı boydaki hemen hemen her kız 1 60 olduğunu söyler. boyumuzu üst sayılara yuvarlarken kilomuzu tabii ki daha alt sayılara yuvarlıyoruz. buna alışın.
1 60 dan kısayım ama çevremdeki benden kısa her kız bunu söylememe rağmen ben 1 60 ım diyebiliyor. demekki ben senden uzunum tripleri var bundan sonra da. ha 1 55 ha 1 60 kısayız işte kabullenin la.

ağzı burnu ve dişleri hoş görünmeyen twitter yazarı. yoksa fenomen mi diyorlardı?
yazdıkları tutulunca da benzerleri gibi dizüstü edebiyat ürünleri vermeye başlıyor.
kitaplarını okuduğunuzda öğreneceğiniz pek bir şey yok tabii. ama dedikodu ağırlıklı, küfür içerikli ve sohbet yazısı tarzında üslubu olduğundan arkadaşlarınızla dedikodu yaparken ne kadar eğleniyorsanız, pucca yı okurken de hemen hemen o kadar eğleniyorsunuz. buna bağlı olarak da kitap en sevdiğiniz atıştırmalık kadar çabuk bitiyor.
konusu itibari ile daha çok bayan okurları olduğuna eminim. hatta genç bayanlar da diyebiliriz.
twitter hesabında yaptığı ukalalıklar yüzünden de eleştiri alıyor. gerçi okuyan bilir kitabında yazdığından farklı birisi değil sosyal mecralarda.

Aşırı gereksiz sorularından biri.
Bu daha çok benimle ilgili de olabilir. Çünkü cevabım
"Deri kesiyor"
Katil imajı da yaratıyor hafiften. Zaten topluluk önünde konuşmayı sevmem. Çektim mi bütün dikkatleri? Süper ya.
Ardından da bir sürü soru geliyor. Lan ortaokul çağı çocuğu deri piyasasından ne anlar? Evde babama kendimi çalıştırıp öyle gelirdim. Benim merak etmediğimi öğretmen merak ediyor. Çok mantıklı.

Sürekli kınamaktandır.
Zaten samimiyetim olan kişiler bilir, konuşma boyunca sürekli soru sorarım. Genelde soruyu anlamadığınızda sorarsınız ama bende öyle degil. Ne demek istediğini anlasam da emin olmak için, onun nasıl açıklayacağını merak ettiğim için veya benim ne düşünerek yanlış anladığımı düşündüğünü merak ettiğim için kısacık konuşmada otuz tane soru sorabiliyorum. Gerçi karşımdakinin saçmaladığını düşündüğümde de kafasını çalıştırması için soru sorduğum olur. Konu nerden nereye.
Şuradan bağlayacağım, o kadar soruyu en çok yorum yapmak için soruyorum. O eleştirilerimi de başkalarına anlatıyorum tabii toplumca buna dedikodu diyoruz. Aslında bana göre hepsi inceleme sunumlarım ama sonuç değişmedi.
Bu kadar eleştiri yapınca da eninde sonunda onaylamadığınız şeyleri yaptığınızı fark ediyorsunuz. Ama eleştirmeden yapamam. Maalesef.

16 yaşındaki kızın yaşıtı erkekler gününü uzun eşek oynayarak, arkadaşlarıyla metin2 ve karı kız muhabbeti ile geçiren tipler olduğu sürece, kızın yalnız kalmak yerine seçebileceği ikinci seçenektir.
o zaman 17 yaşındaki erkekle 12 yaşındaki kız da mı sevgili olabilir mantığı da komikmiş. 0-5 yaş ilişkisini neden sormuyorsunuz onların da arasında 5 yaş var?
erkeğin beklentilerini karşılayamaz yorumunu da şöyle açıklayayım;
ilk olarak ortalık 15 yaşında geneleve götürülen çocuklarla dolu. dolayısıyla buradaki asıl konunun istek değil karakter olduğunu görebilirsiniz. 21 yaşındaki erkek de, 16 yaşındaki kız da, kızın cinsellik için küçük yaşta olduğunu düşünebilecek yaştadır. tabii doğru terbiyeyi aldılarsa.
almadılarsa da o yaştan sonra pek bir şey değişmez. geçmiş olsun.

seçilecek taraf, sizi seçim yapmak zorunda bırakmayan taraftır.
tabii burada çok da önemli olmayan sebeplerden dolayı arada bırakılmaktan bahsediyorum. örneğin aileyle sevgiliyi tanıştırdıktan sonra taraflardan biri diğerinden pek hoşlanmaz ve sizi arada bırakırsa diğer tarafı seçebilmelisiniz. iki taraf birden arada bırakırsa her iki tarafa da resti çekebilmelisiniz. çünkü böyle bir durumda konu sevginizden çok özgürlüğünüzle ilgilidir. kim olursa olsun, hayatınızdaki önemli kararları başkasının vermesine izin vermeyin.
bu öneri sağlıklı düşünebilen bir insanı baz alınarak yazıldı. aşıkken kendinizi kaybediyorsanız doğrudan ailenizi seçin.

erkekleri tahrik etmek, peşinden koşturmak, kendilerine laf attırmak için giyerler.
çünkü hayattaki tek amacımız kendimizi size beğendirmek.

egonuz tatmin olduysa dağılabiliriz.

kazanması gereken yarışmacısı açıkca belli olan yarışma.
tabii ki 16 numara kazanmalı. 16 yazan da çok az çıkmış.
yarışmayı izlemiyorum buradaki fotoğraflardan baktım sadece. beğendiklerim kenarda kalsın dedim ve kenarda 2 kişi kaldı. 22 kişiden 2 kişi. bir de bunlar da önceden başkaları arasından seçilmiş yani. çok güzel kızlar nasıl olsa kazanırım diye ego yapıp katılmıyor mu acaba?
16 numara dışındaki tipler zaten her gün sokakta gördüğümüz kızlar kadar güzel. epey bi gaz verilmiş bunlara çok güzelsin çok güzelsin diye.
düşünülebilir diğer kişi 20 numara. o da fark ettiğiniz gibi dombik yüzlü. yine de ten rengi ve fizik konusunda diğer hepsini geçer.
yüze odaklanacaksak 16 almalı ki sıradan yüzü olan birisi de kazanmamalı yani.
en azından kara kaşlı sarı saçlı biri katılmamalıydı. hayal kırıklığı.

bir zahmet olması gereken.
göğsünüze batan tellerden ve sıkan askılardan hoşlanıyorsanız başka tabii.
sarkar diye korkanlar da yarım atleti denesin. bu eziyeti insan kendine yapmamalı.

okulunuz ya da işiniz varsa aynen devam etmeye çalışın. ama eve geldiğinizde depresyonunuzu doyasıya yaşayın. abartmadan içkinizi, sigaranızı da için, slow şarkınızı da dinleyin. hatta ilk günler mesajlarınızı okuyun, fotoğraflarına bakın. arkadaşlarınıza falan anlatın saatlerce, ağlayın, küfür edin. orospu çocuğu deyin. bir kere daha deyin. yetmezse bağırarak deyin. bıktırana kadar arayıp barışmaya çalışın. mesaj atın, arkadaşlarına falan sordurun.
bunları yapmak içinizden geliyorsa ve kendinizi engelliyorsanız yapın çünkü eninde sonunda yapacaksınız ve yapmadan da rahatlayamazsınız. ben kendimi çok iyi kontrol edebilirim, yapmam diyenler zaten bu durumda ne yapacağını da bilir. başlığı terk etsinler.
artık ona ulaşmaya çalışmaktan vazgeçtikten sonra birden karar alın ve onun hakkındaki kurtulabileceğiniz her türlü anıdan kurtulun. kurtulamayacaklarınıza daha sonra geleceğiz.
bir süre sonra sakinleşmeye başladığınızı göreceksiniz. hala üzülüyorsunuzdur falan ama siniriniz geçer.
bu noktadan sonra başka bir kişiyi hayatınıza dahil edin. dahil edin derken sevgili olmanıza gerek yok. ama mesafeli olarak da olsa size ilgisi olan birisiyle konuşmaya başlayın.
malum kişiyle aklınızda kalan konuşmalar olur, aranızdaki hitap cümleleri olur, hatta ona sormak isteyip soramadığınız şeyler olur. kısacası onu düşünürken aklınıza gelen şeyleri bu yeni kişiyle yenileyin. o kişiyle sevişmişsinizdir bu kişiyle de sevişin falan demiyorum tabii ama sınırlar içerisinde dediğim şeyi yapmaya çalışın. mesela onun adında başkalarıyla tanışmanız bile iyi gelebilir. böylece o isim aklınıza geldiğinde aklınıza gelen tek kişi o olmaz. anlatmaya çalıştığım şeyin mantığı bu. onda özelleştirdiğiniz şeyleri basitleştirin.
örneğin benzer konuşmaları yaptığınızda yeni kişinin de onun gibi düşünmesi gibi bir durum var ki bu çok işinize yarayacak. zamanla onu gözünüzde büyüttüğünüzü net bir şekilde göreceksiniz.
yeni kişiden de olabildiğince çabuk uzaklaşmaya bakın çünkü ilişkiniz olursa o ilişkiden bir cacık olmaz. yeni kişiye de fazla umut vermeden görüşmeyi kesin. ondan hoşlanmaya başlarsanız da yanıldığınızı bilin ve beklemeden uzaklaşın.

insan idini kullanarak izleyici toplamış dizi. id diyorum çünkü hem cinsellik hem saldırganlık ikisini de kullanmışlar.
yanlış hatırlamıyorsam daha yakın zamanda sadece şiddet içerikli yapımlar bile eleştiriliyordu. çocuklar örümcek adam izleyip camdan atlıyor diye günlerce konuşuluyordu. uçan bir çizgi kahraman konusunda bu kadar hassas olan insanlar ne ara ensest ilişkileri normal karşılamaya başladı tartışma konusu.

normal karşılamadık, tecavüz, şiddet, sapıklık hayatın içinden bık bık yapanlar da şunu düşünsün: birini dövecek veya tecavüz edecek insan tenhaya çeker. sonra da olabildiğince saklar çünkü alacağı tepkiden çekinir. başkalarının buna tepki vereceğini bilir. bunları açık açık göstermek insanları buna alıştırmaktan başka bir şey değil.

erotik filmlere ve porno filmlere sanat diyen insan da bu düşüncesine bağlı olarak eşinin sanat yapmasına izin verebilecek zihniyette olmalı. yeri geldiğinde o sanatı beğenerek izliyorsunuz sonuçta. katkınız da olsun.

buradan en değerli sanatçılarımızın da orospular olduğu sonucuna varmış olduk. klişe oldu demeyin. orospunun bir oyuncudan daha fazla orgazm taklidi yaptığını tahmin etmeniz zor değil.

evleneceği kadından da beklentisi bu yöndeyse, zaten yapması gerekeni yapacağını söyleyen erkektir. öyle aman aman yüceltilecek bir durum yok.

garip olan, bazı erkeklerin kabul edemeyeceği şeyleri, evleneceği kişinin kabul etmek zorunda olduğunu düşünmesi. ve bunu normal olarak görüyorlar. tek sorun da erkeklerin düşünce tarzı değil. kadınlar da evleneceği erkeğin eski sevgilisini, eski karısını vs. kıskanırken birlikte olduğu kadınları hiç kafaya takmaması ayrı saçmalık. birbirlerini buluyorlar.

gerçek ayrılık yaşanana kadar birkaç kez tekrarlanacak eylem.
öylesine bir ilişki değilse, hatta en azından bir taraf seviyorsa ayrılıktan sonra barışılır. ayrılıkta ne kadar sevdiğini hatırlamak söz konusu çünkü.

burada daha çok seven tarafın (belki de tek seven tarafın), ayrılığı yaşadıktan sonra "onun için her şeyi yaparım" diye düşünmesi ile tekrar başlanılması ve yine daha çok seven tarafın yanıldığını anlamasıyla sonuçlanması durumu vardır. yanıldığını anlar dedim çünkü ilişkinin tek taraflı uğraşlarla yürüyemeyeceğini görür. bunu anlaması için de birkaç kavga, ayrılık gerekir. sonunda mantığı bir şekilde duygularının önüne geçer.

iki tarafın da sevmesi durumunda, ayrılık sadece kısa küslükler anlamına gelir. bazı durumlarda da gereklidir. sürekli tekrarlanmasıyla da ilişkinin ciddiyetini yitirmesi olasıdır.

gerçek ayrılığa giden ayrılıklar, zamanla sıklaşır ve daha çok bıkkınlık vermeye başlar. her seferinde tekrar başlanıldığından da ayrılık sonrası taraflardan biri başta bunu ciddiye almayabilir. trajik bir yön daha. hoş değil tabii.

yalancı kızdır.
çünkü zaten hazır olan bir kızın bile çıkmaya karar vermesi en az 5 dakikasını alır. bunun kıyafeti, makyajı ve çantayı kontrol etmesi var, ayakkabı seçiminden emin olunması var, ayakkabıya göre çorap seçimi var ki genellikle sonradan hatırlanır.
yani bu kız ya hazır değildim diye yalan söylüyor, yada gideceği yeri ve beraberinde gelecek kişileri hiç önemsemiyor.
hazırlanmam 10-15 dakika sürebildiği gibi 2-3 saat de sürebiliyor. süreyi değiştiren de ruh halim ve dışarıya çıktığımda göreceğim kişilerdir. süreleri özellikle erkekler eleştirdiği için söylüyorum, bir kız sizi göreceği zaman 5 dakikada çıkabiliyorsa, sizin onu beğenip beğenmemenizi önemsemiyordur. kısaca sizi sallamıyordur. bu eleştiriyi yapan erkeklerin özensiz, bakımsız kızları itici bulduğu da bir gerçek. kendinizle çelişiyorsunuz.

zaten kalabalık olan otobüste yer değiştirmek isteyen yolcunun özellikle ısrarcı olması.
oturacak yer olur anlarım da, zaten ayakta duruyorsan otobüsün başındasın, sonundasın ne fark ediyor?
"aa otobüsün ortasında durmadan gidemiyorum."
dirseğiyle insanın yüzüne yüzüne vuran tipten bahsetmiyorum bile.

sevgilisine bu eylemden önce telefonunu kontrol edeceğini söyleyen tipler de hayret edilecek gibidir. o neyin kafasıysa artık.
cidden bu kişi kontrol edeceğini hangi amaçla haber verdi anlayabilmiş değilim. yani nasıl bir kendini kandırmadır artık. sevgilisi normal olarak oturmuş sorun olabilecek mesajları siliyordu çünkü. ileride de eve seni basmaya geliyorum diye haber verir herhalde.

bunu içten içe de olsa merak eden kızdır.
öpüşme sahnesi gördüğünde inceler, gerek öpüşen arkadaşlarına anlattırır, gerek internetten araştırır. duydukları, gördükleri karşısında hep şaşırma, iğrenme halindedir. aynı zamanda da özenir. aklında hep nasıl soruları vardır.
ilerleyen zamanlarda öpüşen kişilerin mutsuzlukları bile ona tuhaf gelir. ben öpüşüyor olsam hep mutlu olurdum düşüncesi vardır. gözünde büyüdükçe büyür.
biri tarafından ilk defa öpüldüğünde yine şaşırır. kendisinde de dudak olmasına rağmen böyle mi oluyomuş der.
bir süre sonra nasıl oluyormuş dediği şeyleri zamanında ıyy ben bunu yapmam diye düşünmesine rağmen plansız bir şekilde dener. sonrasında zaten artık biliyordur.

bir süre önce aynısını yapmamış gibi her açıdan sigara içenleri eleştirmek.
kötü kokuyor, kendini zehirliyorsun eleştirileri yapan bu insan kendi sigara kullanırken de eleştirilere karşıdır.
olumlu yanlarından biri size daha önce hiç kullanmamışsınız gibi bir özgüven verebiliyor olmasıdır.