bugün

fırat çakıroğlu na hakaret eden odtü öğrencisi

fırat gitti gideli, karşısında dizlerinin bağını zaptedemenden duramayacak tiplerin, langır lingir konuşması çok acı. fırat ki, ege üniversitesinde sağcı ülkücüler ile, solcu add'lileri aynı amaç uğruna kardeşçe kol kola sokabilmiş bir adamdır.

şimdi bu densiz gevşek, ülkücülere laf çakıyor aklınca.

odtülü ya,

çok zeki ya,

daha vatansever ve aydın ya hani...

kendi üniversitemdeki olaydan örnek vereceğim. tvlere ve gazeteye çıkmadı. belki yerel tvlerde gösterilmiş olabilir.
sivas cumhuriyet üniversitesi. 2015. hatırlayanlar olacaktır, ankara üniversitesinde bir bayrak indirme olayı yaşanmıştı, o sıralar. cumhuriyet üniversitesindeki bölücü ibneler toplanıp edebiyat fakültesi girişindeki türk bayrağına halel getirmeye kalkışmışlar, o esnada orada bulunan birkaç ülkücü öğrenci bunlara mani olmuştur ve olayların fitili burada ateşlenmiştir. edebiyat fakültesinde bu işi yapamayacaklarını anlayan pkklı ibneler, ülkücülerin yoğunlukta olduğu bir diğer fakülte olan olan iibf gelerek, buradaki bayrağı da indirmeye niyetlenmişlerdir ancak öncesinde haberdar edildikleri için ülkücü öğrenciler bayrak direğinin çevresini ve fakültenin girişini doldurmuşlardır. fakülte karşısındaki çardaklarda ise bölücü pezevenkler ve bu iki grubun arasında polis. bölücü yavşaklar, çardaklarda ellerine geçen taşları ülkücülerin üzerine atmaktalar. buna karşılık ülkücüler ise bu ibnelerin üzerine yürümeye niyetleniyorlar ancak polis müsaade etmediği için devam etmiyorlar. o gün ülkücüler, polisin gözü önünde o yavşaklardan taş yedi, hakaret yedi ancak bayrağı indirmelerine müsaade ettirmedi.

peki o ülkücülerin yanında başka hangi grup vardı ?
ağzından çıkacak tek söze bakan reisçiler ? biz o gün okulda değildik yea. cumhuriyetçiler, solcular ? fakülte kantininin arka bahçesine kaçıp sigaraya sarılmışlar, sloganları duymadık diyebilmek için yüksek sesle konuşup kahkahalar attılar. yoktu arkadaş. başka kimse yoktu. o sözde vatanseverler, modernler, sözde medeniler ve diğer gevşeklerden hiç kimse yoktu. hoş, zaten biz de onları düşünmedik bile. o koca koca taşlar üzerimize gelirken, kollarımız, sırtımız bereler içerisinde kalırken, yalnızca bayrağın gölgesine sığındık. belki bizim canımız acıdı fakat o bayrağa halel gelmedi. o şerefsiz köpeklerin kirli elleri değmedi bayrağa.

bu cumhuriyet üniversitesinde yaşandı. ankara üniversitesinde de yine en önde ülkücüler vardı. ege üniversitesinde de ülkücüler vardı. türkiye'nin her üniversitesinde,her sokağında, her köşesinde ne zaman bu bayrağa el uzatmaya kalkan bir yavşak olursa, onların karşısında daima en önde bir ülkücü oldu. mevzu icraate geldiği zaman değme vatanseverlerin daima bir işleri(!) çıkar. ve güzel kardeşim fırat, bu yolda canını vermiştir.

şimdi bu tipsiz, bu çapsız, eğer bizlerden, ülkücülerden rahatsız oluyorsa, bizim tepemize taş atan güruhtan bir farkı yoktur. yeri gelsin, onun da başını bize attıkları taşlarla ezeriz. eğer ki gerçekten derdi memleket ise, bayrak ise, o halde aklını başına devşirmelidir.