bugün

faşizm denilince akla hitler gelmesi

özet geçeceğim. bu meseleler çok ama çok karışık meseleler. üniversitede sadece faşizm teorileri üzerine bir dönem dersler veriliyor. düşünün. aynı şekilde konuya yakın milliyetçilik, azınlıklar da ayrı derslerin konusudur.

faşizmin karakteristiği aslında mussolini'dir. hitler nazizmi temsil eder. fark ne peki?

hitler tek adamdır. tüm devletin ve toplum en üstündeki kişidir. oysa mussolini bir hükümetin başıdır. üstünde kral olmuştur. ve hatta ikinci dünya savaşında mussolini yenilince asılmıştır. yani mussolini sorumlu bir figürdür. hitler sorumsuzdur. bakın ki hitler savaşta yenilince intihat etmiştir. çünkü onu görevden alabilcek ya da onun hesap vereceği bir güç yoktur. hitler kavgam'da anlatırken. benimle başa çıkabilecek, beni yenebilecek olan kişi gelsin beni yensin der. yani bu işi götürecek kişi en güçlü ve yetnekli olandır. hitler burada net değil ama büyük ihtimalle söylemek istediği iktidarın darbe ile ele geçebileceği ancak ve ancak.

hitler antisemitiktir. mussolini değildir. mussolini'nin çok cılız antisemitik faaliyetleri olmuştur ki bu hitler baskısı ve o dönemin koşulları icabıdır.

hitler korporatisttir. hitler burjuvazinin kaynaklarının ülke faydasına kullanılması için devletin ekonomiyi planlamasından bahseder. mesela gider bir sanayiciye der ki sen şu kadar silah üreteceksin. savaşa gireceğiz lazım. mussolini liberaldir serbest ekonomi taraftarıdır.

hitler lebensraum'dan bahseder. bu kavgam'da çokça anlattığı bir olay. türkçesi yaşam alanı. bu da tartışmalı bir mesela ve karışık bir olay ama şöyle söyleyim. hitler birinci dünya savaşında kaybettik çünkü ingiltere ve fransaya kolonizasyon yarışına girmiştik. halbuki yapmamız gereken avrupa'da kendimize yaşam alanı oluşturmaktı. italya'nın olayı şu: adamlar yaşam alanı değil, sömürge arayışındaydılar. zira hitler fransa'ya, rusya'ya saldırırken, italya yunanistan ve habeşistan'a saldırıyordu.

hitler'de segregasyon vardır. ırka dayanır devlet. yani alman olmayan siktirsin gitsin der. mussolini italya bir bütündür. içinde yaşayan herkes vatandaş olarak bağlıdır der. yani birlik kandan değil teritoryal bütünlükten gelir.

iki hareket de militaristtir. iki hareket de bir orta sınıf hareketidir. o dönem yükselen işçi sınfına karşı orta sınıfın üst sınıflar ve alı sınıflar arasındaki ezilmişliğine karşı onların bir tepkisi olarak ortaya çıkar. bu yüzden iki harekette de paramiliter sokak örgütleri vardır ve bunlar sosyalist hareketlere saldırır. poulantzas burada faşizmin kapitalist düzenin bir subabı olduğunu düşünür.

nazizim ernst nolte gibi pek çok düşünürün iddia ettiği gibi dönemseldir. belli bir dönemde ortaya çıkabilecek bir şeydir. o ortaya çıkmıştır ve bir daha çıkmayacaktır. artık hitler gibi bir adam ve yönetimi ortaya çıkmayacaktır. ama faşizm her an ortaya çıkabilir. çünkü o bir anlamda bir kalkınma hareketidir.

oraya girmek istemiyordum ama gireyim. bazıları nazizmin feodal bir düzene dönüşün bir ön adımı olduğunu düşünür. militarizm bundan gelir. bundan dimitrof finans kapitalin en gerici falan diye giden tanımını yapmıştır. sosyalist devlet komünizmin bir önceki basamağı olduğu gibi. ama faşizm global düzene bir entegrasyon çabasıdır.

bu arada faşizm millete ve bütünlüğe dayanmıştır ama bu şart değildir. yani o zamanın hakim sınınfları tutunum ideolojisini böyle belirlemiştir. bu yeri gelip din olabilir yeri gelip dil ya da etnisite olabilir. nazizim sadece ve sadece ırka dayanmak zorundadır.

edit: nazizim ancak almanya gibi homojen toplumlarda ortaya çıkabilir. faşizm türkiye, ispanya, fransa, iran gibi içinde alt kimlikler taşıyan yerlerde ortaya çıkabilir. faşizmden alt kimlikler rahatsız olmayabilir (bu değişir) ama nazizimden alt başlıklar deli dehşet kaçar çünkü sonlarının geleceği kesindir.