bugün

sözlük yazarlarının itirafları

Bi' insanın hayat plânlaması 10 günde nasıl mı değişir?

bundan yaklaşık 1 ay kadar önce akşam eve dönüyorum. arkamdan biri seslendi. döndüm baktım, ilkokul arkadaşım. en son 6 yıl önce görmüştüm. sarıldık falan. oturduk bir yere yedik içtik sohbet muhabbet. bu diğer arkadaşlarla irtibatı kesmemiş. yıllardır görmediğimiz için bi' beni merak ediyorlarmış diğerleri de. neyse işte bir hafta sonra diğer arkadaşlarla mekanda topluca görüşmek için sözleştik.

bir hafta sonra akşam buluştuk hep beraber. kızlar erkekler falan. hepsi ilkokuldan. özlem giderdik tabii. gecenin ilerleyen saatlerinde gamze de geldi. herkesle görüştü falan. sarıldı bana sıkı sıkı. özlemiştik. o gün öylece bitti, dağıldık evlere.

2 gün sonra, tarih 19 mayıs çok iyi hatırlıyorum, akşamına sözleştik, beni bulan arkadaş, ben, gamze. buluştuk üçümüz, geçtik bir yere. içiyoruz. muhabbet falan. eskilerden konuştuk biraz. gamze'nin de belalı bi' sevgilisi varmış. çocuk içici. kızın peşini de bırakmıyormuş. tehditle falan yanında tutuyormuş. gamze nerden bulaştıysa artık. her neyse üçümüz kalktık sonra. yol biraz engebeli olduğu için ve ışık da olmadığı için elimi tuttu gamze, destek alıyor. yola çıktık ama bırakmadık elimizi. arkadaş da yanımız da ooo anlayalım falan yapıyor piç. yolu yarıladık, gamze cebinden kartını düşürdüğünü fark etti. söyler söylemez bizim arkadaş fırladı hemen oturup içtiğimiz yere. muhtemelen orda düştü çünkü. o koştu gitti, biz arkadan yavaş yavaş geliyoruz. el eleyiz hâlâ. öylece konuşurken bunu hıçkırık tuttu bi anda. nefesini tut geçiyormuş dedim. yok ya geçmedi falan dedi. kafalar da güzel ya, 'öpüşünce de geçiyormuş' dedim birden. güldü falan, 'su içersen ya da nefesini tutarsan geçtiğini duydum ama öpüşünce geçtiğini duymamıştım' dedi. durdurdum bunu, çektim kendime, 1-2 saniye bakışma ve öpüşme. sonra bir şey olmamış gibi el ele yürümeye devam. 'geçti mi hıçkırık' dedim. 'geçti' dedi. harbiden de geçmişti. arkadaş kesin bulamadı kartı falan muhabbet ederken bu bizimki kartı bulmuş getirdi. evlere dağıldık o gece öyle.

ertesi gün üçümüz yine buluştuk. daha doğrusu gamze'yle ben buluştum, arkadaş iş çıkışı yanımıza geldi, gece 11-12 gibi. o gelene kadar biz takıldık. içtik konuştuk öyle havadan sudan. ufak bi' öpüşme daha yaşandı. kızın sevgilisinin hiçbir şeyden haberi yok ama sevgili de değil zaten. aksi takdirde bu olanlara izin vermezdim. çocuk belalı ve kızı yanında zorla tutuyor. her neyse bizim arkadaş geldi. oturduk konuştuk. kızla bizim yakınlaştığımızın da farkında. içerken sigaralarımızı düşündük öylece konuşmadan. ben, sıkılmıştım istanbul'daki bu yaşantıdan. arkadaş da öyle. kız zaten sevgilisinden kurtulmaya çalışıyor, huzur arıyor. ve o an, sanki birbirimizin düşüncelerini okumuş gibi aynı anda karar veriyoruz; gidiyoruz.. istanbul dışına. her şeyi arkamızda bırakarak. ama bunun için para lazımdı. baya bi para hem de. arkadaş çıkardı masaya 300 tl koydu. 200 de ben koydum. götürdü bu bizi taksim'de benim bile bilmedim, kumarın döndüğü yer altı dünyasına. o mekanın varlığından haberim bile yoktu o ana kadar. plân belli. çıkarsak beraber çıkacağız, batarsak da beraber. benim de iyi oynadığımı bildiği için girdik mekana, cepte 500 tl parayla.

dönen oyunun, o an kazanılan ve kaybedilen ellerin detaylarına girmeden kısa kesiyorum. 500 tl'yle gittik. 8000 Tl'ye çıktık. bu sefer batmamıştık. ee şans biraz da bizim yanımız da olsun ama.

karar verdik. gideceğimiz yer izmir. orda da arkadaşlar var. evi ayarlıyorlar sağ olsunlar. iş de hazır gibi. gerçi buradaki şirkette de tam yükselmeye başlamıştım ama hiçbir şey yok gözümde. sıfırdan bir başlangıcın zamanı geldi çünkü. gitmeden görmemiz gereken, hesap kapatmamız gereken dostlar var. sonrası, gidiyoruz. yani diyeceğim o ki sözlük, varsa bizimle beraber gelip sıfırdan bir yaşantıya başlamak isteyen, irtibata geçsin benimle. paranızın olup olmaması dert değil, biz de var, ev de hazır, hemen hemen iş de. haziranın sonunda gidiyoruz. yani tam 1 ay var. gelmek isteyenler buyursun irtibata geçsin, bekliyorum.