bugün
- yaya geçidinde kendini yola atan alman10
- türk kızlarındaki zenci merakı15
- dinci geri zekalılar ile insanlığın mücadelesi14
- menzilcilerin gay gay hareketleri13
- namaz kılan kemalist fayda görür mü10
- neden yazarlık yapıyorsunuz12
- bir kadına söylenebilecek en güzel iltifat20
- en son ne yediniz9
- iremga'yı taşlamak17
- mert hakan yandaş20
- 24 mayıs 2024 panathinaikos fenerbahçe beko maçı15
- bir kadın nasıl susturulur25
- türkiye fakirse halk neden obez37
- sokak hayvanları uyutulacak72
- dünya türkiye'nin neyini kıskanıyor28
- istanbul'a taşınmak isteyenler için tavsiyeler9
- lise eteğini saklayan hatun13
- online 28 yazar şu an ne yapıyor14
- karşı cinste çekici gelen özellikler14
- yazarların bugün içtiği sigara sayısı16
- putine bir savaş taktiği ver12
- ideal erkek boyunun 195 olması16
- ameliyatla erkek oldum soruları alayım19
- rüyada olduğunu fark etmek8
- zalbert kızsa kanıtlasın11
- hayırlı cumalar9
- türk kızları neden gülümsemiyor14
- biontech aşısı olan insan9
- kitap okumanın zararlı ve gereksiz olması9
- iran cumhurbaşkanının cennete girişi12
- iran'ın teşekkür mesajında türk bayrağı koymaması15
- geldi yine deli9
- sokak köpeklerini çin'e ihraç etmek12
- türk erkeklerindeki iğrenç detaylar15
- beşiktaş ın fenerbahçe yi geçmesi12
- 23 mayıs 2024 beşiktaş trabzonspor maçı25
- icardi190521
- e f e8
- aydinoglu bombala21
- bir erkek nasıl rahatlar15
- kocaeli de asansöre sıçan adam8
- 6 ayda yazılımcı olmak10
- ismail kartal9
- mecidiyeköy metrosunda intihar eden kız10
- 23 mayıs 2024 ali koç basın toplantısı11
- kızlar kendi aralarında ne konuşuyor11
- bik bik için diktiğim etek17
- insan olmaya ceyrek kala8
- galatasaray13
- türkiyedeki rusların gövde gösterisi yapması11
Herifçioğlu hâlâ "başbakanın bile tahmin edemediği seçim sonucu bilemedik, ölelim mi yani" diye kambura yatıyor... Onları bu nedenle eleştirdiğimizi sanıyor.
Sanıyor mu, işine öylesi geldiği için lafı mı saptırıyor, okuyucular karar versinler.
Biz sizi yalan yazdığınız, gerçekleri çarpıttığınız, amigoluk ettiğiniz için eleştiriyoruz makarnalar!
Yıllar önce bir PKK üyesinin bana telefonda dediği gibi, "çoluğun çocuğun vardır, onlara da sana da yazık olur", ölme tabii...
istifa falan da etme sakın, enayiliğin lüzumu yok. Oray Eğin'in dediği gibi, sizin bu işi bırakmanızı, eve gidip çiçek sulamanızı beklemek saflık olur. Basını bilmemek olur.
Ne bırakması, tam tersine, yanlarına "ikinci kümeden takviye" bile alıyorlar!
Bir özür borçları var, biz onu bekledik.
Gerçek özür tabii, "morardım, rengimi açmaya gidiyorum" diye lafı gırgıra boğup bir süre ortalıktan kaybolmak, döner dönmez de kaldığı yerden kendi bildiğini okumaya devam etmek değil...
"Biz yanlış yaptık, parti amigoluğu gözümüzü kararttı, gerçekleri görmemek için direndik, kendimizi de sizi de kandırdık, bir daha yapmayız" diyeceklerdi...
Tepkileri, "ay ben ne özür dileyecekmişim ayol, hiç içimden gelmiyor vallahi kardeş" düzeyinde kaldı.
Böyle durumlarda zeytinyağı gibi üste çıkmak en kurnaz yoldur. En iyi savunma da saldırıdır. Nalıncı keseri gibi kendine yontmak zaten yaşama biçimleri. Pişkinliğe vurmak gelenek. Haklı çıkana hakaret etmek de zavallılığın kalesi.
Fakat ilk şoku atlattılar.
Baktılar ki patrondan tık çıkmıyor, genel müdürün dibi onlardan kara, okuyucuda da "hesap sorma kültürü" yok, rahatladılar. Bizim gibi birkaç çıkıntıya da ya "o benim muhatabım olamaz" der geçersin, ya da "okumuyorum ki, haberim yok" ayağına yatarsın, mesele kalmaz. Belki kenar mahalle kızlarını üstümüze saldırtabilirsin, o da bizi ırgalamaz.
Hesap sormak bir yana, okurları, pardon, müşteri kitleleri, tam tersine onlardan aynı zırvaları hiç sapmadan sürdürmelerini bekliyorlar. Çünkü görevleri halkı aydınlatmak değil, yürek soğutmaktır.
Böyle olunca da, her gelen müşteriye "seni mesut edeceğim" diyen fahişeden farkları kalmaz.
Önlerinde beş yıllık uzun bir dönem var, 2012 seçimlerinde gene rezil kepaze oluncaya kadar çizgilerinden taviz vermeyeceklerdir. Üstelik bunu "tutarlılık" diye pazarlayıp aferin bile alacaklardır.
Dozu da arttırıyorlar: Deniz Baykal'ı günah keçisi ilan ettiler ama yerinde taş gibi oturduğunu ve kımıldatamayacaklarını gördüler, şimdi kimisi Melih Gökçek'e küfür etmeyi deniyor ama bunun Ankara dışında yaşayan hiçbir okuyucunun umurunda bile olmadığını göremiyor garibim... Görüş alanı Ankara belediye sınırlarını aşamıyor ki, nasıl görsün?
Bir kısmı da Abdullah Gül'ün önünü kesmeye (böylece "iyi sıhhatte olsunlara" göz kırpmaya), Tayyip Erdoğan'a Türkiye'yi nasıl idare edeceğini anlatmaya soyundu.
Yüzde yirmi oy aldılar, yüzde seksenlik konuşuyorlar!
Aman öleyim möleyim demeyin makarnalar... Allah hepinizi 2017 seçimlerine de, 2022 seçimlerine de erdirsin.
Sakın kalemlerinizi de torunlarınıza hediye etmeyin, yazmayı sürdürün.
Siz olmasanız kime güleceğiz, Cem Yılmaz kendini tekrarlıyor, Yılmaz Erdoğan sütre gerisine çekildi, Levent Kırca'nın eski havası yok, Metin Akpınar çok kilo aldı, Perran da uzun süredir evinin kadını oldu, ortalıkta komedyen kalmadı.
engin ardıç
Sanıyor mu, işine öylesi geldiği için lafı mı saptırıyor, okuyucular karar versinler.
Biz sizi yalan yazdığınız, gerçekleri çarpıttığınız, amigoluk ettiğiniz için eleştiriyoruz makarnalar!
Yıllar önce bir PKK üyesinin bana telefonda dediği gibi, "çoluğun çocuğun vardır, onlara da sana da yazık olur", ölme tabii...
istifa falan da etme sakın, enayiliğin lüzumu yok. Oray Eğin'in dediği gibi, sizin bu işi bırakmanızı, eve gidip çiçek sulamanızı beklemek saflık olur. Basını bilmemek olur.
Ne bırakması, tam tersine, yanlarına "ikinci kümeden takviye" bile alıyorlar!
Bir özür borçları var, biz onu bekledik.
Gerçek özür tabii, "morardım, rengimi açmaya gidiyorum" diye lafı gırgıra boğup bir süre ortalıktan kaybolmak, döner dönmez de kaldığı yerden kendi bildiğini okumaya devam etmek değil...
"Biz yanlış yaptık, parti amigoluğu gözümüzü kararttı, gerçekleri görmemek için direndik, kendimizi de sizi de kandırdık, bir daha yapmayız" diyeceklerdi...
Tepkileri, "ay ben ne özür dileyecekmişim ayol, hiç içimden gelmiyor vallahi kardeş" düzeyinde kaldı.
Böyle durumlarda zeytinyağı gibi üste çıkmak en kurnaz yoldur. En iyi savunma da saldırıdır. Nalıncı keseri gibi kendine yontmak zaten yaşama biçimleri. Pişkinliğe vurmak gelenek. Haklı çıkana hakaret etmek de zavallılığın kalesi.
Fakat ilk şoku atlattılar.
Baktılar ki patrondan tık çıkmıyor, genel müdürün dibi onlardan kara, okuyucuda da "hesap sorma kültürü" yok, rahatladılar. Bizim gibi birkaç çıkıntıya da ya "o benim muhatabım olamaz" der geçersin, ya da "okumuyorum ki, haberim yok" ayağına yatarsın, mesele kalmaz. Belki kenar mahalle kızlarını üstümüze saldırtabilirsin, o da bizi ırgalamaz.
Hesap sormak bir yana, okurları, pardon, müşteri kitleleri, tam tersine onlardan aynı zırvaları hiç sapmadan sürdürmelerini bekliyorlar. Çünkü görevleri halkı aydınlatmak değil, yürek soğutmaktır.
Böyle olunca da, her gelen müşteriye "seni mesut edeceğim" diyen fahişeden farkları kalmaz.
Önlerinde beş yıllık uzun bir dönem var, 2012 seçimlerinde gene rezil kepaze oluncaya kadar çizgilerinden taviz vermeyeceklerdir. Üstelik bunu "tutarlılık" diye pazarlayıp aferin bile alacaklardır.
Dozu da arttırıyorlar: Deniz Baykal'ı günah keçisi ilan ettiler ama yerinde taş gibi oturduğunu ve kımıldatamayacaklarını gördüler, şimdi kimisi Melih Gökçek'e küfür etmeyi deniyor ama bunun Ankara dışında yaşayan hiçbir okuyucunun umurunda bile olmadığını göremiyor garibim... Görüş alanı Ankara belediye sınırlarını aşamıyor ki, nasıl görsün?
Bir kısmı da Abdullah Gül'ün önünü kesmeye (böylece "iyi sıhhatte olsunlara" göz kırpmaya), Tayyip Erdoğan'a Türkiye'yi nasıl idare edeceğini anlatmaya soyundu.
Yüzde yirmi oy aldılar, yüzde seksenlik konuşuyorlar!
Aman öleyim möleyim demeyin makarnalar... Allah hepinizi 2017 seçimlerine de, 2022 seçimlerine de erdirsin.
Sakın kalemlerinizi de torunlarınıza hediye etmeyin, yazmayı sürdürün.
Siz olmasanız kime güleceğiz, Cem Yılmaz kendini tekrarlıyor, Yılmaz Erdoğan sütre gerisine çekildi, Levent Kırca'nın eski havası yok, Metin Akpınar çok kilo aldı, Perran da uzun süredir evinin kadını oldu, ortalıkta komedyen kalmadı.
engin ardıç
güncel Önemli Başlıklar