bugün

çetin altan

Babiali'nin duayeni Çetin Altan'la ilk tanismamiz Turkiye Net'e yakisir bir sekilde, Internet'le olmustu. Çetin Altan, Sabah Gazetesi'ndeki kösesinde politikada saydamlik ve Internet iliskisi üzerine gönderdigim bir yazimdan bahsetmisti. Yazisinin basligi "Politika'da da sahteciligin sonu ve Internet dönemi..." idi. Üstad yazisinda umutla politikada da saydamlik çaginin geleceginden bahsediyordu:
"Dünyanin hizla bütünlesmeye ve dünya üstünde yasayanlarin birbirleriyle hiç tanismadan iletisim kurmaya basladiklari bir çagda, bir takim kandirmacilara dayali Sark kurnazligi, ne kadar sürdürebilir ki etkinligini?

Bir yandan kendi suçlarini örtbas etmek için Parlamentoyu kullanip, bir yandan da eroin kaçakçilari ve sabikali tetikçilerle isbirligi yaparak sonuna dek ayakta kalinabilir mi?...

Aklin ve akla dayali teknolojinin açiklayici özgürlügü, kurnazligin saklayici baskilarini pesperisan ediverecektir yakinda...

O nedenle tek çikar yol saydamliktir.

Politika dahi, saydamliktan korkanlarin ugrasi olmaktan artik hizla çikmakta...

Türkiye onca abuksubukluga karsin yine de bu evrensel degisimin çok disinda kalamaz."

Daha sonradan Türkiye'de iken kendisine bir email göndererek tanisip görüsmek istedigimi yazmistim. Kisa zamanda dostane bir mesajla randevu vermisti. Ve kendisini ziyarete Turkiye Net olarak sitemiz yazarlarindan Ihsan Gören'le birlikte gitmistik. Bir aksam boyu devam eden sohbetimizde dünyadaki gelismelere Türkiye'nin ve siyasetin gözünü kapayamayacagini söylüyordu. Ona göre gelecek yüzyilda dünya vatandasligi gelecekti yeni bir devrim olarak.

Tarihimizi yalanlarla çarpitan tarih yazarlarina kizip Osmanli'nin bir dönemi hakkinda oturup tarih kitabi yazan üstad neler diyordu sohbetinde Türkiye ve siyasetçileri hakkinda;

"Uygar medeniyetler karsilastirmali tarihi okutur. Çünkü kendi kendini tanimadikça bir toplum kendi asamaz. Onun için sosyoloji, edebiyat, pedagoji, ayni zamanda bütün insanligin düsünce hazinesinden yararlanilir. Peru'da herhangi bir pedagoji uzmani varsa onun eserlerinden yararlanilir. Onun kitaplari Oslo'da da bulunur. Gittiginiz vakit Roma'ya, Alman edebiyatina ait kimin kitabini istiyorsaniz bulursunuz onun Italyanca'sini. Örnegin dünyada yayinlanan tüm kitaplar Amerika'da üniversite kitapliklarinda var. Ohio Üniversite'sinde tüm Türk yazarlarin kitaplarini ben de dahil olmak üzere bulursunuz... Iste bunu baska türlü asamazsiniz. Her insan kendi ülkesinin insani oldugu kadar, dünyanin da bir parçasini olusturur. Neden bebekler dünyaya geldigi vakit, dünyaya geldi diyorlar?, Arnavutluk'a geldi demiyorlar. Orada dogan bebek için de dünyaya geldi diyorlar. Ille de dünyayi parselleyip burasi benim sahsimdadir diye birsey olmaz. Bakin ayni zamanda uzayi da yakindan incelemeye basladilar artik. Mir Istasyonu'nda astronotlar, kozmonotlar yasiyor.

Ve Günes sistemi içinde çok da büyük birsey degil bizim arz küresi. Jüpiter 1500 zaman daha büyük, Satürn 750 defa daha büyük arz yuvarlagindan. Ve baktiginiz zaman iki milyon kilometreden -boyuna fotograflari çekiliyor- böyle porselenden mavimsi bir yuvarlaktir dünya, böyle bir de piçi var yaninda Ay dedigimiz. Boyuna dönüyor... Iste bu gerçekligi inkar etmenin bir anlami var mi yani?

Demiyorum bütün Türkler böyledir ama, büyük harfli bir anlamda Türk, özellikle de siyasetçiler, dünyayla ilgilenmeyen ya da bir firsat bulurlarsa ele geçirmeye çalisan bir anlayisla çikiyorlar karsimiza."

Bir yurtdisi gezisinde yanina gelen bir delikanliya sormus Çetin Altan; "Oglum ne olmak istiyorsun?".
"Ben havali olmak istiyorum efendim" diye cevap vermis delikanli. "Hiç unutmadim o genci" diyordu Çetin Altan. "Çok insanla tanistim, yanima gelip benimle tanisan, yazdiklarini yazmami isteyen birçok insanla... Ama hiç bu kadar güzel, bu kadar dürüst bir yanit almamistim" diyordu.

Türk insanini bu kadar derinden gözlemleyip yazilarina islemis çok az yazar vardir herhalde. O, Türk insanini, toplumunu ve tarihini tümdengelimle degil, yolda karsilastigimiz insanlardan baslayarak anlamaya çalismis bir yazardir. Yine bu nedenle de yazdiklari birçok insani ürkütmüstür. Çünkü onu okuyan, kendi kisisel ve toplumsal gerçegi ile karsilasir istemese de. Bu nedenle de en çok yargilanan yazarlar arasindadir. Gösterilmek isteneni degil, varolani görmeye ve göstermeye çalismis ve yazi sanatini da titizlikle ele almayi kendine bir hayat ugrasisi haline getirmeyi basarmistir.

Çetin Altan'in bahsettigi, Türkiye'nin kapilarini da zorlayacak olan 21.Yüzyil Dünya Vatandasligi simdiden yerlesmeye baslamiyor mu hayatimiza? Gönderdigimiz email biz farketmeden Çetin Altan'in sözünü ettigi "Arz Yuvarlagi"ni belki de iki kere dönerek gidecegi yere saniyelerle ölçülecek bir zaman diliminde ulasiyor. Dünyanin herhangi bir devletinde yasanan hükümet skandallari, yolsuzluklar, uluslararasi krizler, iç savaslar ayni dakikalarda ekranlara yansiyor. Bilgiye ve alternatif düsüncelere ulasmak kolaylasiyor.
Çetin Altan'in bahsettigi Dünya Vatandasligi, Turkiye Net'de simdiden gerçeklesiyor bir bakima. Avustralya'daki Türk toplumunu yazilarina isleyen yazarimizla Anadolu'daki tasra hayatini inceleyen bir baska yazarimiz yanyana, ayni sayfalarda birlikteler. Ayni zamanda dünyanin bes kitasindan, 62 ülkeden Türkiye Net'e gelen ziyaretçilerimiz ayni forumlara girip, yazip, düsünüp, tartisarak birikimlerini, sevgilerini, nefretlerini, kisacasi birbirlerini paylasiyorlar bu sayfalarda. Dünya Türk vatandasliginin prototipleri de yavas yavas Turkiye Net'de sekilleniyor bir anlamda.

http://www.turkiye.net/dkbt/soylesi/caltan.htm