bugün

immortal technique

-özlem benim sonumu getirecek. bundan eminim. hayırlısı olsun.-
hatırladın mı? sonumuzu o getirmese başka bir şey getirecek ama gelecek bir şekilde. netice aynı sonuçta. ne farkeder ki? bak öyle uzun uzun yazı yazmaktan hoşlanmam hiç, kendimi anlatmak haricinde yani. hem böyle çok tanışıklığımızda yok, ne demiştim sana, bir konuşalım şöyle, merak etme psikolog değilim en az senin kadar deliyim ve özlem doluyum diye. farklı şeyler düşünmüyoruz dostum zaten sorunda burada. bilmiyorum, böyle bir şeyler yazmak istedim sana. karşılıklı kadeh tokuşturduktan sonra sohbet yapan iki dost gibi mesela. uyanınca ulaş demiştin ama vaktim olmadı, yoğunum biliyor musun, 2000 tl'ye bilgimi pazarlıyorum, bilgi pezevenkliği onur verici bir şeydir ama yoruyor bazen.

bende özlüyorum çoğu zaman, bazen elimde olmayan şeyler için duvarları yumrukluyorum, ellerimde olmayanlar geri gelmediği gibi kanıyorlar bir de. çoğu yazını hemen hemen okudum. ankara'daki halim gibisin. gecenin bir yarısı kızılay'da dolanırken ülkücü çocuklara rast gelip kafa tokuştururdum, sabahta okulda devrimci çocuklarla daskapitalin üstüne yemin ederdik hep beraber. içki masasında memleket falan kurtarırdık böyle. ama ben, hep sevdiğim insanlara kavuşacağım günü hayal ederdim biliyor musun?
yalnızlığın sonumu getireceğimi düşündüğüm halde hiç sonuna vakıf olamadım. senin gibi kulaklarıma takıyorum kulaklıkları, sigaramı yakıp esengül dinliyorum bazen. istanbul güzeldir, gelirsen takılırız birgün, sarıyer güzeldir mesela. şöyle oturur içeriz alkol alışkanlığın varsa.
benim olmayan bir evde benim olmayan bir bilgisayardan oturdum karalıyorum bir şeyler işte. zaten çokta zamanım kalmıyor şu bizim 'aşırı sosyal medya' ya. işler güçler işte daha ne olsun, özlemlerimi unutmak için insanların arasına karışıyorum. zevkini el alemin çektiği çocukların cefasını omuzlarken unutuyorum her şeyi. sen de öyle yap demiyorum, bildiğin gibi yap. bir hayat kurmuşsun kendine, onun sınırlarında dolan işte. mutlu ol ve allah'ın var olduğunu düşünüyorsan alem içinde alem olan bu şaşkın'a da dua et.
bu yazıyı okuduktan sonra teşekkür etmeye kalkacaksın biliyorum, bende nick altıma bir şeyler yazanlara teşekkür etme ihtiyacı hissediyorum, içinden gelmiyorsa etme. hatta eksile. biz iki deliyiz, bir köprüde karşılaştık, hepsi o kadar. keçi miydi o yoksa? keçi hikayesiydi hatırladım. neyse bizimkisi deli olsun aziz dostum.
özlem sonunu getirene kadar bol bol nefes al, tükendiğinde parayla bile satmıyorlar, yalnız kal ama mutlu kal. yolların açık olsun...