bugün

kültürlü gözükmek için yapılan mallıklar

kitabı okuyor ayağına yatmak ve yetmezmiş gibi omzunda valizi* olduğu halde; kitabı çantaya koymayıp elinde gezdirmek. on numara mallıktır bizatihi şahit olmuş bulunmaktayım. ve benim için birinci sırada bulunmakta. zira böylesi nadir görülür, paylaşmadan edemiyciğim.

bir gün otobüsteyim efendime söyleyeyim, beynini nerde unuttuğunu bilmeyen bir hanım kızcağımızın elinde kalın bir kitap var. klasiklerden bir tanesiydi fakat yetersiz hafızam bunu ansımıyor. eminim ki o beyin yoksunu entelektüel kızımız elindeki kitabın adını bile bilmiyordu. neyse.. bu kurumlu kızcağızımız önce etrafına bakıyor, akabinde 'ben bu kitabı çok pis okuyorum kızaam/oğloom, yetmiyor yalıyor-yutuyorum yhaa!' edasıyla açıyor rastgele bir sayfasını şöyle bir göz atıyor; hımm, vaay gibilerden mimikler takınarak sonra tekrar kapıyor. ve tüm bu olan bir dakikayı bile vurmuyor.* be beyinsiz madem şekil çizeceksin bunu güzel sun ki hepimiz yiyelim. anladık kitaptan nefret ediyor, bir sayfasını dahi bitirmeye tahammül edemiyorsun. da en azından sabit bir yer imin olsaydı be güzelim hiç değilse rastgele açtığın belli olmazdı.

okumasını bitirdikten sonra kapıyor kitabı ve etrafını şöyle bir kolaçan ediyor. okumaktan çok yorulan gözlerini biraz dinlendirdikten sonra 'ayşh neyse halim çıksın falim ayol' edasıyla rastgele bir sayfa tutuyor ve kitabı tekrar açıyor. aynı seremoniyi defalarca tekrarladıktan sonra otobüsten defolma vakti geliyor. çok entelim ben edasıyla yerinden kalkıp kapıya yöneliyor; hanım kızımız elindeki eseri önce bir valizine tıkıştırıyor, sonra 'entelim lan ben, entel adam kitabını elinde taşır, herkesin de gözüne sokar,' zannına kapılıp kitabı meymenetsiz valizinden tekrar çıkarıyor ve elinde gezdirmeye karar kılıyor. zira kültürlü insanlar böyle yapıyor(!) valiz, cep telefonu ve kitap.* bu dehşete düşüren görüntüyle beraber süpürge saçlarını savurup, kıçını attıra attıra gözden kayboluyor. ve bizim belleklerimize bir facia olarak kazınıyor.

saman beyinli pis mendebur!