bugün

mike oldfield

Kendisini öncelikli olarak bir gitarist olarak tanımlasa da bas gitar, akordeon, flageolet ve mandolin gibi çok sayıda enstrümanı virtüöz seviyesi civarında çalabilen; Progressive rock, celtic, neo-classical, electronica ve new age gibi çok çeşitli müzik türlerini icra etmekten çekinmeyen; katolik, 7 çocuk babası ve motorlara aşırı ilgisi olan eklektik kişilikli ingiliz müzik dehasıdır.
sally oldfield ve terry oldfield adında 2 kardeşi de vardır.

Hiç kuşkusuz en popüler kaydı, exorcist müziği olarak bilinen introduction kısmıyla akıllara kazınan, progressive rock'ın primer emprovizasyonla classicalize edilmesi kıvamındaki, 1973 yılında Virgin Recordstan çıkmış olan Tubular Bellsdir. 17 farklı bölümden oluşan 25 ve 23 dakikalık iki parttan meydana gelmiş olan tubular bells, aynı zamanda tarihteki klasik müzik etkileşimli ilk rock albümü olarak da nitelendirilmekte ve Oldfield Progressive olarak kategorize edilmektedir.

Ancak ne mutlu ki, Michael Oldfield dediğimizde işler tubular bells'den bahsetmek ile bitmiyor. Bir yanda kelt kaçkını kıvamındaki portsmouth ve in dulci jubilo; bir yanda hard'n'roll'n'gressive rock kıvamındaki shadow on the wall, bir yanda 2 parttan oluşan bir diğer progresif destanı hergest ridge, öbür yanda progresifle kelt müziğini ve new age'i birleştiren 2 partlık ommadawn, başka bir tarafta da adıyla her şeyi açıklar nitelikteki Vivaldi Concerto in C yi düşündüğümüzde, Mike Oldfield'ın ne olduğunu daha iyi anlamaya başlayabiliriz.

tubular bells'in new age varyasyonuymuş gibi duran sentinel ve gitarın tınısında kaybolduğunuz 2 dakikalık duygu infüzyonu muse da bu değerli müzik adamının dinlenmezse olmazları arasındadır. Ayrıca kitlelere hitap eden, daha popa kaymış şarkılar da yapmıştır bu müzik dehası insan. Ve bu şarkılar sanılanın aksine, hiç de kulak tırmalayıcı olmamıştır. (bkz: moonlight shadow) (bkz: denizden babam çıksa yerim)

Bir diğer mike oldfield türevi müzisyen için (bkz: steven wilson)