bugün

uludağ sözlük moderasyonu

sen gel buraya yaz, sonra da okunuyor, dikkate alınıyor falan zannet. olacak iş değil.

ama ne yapalım, yazıyoruz mecburen.
şimdi şeytan diyor ki, aha bu başlığın altına ağzına geleni söyle, an avrat giydir, sonra silik ol, siktir ol, defol git.
ama yok, bugüne kadar inat ettim, etmeye de devam edeceğim. gitmiyorum ulan!

herkes her şekilde eleştiriyor bu moderasyonu, haklı veya haksız, herkes bir şeyler söylüyor. söylemeli de zaten, herkes rahat bir şekilde eleştiri hakkını kullanabilmeli. fakat yaşadığımız ülkede, her şey birbirinin minyatürü olduğu için. burda da tıpkı devlet yönetiminde olduğu gibi, sözlük yönetimi eleştiriye tamamen kapalı ve tahammülsüz. mesela ben şimdi bu başlığa bu entryi giriyorum ya, hemen akabinde detay ara kısmından girip, benim son girdiğim entryleri aratın, uludağ sözlük moderasyonu başlığını göremeyeceksiniz.
bu sadece basit bir örneği, buna benzer birçok durum da, eleştiriye olan tahammülsüzlüğü gayet açık bir şekilde göstermekte ve kanıtlamaktadır.

her neyse.

içlerinde herkesin bildiği, bir iş beceremeyen gıcık herifleri ve daha yazarlıktan bihaber taze gelinleri barındıran bu oluşum, 'dünya sikime minare götüme' felsefesini can-ı gönülden benimsemiş ve bu tutumunda inatçılığını, sonuna kadar sürdürmüştür.

duvara konuşsan anlar, taşa söylesen çatlar, lakin bu gamsız şahıslar, yazar istek ve şikayetlerini hiçbir şekilde dikkate almadıkları gibi, üstüne bir de taşşak geçiyorlar.
sikinin keyfine göre entry silme, onu bunu çaylak etme, 2 entry girmiş adamı yazar yapma vb.. gibi birçok alanda kendilerini aşmış durumdalar. bazılarının yediği daha başka haltlar da var da.. neyse.. biz yine bilmez olalım, salağa yatalım.

son yaşadığım hadise üzerine, hemen gidip bir derdim var'dan yazarlığımın silinmesini istedim, sikinin keyfine göre çaylak yaptığı yetmiyormuş gibi, siliklik isteğimi de siklemedi o meçhul şahıs. sonrasında enteresan bir şekilde tekrar yazar oldum. (allah allah. hani çaylak yapmıştın? nooldu? niye çark ettin geri?)

merak edenler için kısaca olayı anlatayım;

muhterem bir yazarımızın açtığı bütün entrylerime eksi veren yazar * şeklinde, gayet subjektif, mümkün olduğunca format delici bir başlık ve özrü kabahatinden büyük entrysi, saatlerce kaldı sol frame'de. üstelik altına bir dolu format dışı entry girildi. belki bir yetkili, bir moderatör bir bilmem ne görür de düzeltir diye, bekledim bekledim bekledim...

baktım sikleyen yok, herkes kendi havasında devam ediyor formatı sikmeye. ben de o bastıramadığım yanımın etkisiyle bir başlık açtım. (ben de böyleyim abi ne yapayım, gidip gammazlamaktansa kendimce bu şekilde tepki gösteriyorum, sözlüğün alayı gammaz zaten, hani ne işe yarıyor? gammazların alayı, gammazlanan entrylerin silinmediğinden ya da geç kontrol edildiğinden şikayetçi değil mi? yoksa ben başka bir sözlükte mi yazıyorum? o yüzden, 'sen de ayar verene kadar gidip gammazla kardeşim' şeklindeki, kraldan çok kralcı triplerine hiç girmeyin)

açtığım başlık; 25 ocak 2011 sırtımın ağrıması şeklinde bir başlık idi. ve altına, aynı gerzeklikte bir entry girdim, ayh vajişimmm tadında...

sonra hiç ara vermeden, yine formatın ırzına geçildiği bir başlık daha buldum;

saipsiz in gizli möderatör olması gibi bir şeydi, tam hatırlamıyorum şu an.

1. bilmem kim de bilmem neciymiş
2. x yazar için de ibne diyorlar
3. hasanla hüseyin birbirlerine deli gibi aşıkmış
4. anan zaaa imiş xd

gibi, gayet normal, gayet formata uygun entrylerin altına;

5. hitler de misliman imiş, gizli din taşır imiş

diye bir entry girdim, deminki başlığı açmamla bu entry girmem arasında sadece bir iki dakika var.
sonrasında bir baktım, silik kutum 645'ten 646 ya yükseldi ve 'çaylaksınız sözlük formatı nihohahaha' yazısı belirdi.

hiç istifimi bozmadım. zira bilen bilir, ben düzenli olarak haftada bir çaylak olan bir insanım. ve gülümsedim. ulan bile bile çaylak olduk ehehe falan dedim. çünkü o başlığı açarken, o entryleri girerken, ben zaten bunu göze almıştım, yalancının allah bin türlü belasını versin.
ulan neyse, sonra bi baktım, diğer başlığı açan herif, başlığıyla birlikte aynen duruyor. e az önceki format dışı entryleri girenler de aynen duruyor, bir tek ben çaylak olmuşum, ne iş?

daha önce de defalarca benzer şeyler yaşamıştım ve hepsinde de; 'yanlışlık olmuş pardon' gibi, sikik bir baştan savma yöntemiyle uzaklaştırılmıştım bdv'dan.
ama artık tak etmişti yani, aha şurama geldi yeminle.
hemen gittim bdv'a, beni silin baba, silin de kurtulun amk, silin, vallaha silin nidalarımı içime bastırıp, gayet medeni, gayet insani bir şekilde; 'yazarlığımı sildirmek istiyorum, yardımcı olursanız sevinirim. teşekkürler' diye bir istekte bulundum.

fakat daha demin, ulu sözlüğün ve yüce formatın bekası için canını dişine takıp cayır cayır entry silen, gözünün yaşına bakmadan biri'lerini çaylak yapan o haşin, gaddar ve girişken moderatör(ler)den tık yok.. allah allah, nereye gittin bre ümüğünü sıktığımın adamı, oradaydın ya demincek?
delirdim, küplere bindim heeey allah küplerden indim heeey allah küpler bana girdi heeeey allah, allah allah...

bak yine cozuttum, neyse neyse, tamam, sakinim, hmms, hufff, ok, sorun yok.

sonra üst mevkilerdeki tanıdıklarımı devreye soktum, zall falan aradı beni, hayırdır abi bir sorun mu var? falan dedi.
baba sil beni dedim. bak yemin ediyorum, bütün samimiyetimle, sil beni aga dedim.
dur lan ibne, nooldu anlat falan dedi. sonra kendimi kötü hissettim, hani böyle dayak yemiş de abisini çağran çocuk gibi falan..

halbuse yok öyle bir şey. ortada gayet bariz bir terbiyesizlik var, bizim rahmetli bekir abi olsa 'bariz orospu çocukluğu' derdi. ama ben ağzımı bozamam, sonuçta o da bir moderatör, insan da olsa moderatör yani.

velhasılı kelam, bir de baktım geri yazar olmuşum.

ha yazar oldum, bütün sorunlar çözüldü mü? elbette hayır, şu an itibariyle it eti gibi tiksiniyorum ilk göz ağrım uludağ sözlükten. tek bir kelime yazmak gelmiyor içimden, şu sözlük için hiçbir şekilde enerji sarf etmek istemiyorum.

koca sözlük benim enerjime kalmış değil elbette, şimdi birileri ordan çıkıp 'sen kimsin yarram' havasına girebilir haklı olarak, haşa huzurdan öyle bir düşüncem yok. benim enerjim değil söz konusu. söz konusu ben de değilim.
fosile çalmış birinci nesilinden tut, yarıdan fazlası 'ben fake'im' diye bağıran sekizinci nesline kadar, tüm sözlük yazarları adına konuşuyorum.

ben bu sözlüğün her bokunu yedim arkadaşım, ben bu sözlüğü annem babam kardeşim gibi, en yakın arkadaşım gibi tanırım.
bu konuda kimin ne düşündüğü hiç umrumda değil. bildiğim ve dediğim budur. ben burda çok güzel şeyler yaşadım, çok kötü anılarım da oldu, hepsi de özeldir benim için ve öyle de olmaya devam edecektir.
bir ibiş mod beni burdan kaçıramaz, diğer küsüp gidenler gibi gitmeyeceğim. gıcığına, inadına yaptığımı yapmaya devam edeceğim.

bu uzun ve inanılmaz derecede subjektif entryi bitirirken, damdan düşer gibi, şu isteklerimi yinelemek isterim;

trollüyle, celebritisiyle, yazarıyla, çaylağıyla kendine has abuk subuk tarzıyla gönüllere yer etmiş, ulular ulusu, uludağ sözlük'ün, birbirinden kıymetli, değerli, koca götlü ve memeli modlarndan müteşekkil, sevgili moderasyonu'ndan naçizane ricalarımdır;

*bok yiyip hata yapan yazarlara, nasıl çaylaklık cezası veriliyorsa, benzer bir bok yiyip, yanlış işlem yapan ve sonrasında da, pervasızlığın sınırlarını zorlarcasına 'ayh kusura bakmayın yannış olmuş pardon' diyen moderatör arkadaşlara da birtakım cezalar verilsin. (hahaha oldu amk, başka isteğin?)

*bir derdim var bölümünde, yazar insanlar, hangi moderatörle muhatap olduklarını görebilsin. hiç öyle 'moderasyon hayatı, özel, mahremiyet, can güvenliği' ayaklarına girilip, insanlar salak yerine konulmasın!

*bu bahsettiğim ikinci maddenin eksikliği hasebiyle, kurtlar vadisi'ndeki gibi, geyik derisi koltukta oturan, yüzü asla görünmeyen, kadrajda yalnızca, işlemeli kocaman yüzüğü beliren esrarcengiz herifler misali, gizemli adam triplerine girip, bu durumun verdiği rahatlıkla, sözlük yazarlarına aşırı yavşak, feci laçka tavırlar sergileyen, siklemez hallerde, gereksiz ve edepsiz laflar söyleyen, kimliği belirsiz moderatör ya da moderatörler azalarak bitsin, sirkçi olsun gitsin.

*karma puanı saçmalığı ve hatta nesil ayrımcılığı kaldırılsın, insanlar gereksiz hedefler uğruna, gereksiz hallere girmesin. yazan yazsın, okuyan okusun. insanlara karmasına göre, nick altına göre değil, yazdığına, söylediğine göre davranılsın.

*berke de cansu'dan ayrılsın amk...