entry'ler (22)

suudi arabistan

Başkenti Riyad, yönetim şekli krallıktır. Coğrafya bakımından Körfez bölgesinin en büyük ülkesi durumundaki Suudi Arabistan 1902 yılında Abdul Aziz bin Suud tarafından kurulmuştur. Şu andaki kral Abdul bin Abdul Azizdir. Nüfusunun % 25ini yabancılar oluşturmaktadır. Ülke gelirinin büyük bölümünü petrol gelirleri oluşturur. iklim genel olarak sıcaktır. Ülkede hafta sonu tatili, Perşembe ve Cuma günleridir. Ülkenin muhafazakar yapısı sebebiyle kadınların dışarıda kapalı giyinmeleri ve başlarını örtmeleri esastır.
Namaz vakitlerinde tüm dükkanlar kapalıdır. Resmi işlere ara verilir. Tiyatro, sinema ve eğlence hayatı gibi sosyal alanlar bulunmamaktadır.
Suudi Arabistan, dini esaslarını uygulayan bir ülke olması sebebiyle, dini konulara ilişkin özel hassasiyetleri bulunmaktadır. Kisilerin bu durumu dikkate alması, dini değerlere saygısızlık olarak algılanabilecek söz ve davranışlardan ve özellikle Suudi vatandaşlarıyla dini ve siyasi içerikli tartışmalara girmekten kaçınması gerekmektedir.
Suudi Arabistanın Vahhabilik adı altında kendine özgü bir din yorumu bulunmaktadır. Vahhabilik; islam kaynaklarında yer alan emir ve tavsiyelerin yorum yapılmadan Hz. Peygamber ve sahabeden geldiği gibi uygulanmasını esas alan, başka dini yorumlara göre daha az hoşgörüye sahip bir anlayıştır.Mekke ve Medine kutsal şehirler olması sebebiyle dini hassasiyetlerin daha yüksek olduğu şehirlerdir.
Ülkeye girişte form doldurmak gerekmektedir. Bu formlar ülke kurallarını kabul ettiğiniz anlamına gelmektedir.
Tatil günleri Perşembe ve Cumadır. Namaz vakti dükkanlar kapanmakta, ülke çapında alışveriş durmaktadır.
Dükkanlar ve mağazalar genelde sabah ile öğle arası çoğunluğu ise sadece akşam saat 5 ten sonra açılmaktadır.
Alışveriş merkezleri namaz vakti gezilebilmekte ancak mağazalara girilememektedir.
içki, uyuşturucu madde, ayrıca cinsel unsurlar içeren film, cd, kaset, dergi vb. şeylerin ülkeye girişi yasaktır. Yakalanması halinde en iyi ihtimal ülkeden sınır dışı edilmektir.
Suudi Arabistan da uyuşturucu ile yakalanmanın cezası ölümdür. Alkollü içkilerin ülkeye girişi ve alkol kullanılması da yasak olup ihlali durumunda ağır cezalar verilmektedir.
Havalimanında ve halka açık yerlerde fotoğraf çekmek yasaktır.
Evli olmayan kadın ve erkeğin yanyana yürümesi yasaktır.
Trafikte çok sayıda araç yer almaktadır. Özellikle karşıdan karşıya geçerken çok dikkatli olunmalıdır. Genelde caddelerde yaya geçidi yoktur ve kırmızı ışıkta araçların durmadıkları da sıkça görülen şeylerdendir.
Taksicilerin bir kısmı ingilizce bilmektedir. Gidilecek yerin adresinin yazılı olarak bulunmasında fayda vardır.
Özellikle Suudi resmi makamları ile çok dikkatli dialoglar kurmak gerekmektedir.
Ülkede vergi alınmadığı için alışveriş (giyim-yemek-elektronik) nispeten ucuzdur.
Suudi Arabistan islami kuralları ile yönetilen krallıktır.Suudi Arabistan topraklarına ayak basan herkes bu kuralları tamamen kabul etmiş sayılır ve kendi vatandaşlarından beklediği her türlü kanuni zorunlulukların yerine getirilmesini din, dil, ırk farkı gözetmeksizin tüm ziyaretçilerinden ister. Bu konudaki denetimi Mutavva denilen din polisleri yapmaktadır.
Ülkemizdeki yasal haklar Suudi Arabistan da sadece Türk Büyükelçiliği ve Türk Konsoloslukları sınırları içerisinde geçerlidir.
Ülkenin para birimi Suudi Riyalidir. 1 ABD $ yaklaşık 3.74 Suudi Riyalidir.
Deniz suyu filtre edilerek su şebekesine su sağlanmaktadır. içme suyu olarak kullanmak doğru değildir.
Suudi Arabistana ait telefon hattı satın alındığı takdirde ülke içi ve uluslararası görüşmelerde çok daha ucuza konuşmak mümkündür.
Ülkenin tamamında içki kullanımı kesinlikle yasaktır.
Ülke sınırları içerisinde, bölgede yaşayan insanlara hitap eden mutfakları bulmak mümkündür.
Restoranlarda Family Sectionlar *mevcuttur. Sadece aileler ve bayanlar bu bölümü kullanabilirler.
Genelde alışveriş merkezlerinin üst kısımlari yemek bölümü olarak ayrılmıştır.
Fast food zincirlerinin birçoğuna rastlamak mümkündür. Yerel olarak tavuk menüsü ağırlıklı AL-BAIK *ülkenin geneline yayılmış durumdadır.
Türk yemeklerinin yapıldığı ve Türkçe bilen personelinde bulunduğu restoranlar da mevcuttur.
Toplu ulaşım olanakları çok kısıtlıdır. Taksi ücretleri oldukça ucuz olup ulaşımda tercih edilmelidir. Ücret hususunda pazarlık etmek sözkonusudur. Bu taktirde daha da ucuza seyahat edilebilir.
Topluma açık yerlerde bayanlar kendi kıyafetleri üzerine Abaya diye adlandırılan siyah kıyafet giymek zorundadır.
Erkeklerin kıyafet konusunda herhangi bir kısıtlaması olmamasına rağmen topluma açık yerlerde şort, atlet, mayo vb. kıyafetlerle dolaşması kesinlikle uygun değildir.

baş örtüsünün kuran da yazmıyor olduğu gerçeği

baş örtüsünün kuran da yazmıyor olduğu gerçeğinin hiç bir öneminin olmadığı gerçeğidir. kuran-ı kerim de bazı ayetler kesin hükümdür ve buna şeriat denir. bazı ayetler ise kişilerin akıl ve mantık yürüterek doğruyu bulmaları yönündedir. şu durumda önemli olan baş örtüsünün kuran da açık ve net yazması değil, kişinin vicdanı ile yaptığı muhakeme sonucunda neresini açıp neresini kapatacağına kendi hür iradesiyle karar vermesidir.nasıl ki insanların mini etek giyerek sokakta tahrik edici bir şekilde yürümeleri gerektiği her hangi bir yerde yazmıyorsa, kafalarını kapatarak dolaşmalarının da illaki bir yerde yazması gerekmemektedir.

başlıkları alt alta okumak

(bkz: facebook)
(bkz: iğrençsiniz ibneler)

yaran diyaloglar

kabin memuru kokpite girer..
+kaptanım şuanda nerdeyiz?
-havadayız.

aya irini

Aya irini Kilisesi (Yunanca: Tanrısal Barış), istanbulda, 'Topkapı Sarayı'nın dış avlusunda, Ayasofyanın yakınında ve onunla çağdaş olan Bizans kilisesi ve müze.

Ayasofyadan sonraki ikinci büyük Bizans kilisesidir. Eski kaynaklara göre, burada bulunan Roma döneminden kalma Artemis, Afrodit ve Apollon mabetlerinin kalıntılarından yararlanılarak, 4. yüzyılın başlarında I. Constantinus (324-337) zamanında yapıldı. Ayasofya ile aynı avlu duvarı içinde bulunan Aya irini, 532deki Nika Ayaklanması sırasında yanındaki Sempson Zenon ile birlikte yanmıştır.

imparator Jüstinianos Ayasofyanın yanı sıra Aya iriniyi de yeniden yaptırmıştır. 532de yapımına başlanmışsa da bitiş tarihi kesin olarak bilinmemektedir. 8. ve 9. yüzyıllarda yaşanan şiddetli depremler binada önemli hasarlara neden olmuştur. Bizanslıların patrikhane şapeli diye niteledikleri Aya irini, istanbulun fethinden sonra Topkapı Sarayını çevreleyen Sur-ı Sultani içersinde kalmış, bu yüzden camiye çevrilmediği için önemli bir mimari değişiklik olmamıştır. Önce iç cephane, sonra da Harbiye Nezaretinin silah ambarı olarak kullanılmıştır.

Türkiyedeki ilk müze çalışmaları Aya irinide başlamıştır. III. Ahmet döneminde Osmanlı imparatorluğunun çeşitli yerlerinden gönderilen eserler Mecma-i Esliha-i Atika (Eski Silahlar Koleksiyonu) ve Mecma-i Asar-ı Atika (Eski Eserler Koleksiyonu) isimleri altında iki ayrı bölüm olarak Aya irinide toplanmıştı. Bu müze 1875te Çinili Köşke taşındı. 1908 de yeni bir askeri müzenin kurulması için Aya irinide çeşitli tarihsel malzeme depolandı. Daha açılan bu müze 1949 a kadar Askeri Müze olarak hizmet verdi.

1974-76 da arasında yapılan çalışmalarda nemden arındırmak amacıyla çevresindeki toprak dolguları kaldırılmıştır. 1973 ten beri başta iKSV bünyesinde olmak üzere, birçok sanat etkinliğine ev sahipliği yapmaktadır.

Kaynak: wikipedia

30 kasım 2007 ısparta uçak kazası

sözün bittiği an..

ısparta'da düşen uçak atlasjetin world focustan kiraladığı md83; uçak atlasjete ait değil. uçağın kaptanları world focusun kaptanları, atlasjetin değil. uçağın teknik bakımını yapan world focusun uçak teknisyenleri, atlasjetin değil. hal böyle olmasına rağmen atlasjet kazanın tüm sorumluluğunu üzerine alarak bir basın toplantısı yaptı. nedeni mi? çünkü kazada hayatını kaybeden o gencecik, pırıl pırıl, hayat dolu üç kabin memuru atlasjetin personeliydi ve atlasjet onlara sahip çıkabilmek uğruna tüm maddi kaygılarını geride bırakarak, o gün şirketin önüne gelen hiçbir haber kanalını world focusa yönlendirmedi.

ateş düştüğü yeri yakıyor. insanlar hayatlarında en fazla 100-200 defa uçağa binerken kabin memurları, hergün bu ve benzeri riskleri göz önünde bulundurarak o uçağa biniyorlar. her altı ayda bir aldıkları sıkı eğitimlerde onlara, uçak bir yere çarparsa, uçak kırılırsa, uçak yanarsa, uçak denize ya da karaya düşerse ne yapmaları gerektiğinin eğitimi hem teoride hem de pratik yaptırılarak veriliyor ama kimse ölümün eğitimini veremiyor ne yazık ki.. belki bir nebze olsun bu insanların yaptığı işin ne anlama geldiği, kazandıkları paranın nasıl bir risk alarak kazanıldığı anlaşılır.

bugün kabin memurlarından sinem vurgun'un annesi kızının mezarının başına yatmış, ona sarılarak 'allahıma şükürler olsun ki seni bana tek parça gönderdi' diye ağlıyordu. peki ya o cıvıl cıvıl, neşesiyle herkese moral olan mümine bulut'un annesi ne diyerek şükredecek? onun böyle bir tesellisi bile olamayacak.

bu acı verici kazada hayatını kaybeden herkesin ailelerine ve sevenlerine allah sabır versin. her gün sıcacık yuvalarından göreve giden kabin memurlarını da allah analarına, babalarına bağışlasın, uçan melekleri melekler korusun.

oy vermektense 19 ytl vermek

ne için evet dediğini bilmeyen insandan daha akıllı ve vatanını daha çok seven insanın yaptığı davranıştır.

kuyruk acısı

ing. desire for vengeance; rancor.

işkembe çorbası

olsa da yesek dedirten, insanın ağzının suyunun akmasını sağlayan güzelim çorba.

bir de bunun daha iri parçalı olanı vardır. adı tuzlama olan hani. o daha da bir lezizdir.

bir askin bittigi yer

düğün salonudur.*

nagasaki

abd'nin 62 yıl önce bugün atom bombası attığı kent.

topuklu ayakkabı

kendine göre püf noktaları olan ayakkabı türüdür.

yöntem 1: topuklu ayakkabınızın arkası ayağınızı vurduysa, ayakkabının içini doldurabildiğiniz kadar gazeteyle doldurun ve ayakkabıyı bir poşete koyup bir gece buzlukta bekletin. biliyorum inanması güç ama ertesi gün ayakkabınız yumuşacık olacak.

yöntem 2: bantlı bir ayakkabı giyiyorsanız ve bantlar o narin parmaklarınızı kesiyor, ayağınızın üstünü iz bırakacak kadar çok sıkıyorsa, bantların iç kısmına bir pamuk yardımıyla badem yağı sürün ve bir gece bekletin.

yöntem 3: önü açık bir ayakkabı giyiyorsanız ve ayak parmaklarınız küçük patlıcanlar gibi ayakkabının önünden fırlıyorsa ayakkabıyı giymeden önce ayağınıza biraz pudra sürün.

not: bu yöntemler denenerek bulunmuştur. tecrübeyle sabittir. ayaklarını seven ve onlara iyi bakan tüm bayanlara tavsiye edilir. topuklu ayakkabı giymek bir görsellik sanatıdır. kendinize yakıştırınız ve de giyiniz bayanlar.

en iyi filmler

(bkz: madame bovary)

fethiye

ilk adı telmessos olan gidilesi, görülesi ve hatta yaşanılası yerdir fethiye.

hikayeye göre tanrı apollon, truva kralı priyamos'un yakın arkadaşı ve danışmanı antenor'un kızına sevdalanmıştır. ancak kız çok utangaçtır. apollon bir türlü sokulamaz kızın yanına. sonunda küçük bir köpek kılığına girerek yaklaşabilir kıza... uzatmayalım; birçok mitolojik hikayenin aksine, bu kez ne kıskanç bir tanrıça ne de öfkeli bir tanrı girmiş sevdalıların arasına. çok geçmeden bir çocukları olmuş apollon ile sevgilisinin. tanrı apollon o kadar mutlu olmuş ki, bunun kanıtı olarak, likya-karya sınırında en güzel günbatımının yaşandığı yere oğlu telmessos'un adını verdiği bir şehir kurdurmuş...

geçmişinin m.ö. 5 binli yıllara kadar uzandığı düşünülen fethiye'nin tarihi işte böyle başlıyor efsanelerde. ardından hayatın gerçekleri: persler, tozu dumana katarak ilerleyen büyük iskender, bizans... telmessos, makri (meğri) diye anılmaya başlar o dönemlerde. 'uzak diyar' anlamına gelen bu kelimenin seçilmesi hiç de tesadüf değildir. zira kent, kendini dünyanın merkezi ilan eden roma imparatorluğu'na göre oldukça uzak bir mesafedeymiş, hele o günün ulaşım şartları düşünülürse...

fethiye adını ise yakın tarihte kazanmış ege'nin bu göz kamaştıran kasabası. 1913 yılında şam'dan havalandıktan sonra teberiye yakınlarında uçağı düşürülen pilot fethi bey'in anısına, 1934 yılında fethiye ismini almış.

fethiye'nin tarihi anlatılmaz. gidip bizzat yaşamanız gerekir.

unaccompanied minor

uçaklarda 5 ila 12 yaş arasında rekafatsiz seyahat eden çocuk yolculardır. bu çocukların oturma yerleri falan da farklıdır. acil bir durumda demirbaş muamelesi görüp, uçaktan en önce çıkarılacaklar arasındadırlar.

genelde çocuğun yanına kabin memuru gözüne kestirdiği bir abp (able body person) oturtur. bir de bazı kabin memurları çocuk ileride uçağa binmekten korksun diye çocuğun yanına çömüp ''bak şekerim, eğer uçak suya düşerse bu can yeleğini giy. eğer başının üzerindeki şu kapak açılıp içinden bir maske çıkarsa onu al ve ağzına tak. tamam mı canikom? hadi şimdi uslu uslu otur.'' diye normal bir insan evladının tırsacağı olayı o ufacık beyine anlatırlar.

um

(bkz: unaccompanied minor)

bunama

kabin memurlarında sık rastlanan bir durumdur.*

dövme

insanlığın tendeki tarihidir. avrupa'nın çeşitli yerlerinde yapılan kazılarda paleotik döneme (m.ö. 10000-38000) ait dövme yapmak için kullanılan çeşitli araçlar bulunmuş. bilinen en eski dövmeye 1991 yılında avusturya ve italya arasında kalan bir dağda, cebinde çakmak taşı, sırtında bronz baltası ve okuyla donmuş 5000 yıllık bir cesette rastlanmış.*

trista pena

insanda böğürürcesine ağlama hissi uyandıran gipsy kings şarkısı.

ispalyolca sözlükten bakarak çevirmeye çalıştığım türkçesi ise şu şekilde kanımca:

Yo sé que un día volverá, Bir gün döneceğini biliyorum
triste pena, Hazin acı
ya, déjalo ya. Artık onu bırakıyorum

Yo sé que un día volverá,
triste pena,
yo la voy a buscar. Onu arayacağım

Y no me acuerdo de ella, Ve Onu hatırlamıyorum
amor, amor amargo, aşk acı veren aşk
amor bien agitanado, Çırpınan aşk
amor con mi querer. Benim sevgim aşk

Hoy para vivir, Bugün yaşamak için
amor, confundir hata yapan
y no saber llorar. Ve ağlamayı bilmeyen aşk

Hoy para vivir
No saber, confundir
un amor de verdad. Valla burayı çözemedim çok saçma geldi Türkçeye çevirmek boşver burayı
Pero ya lo siento, ya. Hata yapmış kısaca üzgünüm diyor

La que me ha querío, Beni sevdi
amor más agitanado, Çırpınan aşk
amor más agitanado,
amor, ya sin tu querer aşk şimdi senin sevginden yoksun

koç burcu kadını

bünyesinde kin, nefret, kötülük, intikam gibi duyguları barındıramayan, siniri saman alevi gibi çabucak sönen, çok zor seven, sevdiğinde de koşulsuz şartsız, beklentisiz, karşısındakini eleştirmeden, olduğu gibi kabul eden ve kendisinin de değiştirilmeye çalışılmasından tiksinen, kendine ve karakterine hayran olan, hafif narsist bir tiplemedir.