bugün

entry'ler (220)

battlestar galactica

bu diziyi cnbc-e'de ilk gördüğümde uf, uzay dizisi, iğrenç deyip hemen kapatmıştım. hatta öyle itici gelmişti ki bana, reklamlarına bile tahammül edemiyordum. sonra, günlerden bir gün izleyecek başka hiç bir şey bulamayınca bir bölümünü oturup izledim, işte benim çarpıldığım an o andır. o günden sonra miniseries, webisodes, tüm sezonlar, razor, plan hakkında ne bulduysam oturup izledim. 4 sezon boyunca harika şekilde devam eden, benim ve eminim izlemeyen pek çok insanın da düşündüğü gibi kesinlikle sadece bir uzay dizisi olmayan; din, siyaset, aşk gibi pek çok konuya, hatta aslında 'insanlık' kavramına çok farklı bakış açıları getiren, televizyon tarihindeki en birinci dizidir, televizyon sinema vs'de yapılmış en iyi şeydir. piyasadaki pek çok dizinin aksine (biten), bazı açık noktalar bulunsa da çok da şahane bi final yapmışlardır.
--spoiler--
özellikle olayın 150000 yıl önceye bağlanmasına ve dizinin asimo'nun görüntüleriyle bitirilmesine bayıldım.
--spoiler--
izleyin, izlettirin efendim. bay dı vey, ccc bear mccreary reiz ccc

son olarak;

all of these has happened before, and will happen again
so say we all

gaeta s lament

dizi versiyonu da şahane de, battlestar galactica 4. sezon soundtrack'indeki hali anlatılmaz, yaşanır. özellikle son kısımlarında allaaah! diye şener şen edasında bağırmak geliyo insanın içinden..* allessandro julliani'nin sesi de inanılmaz güzel. o değil de özledim lan galactica!

zeki enes akkan

kankam olmasını en çok isteyeceğim insanlardan biri, eğlenceli adam.

cenk durmazel

çok başarılı bir şarkı sözü yazarıymış, iyi ki bu yönünü gördük malt ile. yoksa hep cenk-erdem ikilisinden biri olarak bilecektim kendisini. sesi de çok iyi tabii, söylemeden geçmek olmaz. ayrıca wherever i may roam'ı da pek güzel söyler, dinlenesidir.

malt

her iki albümde de (bkz: kendi adını taşıyan ilk albüm) (bkz: arıza) tüm şarkıları harikadır, özellikle sözlere dikkat çekmek isterim. cenk bey harikalar yaratıyor, böyle bilmezdik kendisini.

hidayet türkoğlu

az önce ntv spor'un suada'dan kutlama partisi canlı yayınında röportaj için yanına çağıran ırmak kazuk'a 'burda program mı yapılır lan manyak?' diyen sempatik insan.

4 5 saniye kala geri düşüp sonra maçı kazanmak

türk seyircisini maç sonunda ağız bi karış açık şekilde anlamsız çığlıklar atmaya iten olaydır.

11 eylül 2010 sırbistan türkiye basketbol maçı

hayatımda izlediğim en heyecanlı maçtı, gerçi aslında baştan sona kadar izlediğim ilk basketbol maçıydı ama olsun, hop oturduk hop kalktık işte ailecek.* kötü başladık, kötü oynadık ama son anda kurtardık neyseki. *
darısı finale diyeceğim ama, şom ağızlık yapmak istemesem de abd ezer geçer gibi geliyor.

yalnız o değil de, şu aç sonrası röportajları çok eğlenceli. maddi manevi hidayet, çok sempatik adamsın lan.

zaytung

şimdiye kadarki en iyi haberlerinden biri için,

http://www.zaytung.com/haberdetay.asp?newsid=29874*

bir üniversite öğrencisinin aylık masrafı

yurtta kalan bir öğrenci olarak benim masrafım 500 civarı. 200ü devlet baba veriyo sağolsun * bu durumda aileye 300e falan maloluyorum her ay.

üç yaşındayken her hayat güzeldir

değildir efendim. neden olduğunu merak edenler bi zahmet her gün gazetelerin 3. sayfalarına bi göz atıversinler neler geliyo başlarına 3 yaşında çocukların.

jim parsons

craig ferguson'un show'unda söylediğine göre dr. oz'un * programını izleyen * emmy'li oyuncu.

ilk defa rus kızı görünce söylenebilecek sözler

vay vay vay vay *

silahlı her insanı maganda zanneden dingil

bireysel silahlanmanın her türlü magandalık olduğunu bilen insandır.

nerde bir mutsuz kız görse ağlayan erkek

en asil duyguların insanıdır. yalnız türkiye'den bahsediyorsak o french kiss'i verecek kişinin kız değil de abisi veya bir aile büyüğü falan olması daha büyük ihtimaldir.

türkler ölmüş eşek gibi kokuyor

troll olduğunu zannedip 'olası bi alice in chains açıklaması' yazacağıdım kii, o da ne biri daha söylemiş bunu. bu adamların bunu önyargılarından veya sırf gıcıklıklarından söylemiş olmaları gibi büyük bi ihtimali bi kenara bırakırsak nerelere götürüyolar, nerelerde gezdiriyolar bu adamları yahu. azıcık özen gösterelim ecnebiler geldiğinde ülkemizin imajına, ciks yerlere götürelim de parfüm kokularına boğulsunlar, şanımız yürüsün yaban ellerde.

bonus: avrupalılar yıkanmayı bizden öğrendi hayde bakalım, peki buna ne diyeceksin danny efendi? peh.

adil kullanım kotası

bir kaç gündür internet hızımın fena şekilde düşmesi sonucu noluyo lan diye ttnet müşteri hizmetlerini aramamla öğrendiğim berbat uygulama. hayır sınırsız paket aldıysam ve ona göre fiyat belirlendiyse ödemem için, nedir yani bu 15 gb? gerçi ben de abartmışım biraz hazır sınırsız diye ama * hakkımdır yahu! allahtan ay başı geldi de düzelicek inşallah bugün yarın.

aile bireylerinden gelen komik sms ler

'ohohon gct mi' * baya uzun süre anlam verememiştim ben buna, sonradan söyledi öksürüğün geçti mi demek istiyormuş sevgili anneciğim. şifreli mesaj yollamış meğer.*

2010 emmy ödülleri

jim parsons ile sevindiren; ama hugh laurie ve neil patrick harris ile üzen tören olmuştur. giderayak lost'a da bi ödül verselerdi keşke, gerçi o finalden sonra oh olsun demek de geliyor içimden ama, yine de onca sene izledik lan, yazık.

uludağ sözlük ten soğuma nedenleri

sözlükte faşizan entryler giren yazarların fazlaca sayıda olması.