bugün

entry'ler (114)

ahmet türk soyadını değiştirsin kampanyası

ülkemiz gençlerinin bu gibi bilimsel buluşlara imzalarını atması bizi gururlandırıyor. eğer soyadı değiştirilirse belki de türkiye uçak üretimine başlayabilir. evet evet bence de değiştirilsin.

sikerim insan haklarını açılım ayaklarını

sikmek, fidan kurtarmada işe yarar bir eylem değildir.

sikerim insan haklarını açılım ayaklarını

bir projedir. ben cahilim bilmem ama çok işe yarıyormuş. evladım sikerek bir yere varılsaydı, elin aya varırdı.

7 aralık 2009 tokat saldırısı

alınan son haberlere göre "sikerim insan haklarını, açılım ayaklarını" cümlesi sebebiyle ölen gençler dirilmiş.

hepimiz mehmetçiğiz

en sevdiğimiz slogandır. hele şöyle yayılarak söyleyince ne hoş oluyor akustiği.

türkiye de iç savaş çıkacak olması

fantazi çakmasıdır. ülkem cengaverlerine turnusol kağıdıdır. yiğidime bak be, bizi serberst bırakın biz halledelim diyor. yavrucak meydana inip birilerinin başını ezecekmiş. he-man atını getireyim mi? oğlum niye duruyorsunuz lan? ne tutuyor sizi. vatanın için üç-beş yıl içerde yatmayı göze al lan o zaman. madem o kadar yüreklisin. hep bir onlara serbest bize yasak muhabbeti. yasaksa yasak ciğerparem. delersin yasağı. ama olmuyor değil mi. çünkü yemiyor. hemen yanı başında oluyor lan bu olaylar, fezada geçerleşem şeyler değil, molotoflar, taşlar, sopalar. biliyorsun sen de.

ısrarla "devlet bizi bıraksın biz bunları sikelim" muhabbetindesiniz. git yavrum şurdan iki adım ötene. işte tam oradalar. başlarını ez. tutan var mı yok.

ha anladım. siz devletinizi çok sevdiğinizden kanunsuz hiç bir iş yapmıyorsunuz. hmm az kalsın size klavye delikanlısı diyecektim. özür dilerim.

boşalma hakkı

(bkz: ağız ishali)

7 aralık 2009 tokat saldırısı

gencecik bir çocuğun bir damla kanına değmez hiçbir şey. orası tamam. ama ciğerim "al sana açılım" naraları falan nedir, ne alakadır anlamış değilim. sonra nasreddin hoca demiş ki anlayanlar anlamayanlara anlatsın. bu ülkede terör saldırısı falanı filanı olmuyordu da bu "açılım" hengamesinden sonra mı çıktı bu saldırılar. hiç mi yapılmadı daha önce bunlar? bunu açılıma bağlamak nedir la. ne alakadır. yıllarca kurşun sıkmışız. ben sıkmışım, sen sıkmışsın, baban sıktı, dayın sıktı.

nedir yani? bu mesele bomba yağdırarak hallediliyordu ise 30 yılda neden bitmedi? madem ne açılımı, savaşalım diyorsun, bana söyle bakalım 30 yıldır ne yapıyoruz zaten?

rica ederim içindeki canavarı bu ülkeyi öne sürerek böğürttürme.

yaraknofobi

yarak gibi sikik tabilerle yanaştığınız kızlar korkmaktan ziyede iğreniyordur.

sözlük yazarlarının itirafları

kitabımı çalıp yıllar önce beni hüngür hüngür ağlatan pis herif; bir yerine kaçsın demiştim, bügun olsa yine derim.

yılmaz özdil

enterlediği satırlara hasta olduğum bir abi. mest oluyorum. ohş. geçen de izmirle alakalı yazı yazmış. şöyledir izmirliler böyledir diye 50 satır yazı yazmış. yazının sonuna da bir cümlelik "izmirlilerin yaptığı fiili saldırıyı tabi ki tasvip etmiyoruz" demiş. canım benim ya.

tahrik varsa, suç oluşturuyorsa, devletin savcısı çalışsın. milletin arabasını taşla, tekmele, bunlar faşist deyince de "o ahmet türk senin izmir'de yazlığın var, naaber" deyiver.

yılmaz büyüyünce ne olacaksın?

25 kasım 2009 uyarı grevi

biri çıkar da bugün git yarın gel derse çok ironik olur.

aylin aslım

(bkz: halkın sanatçıyı zengin etme mecburiyeti)

halkın sanatçıyı zengin etme mecburiyeti

sanat ne içindir tartışmasına girmeyeceğim donatello. ama ama bu ne la. haspam villada yaşamazsa bunun sorumlusu halk oluyor. toparlamak üzereyim az sabır. bak mesela yıllarca har vurup kalça savuran, lüksün anasını ağlatan birileri bir gün bir şey olur da şaşalı günlerinden uzaklaşıp normal insanlar gibi yaşamaya başlarsa hemen televizyonlarda boy gösterir. acıklı hallleri gözümüze sokulur. eski dostların vefasızlığından dem vurulur. o kadar gariban ki vurgusu yapılır. lan it üç gün aç kaldın kopardığın yaygaranın haddi hesabı yok. bir ömür aç yaşayıp gıkı çıkmayan bu halktan utan.

sanki biz mecburuz birilerini ömür boyu refah içinde yaşatmaya. sanki bunu garanti etmek zorundayız. şu da var ki onca saçma sapan insanı öyle hallere getirmişiz ki onlara imrenenlerin de çıkması şaşılacak şey değl. bir insan hem bu kadar salak olup hem de epey zengin olunca "olunuyor demek ki" diyenler gittikçe çoğalıyor.

enteresan milletiz. belki günde yüzlerce kez televizyonda görüp "salak lan bu" dediğimiz insanları kendi elimizde, asla sahip olmayacağımız yerlerde oturtuyor, arabalara bindiriyor, kıyafetler giydiriyoruz. evet evet bunu kendi elimizle yapıyoruz. sonra sen ay sonunu nasıl getireceğini düşünürken, öteki yurt dışından ne getirteceğini düşünüyor.

hayır canım. sanatçının açlıktan ölmesi gibi sadistçe fikirlerimiz yok. gel gör ki hangi sanat acıyla yoğrulmadan bir şeye benzeyebilmiş. acısını harcı yapan insanlar zaten bunu, bu haliyle kabullenmiştir.

hal böyle iken albümünü almayanı yuhlayan, filmine gitmeyeni tükürükleyen bir sanatkar anlayışı sağlam temellere oturmadığından bok çukuruna düştü, düşecektir. biz sizi zengin etmek zorunda değiliz. sanat diye icra ettiğiniz şey de bize lütuf değildir.

sözlük yazarlarının itirafları

ben onu arkadaşım olarak görüyorum.

24 kasım öğretmenler günü

bu vesileyle başöğretmen atatürk'ü bir kere daha saygıyla anıyoruz. o olmasaydı sen anandan yine çıkardın ama okuma yazma bilemezdin.

atatürk kimdir

atatürk olmasaydı hiç birimiz "atatürk kim lan" diyemezdik.

banyoya girmemiş erkeğin yarra

(bkz: yarra yering)

atatürk kimdir

o bize babalarımızın kim olduğunu gösteren önderdir. zira atatürk'Ün olmadığı bir yurtta herkes öyle böyledir. yoksa değil midir lan?

uludağ sözlük tiyatro kumpanyası

kapısı sürekli açıksa neden acele edeceğimizi anlayamadığım kumpanya. açık ya ceyran yapıyor beynime.