bugün

bak böyle yeni alınan bisikletini yıkayan bir erkek çocuğun heyecanı gibi. ya da yıllarca hayalini kurduğu motosikletine kavuşan bir ergenin kendisiyle gurur duyup, kendisini kendisine ıspat etmesi gibi.
küçük bir kız çocuğunun oyuncak bebeğine telkinler verip onunla dertleşmesi gibi. evleneceği gece gelinliğini üzerinde son kez deneyen genç bir kadının mutluluğu gibi.

şık yaşayıp şık ölmek lazım. siyah bir frakla katılmalı insan kendi cenazesine. susacağı anları, duracağı zamanları, gideceği aşkları bilmeli insan. bir erkek küfür edebilmeli ama özür de dileyebilmeli. bir kadın arsız olabilmeli ama asaleti zerrece zarar görmemeli. bir çcouk erken olgunlaşmalı ama hep çocuk kalmalı. bir aşk inişli çıkışlı olmalı ama yere düşürmemeli.

şık yaşayacağım ben;

hayat; 10 santimlik mesafeden yüzüme edilmiş ana-avrat bir küfür gibi olacak. zoruma gidecek. konuşmamak için ağzımı sıkmaktan dişlerim kırılacak. hayat; sıktığım sol yumruğum olacak. ve ben patlatacak yüz arayacağım.

korkma. ve kızma. sosyoloji kitaplarından fırlayıp gelen o ideal vatandaş değilim ben. korkma, şehirlerin meydanına büstü dikilecek kadar önemli bir kişiliğim de yok.

ben sadece benim. tepeden tırnağa. etten kemiğe. düşünceden iliğe. ben, sadece benim. hayatı, şık yaşama telaşında. hayatı, ütüsü bozulmamış bir pantolon gibi bacaklarında, şık kol düğmeleri olan bir gömlek gibi göğsünde taşıyan bir ben. hayatı, omuza atılan siyah bir mont gibi omuzlarında taşıyan ben.

başka da bir şey değilim.