bugün

ingilizce’de irredentism denilen yayılmacı milliyetçilik, dil, din, soy ve kültür birlikteliği olduğu halde herhangi bir devletin sınırları dışında yer alan halk ile söz konusu devletin birleşmesi fikridir. Çoğu ülke, millet ve dini grubun yayılmacı milli fikirleri bulunmakta olup, bu fikirleri aksiyona geçirmek için savaşlara ve çatışmalara girişmişlerdir. Aslında bu fikirlerin ortaya çıkması sömürgecilik düzenine karşı çıkıştan kaynaklanmaktadır. Mesela Arjantin’den sadece 500 km, Londra’dan ise 12.700 km uzakta olan Falkland adalarının ingiltere’nin hâkimiyetinde olması Falkland’ın Arjantin’e bağlanması taleplerini ortaya çıkarmıştır. Aynı şekilde binlerce yıldır Uygurların yaşadığı Doğu Türkistan bölgesinin Çin tarafından işgal edilmesi, Uygurlar’ın bağımsızlık taleplerine yol açmıştır.

Yayılmacı milliyetçilik özellikle Fransız ihtilalinin getirdiği özgürlük akımlarıyla, imparatorlukların bölünmeye başlamasıyla ve sömürgeciliğe karşı oluşan tepkiyle oluşmuştur. Yayılmacı milliyetçi görüşler iki şekilde ortaya çıkmaktadır;

1- Komşu ülkede yaşayan soy veya din ile birbirine bağlı ulusların birleşme isteği

2- Uzun yıllardır kendi toprağı olan bölgelerin, sömürgeciler tarafından ellerinden alınmasıyla topraklarını geri alma isteği

Şimdi Dünya’daki bazı yayılmacı milliyetçi görüşleri inceleyelim;

Türkçülük: Türkçülük, tüm Türk kökenli milletlerin tek bir devlet halinde birleşmesi fikrini savunmaktadır. Türkler coğrafyası Türkiye, Azerbaycan, KKTC, Güney Azerbaycan,çuvaşistan , Batı, Rumeli, Kırım, Kazakistan, Tataristan, Başkurdistan, Altay, Tuva, Saha-Yakut Cumhuriyeti, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan, Kuzey Afganistan, uyguristan’dan oluşmaktadır. Türkler göçebe bir millet olduğundan dolayı tarih boyunca çok çeşitli coğrafyalarda bulunmuşlar, bazı bölgelerde yerel halkla kaynaşıp, milli bilinçlerini yitirmişler (Bulgarlar, Macarlar…), bazı bölgelerde de tamamen yerel nüfusu kovup yerine geçip yerel nüfusu(Azerbaycan, Türkiye…) değiştirmişlerdir.

Bugün Türk soylu halkları Sibirya’dan Basra körfezine, Balkanlardan Çin içlerine kadar görmekteyiz. Belki de tarihte bu kadar farklı coğrafyalara yayılabilmiş başka bir millet bulunmamaktadır. Asya ve Avrupa halklarından herhangi birisi tarihte geriye doğru kökenlerini araştırdığında mutlaka Türklerle bir temasta bulunmuş ve hatta soyu da Türklere dayanmıştır. Ruslarda kıpçakların, Hintlilerde çağataylıların, Çinlilerin bazı kavimlerinde Göktürk ve hiung-nu izlerini bulmak mümkündür. Mısır nüfusunun bile yüzde 10 u türkmendir. Bu kadar farklı coğrafyalara yayılmış bir milletin birleşme düşüncesine sahip olmaması düşünülemezdi. Bu yüzden 1905 Rus devriminden önce türkler* ve Tatarlar arasında yayılmaya başlayan Türkçülük fikri, Türkiye’de Ziya Gökalp gibi düşünürler tarafından desteklenmiştir.

Ayrıca turancılık gibi sadece Türkleri değil tüm Turan kökenli halkları da kapsamalıdır. Bunlar içerisine Türkler dışında tunguzlar,moğollar, Macarlar, Estonlar, Finlileri de içermektedir. Hatta Turancılık akımı Macaristan’da çok popüler olmuş, bu gün dahi bununla ilgili olarak iki yılda bir Turan Kurultáj (Turan Kurultayı) kurulmaktadır. Bu kurultaya Turan kökenli tüm halklar davet edilmekte ve eski Turan adetleri canlandırılmaktadır.

Birleşik iran: iran binlerce yıldan beridir bugünkü iran coğrafyasında yaşamaktadır. Yerleşik bir halk olduğundan dolayı çok fazla göç yaşanmamıştır. iran dillerini konuşan milletlerin olduğu bölgeler, iran, Tacikistan, Afganistan ve Pakistan’ın bir kısmını oluşturmaktadır. Ayrıca iran kültür bölgesi denilen buna göre daha geniş bir alan da mevcuttur. Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Türkiye ve Irak’ın doğusu bu kültür alanının içerisine girmektedir. Hatta iranlı bazı tarihçilere göre bu bölgelerde yaşayan milletler iran kökenli sayılmakta, sonradan bölgeye göçen Türkler sayesinde Türkleştikleri iddia edilmektedir. Bu iddianın kısmen doğru olması muhtemeldir. iki bin yıl boyunca kendi kendilerini yöneten ve birçok imparatorluklar (Medler, Ahameniş imparatorluğu, Partlar, Sasaniler…) kurabilen iran’a 9. Yüzyıldan itibaren büyük bir Türk göçü başlamış ve yaklaşık bin yıl boyunca iran, Türkler tarafından idare edilmiştir. Bazı iranlı kavimler Türkleşmiş ve bazı Türk kavimleri de (kürtleşen türk aşiretleri ve farsça konuşan moğol çaraymaklar gibi) Farslaşmıştır. Ama bu etki sınırlıdır. Çünkü iran gibi baskın ve güçlü bir kültüre sahip bir halkın, başka bir kültürün etkisine girip, tamamen Türkleşmesi mümkün görülmemektedir. Bu yüzden iranlı tarihçilerin iddia ettiği gibi tüm Azerbaycanlılar ya da tüm Türkmenlerin Türkleşmiş iranlılar olması mümkün değildir. Kültürler arası geçişmeler mutlaka olmuştur ama Türkleri ya da iranlıları tamamen değiştirecek düzeyde olmamıştır.

Birleşik iran fikrinin babası, kendisi de Azerbaycan Türklerinden olan Dr Mahmoud Afshar tarafından 1920lerde ortaya atılmıştır. Türkçülük ve arap birliğine tepki olarak tüm Fars kültür coğrafyasının birleşerek Büyük iran’ı kurması gerektiğini iddia etmiştir. Fars kültür coğrafyasını belirleyen diğer bir unsur da Şiilik mezhebidir. Mesela Irak’ta Arap olduğu halde iran’a yakınlık duyan Şiiler de Birleşik iran içerisinde düşünülmektedir. Günümüzde bu görüşleri savunan başlıca organizasyon 1941 de kurulmuş olan Birleşik iran Partisi’dir.
Pan-Slavism: 1848de Prag’da toplanan ilk Slav kongresiyle başlamış olan bir fikir akımdır. Slav kökenli halkların birleşmesini savunmaktadır. Rusya, Beyaz rusya, Ukrayna, Polonya,çek,slovakya, Sırbistan, Karadağ, Bosna-Hersek, Hırvatistan, Makedonya, Bulgaristan, Slav kökenli devletlerdir. Sadece Sovyetler döneminde çoğu Slav kökenli millet birleştirilebilmiş ama sadece 67 yıl ayakta kalabilmiştir. Slavlar, doğu, batı ve güney Slavları olarak üç gruptan oluşmaktadır. Güney Slavları olan Balkan Slavları uzun yıllar boyunca Osmanlı hâkimiyetinde kaldıkları için, 1910 lardaki bağımsızlık hareketlerini desteklemek amacıyla bu fikrin en büyük destekçileri olmuşlardır. Balkanlardaki Slavlar Yugoslavya adı altında birleşebilmiş ama General Tito’nun ölümüyle dağılım sürecine girmişlerdir.
irredantizmin anlamı tam olarak yayılmacı milliyetçilik olmadigi gibi yayılmacı bir insanın & kurumun ulussever bir politika gütmesinden daha dogal bir olgu yoktur.

irredantizm = kurtarımcılık.

(Milliyetçilik değil, soyculuk denilmelidir)
Büyük Almanya: Almanya,kutsal Roma-germen imparatorluğu’nun yıkılmasından, 1871’de Bismark tarafından birliğinin yeniden kurulmasına kadar sürekli birbirleriyle savaşan prenslikler halinde yönetilmişlerdir. Bismark’ın Almanya’yı birleştirmesinden sonra tüm Germen kökenli milletleri birleştirmek amacıyla birinci Dünya Savaşı başlamış ve almanlar kötü bir yenilgi almışlardır. Daha sonra ise Birinci dünya Savaşında onbaşı olan Adolf Hitler, hitabet yeteneği ve Birinci Dünya Savaşı’nın acı faturasını ödemek zorunda kalan Alman halkının intikam duygularını harekete geçirerek yeniden Büyük Almanya rüyasını gerçekleştirmeye çalışmıştır. Büyük Alman Reich olarak isimlendirdiği devleti kurmak için Hitler, Germen soylu halkların ezildiği iddiasıyla Fransa, Rusya, Polonya ve Çekoslovakya’ya saldırmıştır. Hayalindeki devlet bugünkü Almanya, Avusturya, Hollanda, Danimarka, Belçika’nın doğusu, Norveç, isveç’i içeriyordu.

Ama Almanya’nın bir kara devleti olması ve denizaşırı kaynaklara rahat erişim sağlayamaması nedeniyle bu planı hayata geçemedi. En son yaptığı Rusya seferindeki hezimet ve Normandiya çıkarmasıyla Nazi Almanyası yıkılmıştır. Hitlerin bu hayali yüzünden milyonlarca insan sadece etnik Alman olmadıklarından dolayı öldürülmüş ve işkencelere uğramıştır. Günümüzde Naziliği ya da Hitleri Almanya’da övmek suç olsa bile Neo-nazi olarak ortaya çıkan bazı gruplar bu fikri akımı sürdürmekte, hatta bazen Almanya’daki yabancılara karşı şiddet eylemlerine girişebilmektedir.