bugün

istanbul, sultanahmet'te yer alan umumi tuvalettir.

geçenlerde bir arkadaşımla konuşurken konu dönüp dolaşıp türkiye ve siyasi yapıya, siyasetin uygulanışına geliyor(ki hiç şaşırmadım amınakoyim). arkadaşım, bana göre çok abes bir sav ile dikiliyor karşıma "atatürk, halktan kopuk olduğu için devrimleri, bugün bile tehdit altında." diyerek. akabinde bir süre susuyor ve arkadaşımın haklı olup olmadığını düşünüyorum. bana göre yanlış bir çıkarım yaptığı kanısına varıyor ve alışılageldiği üzere alıyorum sazı elime:

"sultanahmet'ten, yerebatan'a doğru ilerlerken hemen sol tarafında diklemesine ve tarihi bir taş var. adına milyon taşı derler ve eski zamanda hani dünyanın merkezi, ingiltere tarafından fethedilmeden çok uzun zaman önce bu taş, dünyanın merkezi sayılırmış. üzerinde de o taşın, dünya başkentlerine olan uzaklığı yazılıdır bu taşın(deformasyona rağmen yarım-yamalak görülür durumdadır yazılar). her sene sayısı hiç de azımsanmayacak kadar turist gelip de bu taşın fotoğrafını çeker. bir zamanlar dünyanın merkezini temsil eden bu taş parçasına, bu şekilde bir saygı gösterirler. ama gel gör ki bizim danalarımız, öküzlerimiz bu taşın dibine işer, ellerindeki pet şişeleri atar ve katiyen fotoğrafını çekmezler. peki bunun için taşı suçlamamız mümkün mü sence? taşın, geçmişte karşıladığı anlamı ve önemini reddedebilir miyiz?"

"hadi ama bir taştan bahsediyoruz burada di mi?"

"kesinlikle bir taş değil bahsettiğim şey. ben, daha çok insanımız ve insanımızın algısındaki "değer" olgusundan bahsediyorum. taş, sadece bir yola çıkış noktasıdır burada. ve açıkçası daha iyisini yapmanı beklerdim, görüyorum ki anlamakta zorlanıyorsun söylemek istediğim şeyi."

"milli maç bu salı mıydı?"

"sanırım..."

milyon taşı:
http://farm2.static.flick.../639824035_87e4685cf6.jpg