bugün

''olsun vre canı saolsun çekik gözlü hatunumun, devleti yıkıyorlarsa da helali hoş olsun, geceler boyu mutluluğu tattım damağımda hala aburakoyim''

aha işte bu yukarda yazdığım bir türk hakan'ının son sözleriydi...

çin prenseslerini bildin mi paşam? sen sanıyon mu ki, sahada inim inim inlettiğimiz, basmadık yer bırakmadığımız, pres yapıp top göstermediğimiz, ve neticede elli defa cenk edinp 49 defa yendiğimiz bu çinli boyu kısa bıyığı uzun ibnelerin oyununa geldik? eğer öyle bellediysen unut onu paşam da beni dinle...

okulu bilfiil kılıçtan geçirdiğim günlerdi. (kızları sadece tabii, hiçbir erkekle kılıç kılıca çarpışmak istemem son tahlilde) bir hatun var, inceden mavi gözlü. gözüme de kestirmişim hafif hafif yanaşmaya çalışıyom ama bir türlü denk düşüremiyorumm. birgün baktım bu kantinde oturuyor hemen damladım, hoşbeşi geçtik. çay alıyorum kendime, sana da alayım mı dedim, ''hayır'' demesiyle anladım ki dostlar bizim iş yaş. nerden anladın dersen; pastane nişanında bir kaide vardır, eğer hatun kişi, er kişinin ısmarladığı bir şeyi yemezse onu beğenmemiş diye. dedim dur sen ben biliyom senin yolunu. hemen kaçtım ordan planı uygulamak içün.

okulda bir japonlu mu koreli mi ne bir hatun var, inceden buna yavşadım amma ben gonuştukça bu bir kikirdiyor anladamam sağa.. iki gün üç gün derken, hatunu aldım kantine indim. benim mavi gözlü de orda elhamdülillah, gördü bizi. bir hareketlenmeler sağa sola dirsek atmalar, yaralamalar birbirini. (bu kızların da dedikodu esnasındaki dirsek atmasını hiç anlamam)

aga bu hatunlarda bir olay var; git yavşa dönüp bakmaz yüzüne. amma kolunda başka bir hatunla git, anında iş değişir. ben de bunu yaptım işe de yaradı. iki gün sonra geldi mavi gözlüm, sınav nerde biliyon mu dedi, bilmiyom dedim, otur çay iç dedim, hayır dedi gitti. meğerse işe yaramamış abura koyim..

''sikim saolsun''

aha bu sözler de, çinli prenses uğruna obayı yakan hakan'ımın son sözleriydi...
türki cumhuriyetlerden birinden türkiye'ye işi icabı gelip yerleşmiş, ama sonradan işi rast gitmemiş olabilir.