bugün

olmuştur böyle zamanlar-maddi durumla alakalı olarak- sıkıntılı dönemler diye adlandırdığımız...
işte o günler, bi kasvet çökerdi eve... herkes bişeyler düşünür, borçlardan, sıkıntılardan başka bir şey konuşulmaz.

işte bu dönemlerde odadaki kasvetten herkes etkilenir, derdi olmayan rakıya verirdi kendini... o derece!

hepsininde zihniyeti farklı olur... lakin herkes asıl sıkıntıyı(borç vs.) düşünüyor sanır diğerlerini.

misal bir baba borçları düşünür.
-para bulamazsak yandık. kirayı ödemedik daha... banka kredisi de var. ahmet'e de yarın sabah diye söz verdik.

ya da bir anne dolaylı yoldan borçları düşünür. mesela arkadaşının çocuğu olmuş, onun ziyaretine gidicek...
-ay napıcam şimdi ben yarına kadar. arkadaşlara da altını, bebeğin tulumunu aldım dedim. rezil olurum, akşama kadar parayı bulamazsak valla.

ya bir çocuk;
-ya ordaki ayakkabı da çok güzeldi. para bulsak da alsak bugün. hafta sonu da sinemaya gidicem ben. param yeter mi ki?

sıkıntılı insanın zihniyeti kişiseldir. yukarıdaki gibi... baba, anne ve çocuk hepsi parasızlık yüzünden sıkıntıda ama hepsinin zihniyetinde olayın başka bir boyutu yatıyor.