bugün

bir şehir düşünün. bu şehirde suç dalgaları her geçen gün alanını genişletmekte, emniyet güçleri suç dalgalarını geri püskürtecek çoğunlukta olmamaktadır. her geçen gün kötü niyetli, rant meraklısı insanlar, masum insanları sömürüp ellerindekileri, ev, araba, para demeden almakta ve açgözlülüğünü yine de doyuramamaktadır. işte böyle bir ortamda, bazı insanlar olup bitenlere birinin son vermesi gerektiğini düşünür.
herhangi biri... her gün sokakta görebileceğimiz, sağına soluna bakarak, elini kolunu sallayarak yürüyen herhangi biri, kendini gösteriverir ve suçun karşısına dikilir. onu kimse tanımamaktadır, ne de olsa sıradan birisidir. önce gerekli techizatı elde eder, ardından güvenebileceği birkaç kişi bulur ve vur kaç taktiğiyle suç şebekeleri için önemli olacak noktalara baskınlar düzenler, şebekeleri önce sallar, ardından zayıflatır. günü gelince emniyet güçleriyle ortak çalışır ve yüzünü göstermez.
şehri saran suç dalgaları yavaş yavaş dağılınca da bir anda kendini aşırı yorgun ancak bir o kadar da huzurlu hisseder. artık keyfi iyice yerindedir ve güneşin ışıkları dalgalarla sevişirken, o rahatlıkla balık tutabilecek, ileride çocuklarına anlatacak hikayeleri olacaktır.
süper kahramanı oynamak, kötü giden bir şeyleri, üstelik tek başına değiştirebileceğine inanmaktır.