bugün

bugün yemek yemeyi unuttum sözlük! evet kahvaltıdan sonra resmen saatlerce aklıma bile gelmedi - ki bu benim hiç yapmadıgım birşeydir - bütün gün işim vardı, koşturdum vs nasıl tansıyonum, şekerim düşmedi anlamadım! -genelde öyle olur da- sonra baktım akşam olmuş, karnımdan gelen seslerle irkildim, hatırladım! ama çok geçti! bulundugum yer + imkan nedeniyle beklemek zorundaydım birkaç saat daha.. böylelikle eve gelip yeniden birşeyleri ağzıma attıgımda tam 12 saat olmuştu! dışarıda onca dükkan,market önünden geçip 4 km yürüyüp eve gelirken bile bir bisküvi bir cıkolata almak aklıma nasıl gelmedi inanamıyorum sözlük! bu benim senelerdir yaşamadığım bir durumdu! tabi mesajları aldım bünyemden...* *
kaçıp gitmek istiyorum.*
itiraf ediyorum ki; 3 yıldır aynı kıza köpek gibi aşığım. buna rağmen yemediğim bok kalmadı. hala da çeşitli bokları yemekteyim sözlük ama hala da aşığım. biri yardım etsin.
(#11824244) yazar burda kendinden bahsetmiş.
an itibariyle sözlüğe etmediğim küfür kalmamıştır.
itiraf ediyorum 20 yıllık hayatımda the doors un the end denen o tarifi imkansız hazlara sebep parçasını yeni tanıdım. ve kaç gündür beni benden alırcasına dönüp duruyor müzik çalarımda. itiraf ediyorum uçuşlardayım.

this is the end, beautiful friend
this is the end, my only friend
the end of our elaborate plans
the end of everything that stands
the end

the end of laughter and soft lies
the end of nights we tried to die
this is the end
Sözlük ben Bugün kendime yeni bir ben aldim. Hatta annem "bir numara büyük alma, tam üstüne otursun, seneye çıkacağımız ne malum" dedi. Eve geldim ki ne göreyim, yolda düsmüs sanirim. Çaldırdım kapatmiş bulan pislik! Velhasıl Ben yine eski ben. Pehh..
bütün planlarımı 21.05.2011 03.43 sularında kopması beklenilen kıyamete endeksleyip finallere hiç çalışmayarak bir dönemi daha piç ettim sevgili sözlük.
belli etmem ama ilkokuldan beri şiir yazıyom la ben.bir sürü var hemde.
sürekli benden otlanan bi yavşak var, kanka diyor, gülüp sigara istiyor, verirken içim gidiyor be sözlük.
öğrenciyim lan ben, bir dal winston kaç para biliyo musun sen?
1- 16 yaşındaydım, intihara kalkıştığım için sorgusuz sualsiz beni evire çevire dövmüştü. Dolabın kapağına çarpmıştı başımı ve bir çivi kafa derimi sıyırıp kanlar hafiften süzülünceye dek bırakmamıştı dayak faslını. Yüzümün halini görüp soranlara ranzadan düştüğümü söylemiştim. 2- 17 yaşındaydım ve sofradaydık. Sahura kalkıp sofrayı neden ben hazırlamıyorum diye gözümün üstüne tüm gücüyle yumruk attı. Günlerce mosmor olmuş bir gözle okula gittiğimde soranlara o zamanlar henüz 1 yaşında olan kardeşimin yanlışlıkla tekme attığını söylemiştim. 3- Galiba 5 yaşlarındaydım, çocuk aklımla okula gideceğim diye evden çıkıp bir iki saat gelmedim diye beni öyle bir dövmüştü ki günlerce acıdan ağladığımı bilirim. Anneannem sorduğunda hasta olduğumu söylememi tembihlemişlerdi. 4- Okula gitmiyordum henüz, annemle kavga ettiklerini duyduğumda onu da dövecek diye ağlamaya başlamıştım, kapıdan çıkmak üzereyken beni buldu ve ağlamaktan bayılana dek dövdü. O kadar ki annem soranlara mahallenin çocuklarının yaptığını söylemesine rağmen komşumuz olan bir yaşlı teyze inanmamış ve bunu bir çocuğa yapanı mutlaka bulmaları gerektiğini söylemişti. 5- Esas itiraf bütün bunları yapan insan, 2 üniversite mezunu, yabancı dil bilen ve oturduğumuz şehirde tanınan, herkeslerin pek bir övdüğü babam. Ama ben en çok anneme kızıyorum, ben çocuk aklımla bile onu korumaya çalışırken o bir kere bile babama engel olmadığı ve her seferinde dayak yememin benim suçum olduğunu söylediği için. Kendi mesleği, ailesinin gayet iyi maddi gücü olmasına rağmen hiç aldırmadığı için. Babama gelince bir bankamatikten farkı yok benim için. Ben ruhumda hiçbir zaman onarılmayacak yaralarım,kırık ruhum ile okulu bitirmek için gün sayıyorum.
not:alıntıdır, ağlatır!
bir daha dünyaya gelecek olursam gene aynı bedenimi, gene aynı ayaklarımı istiyorum... ve aynı hayatı...
finaller çok kritik ama ben şimdiden kendimi sahilde hayal ediyorum. iyice sıcaktan bunalıp, serin sulara bırakıyorum kendimi. kara yavaş yavaş kaybolurken geride, bende yavaş yavaş dünyadan uzaklaşıyorum.
sanırım bu aralar biraz fazla kaçırıyorum.
-hahaha haa hahhaha!

-nerdeyim ben?ne neye gülüyorsunuz?

-hahaha haa hahhaha!şu haline bak!

-ne varmış halimde?

-daha ne olsun?hahaha haa hahaha!yanlızsın.kimse seni sevmiyor.hahha haa hahaha!

-hayır hayıırr!

-tak tak tak!* ranrani uyuyor musun lan?şşşt alooo!

anlamadığım:güzel rüyaları ortasından bölen olur da neden kabus görünce sonuna kadar izlemek zorunda bırakılırız?hı neden?
bu soruyu kafama aman!kapıya vuran can ciğer kuzu sarması,yegane ev arkadaşıma sormayı çok isterdim.lakin alacağım cevabı bildiğim için sormadım.*
saat akşam ezanı.*kabusun verdiği etkiyle kalbim güp güp atmakta diğer taraftan arkadaşım kapıya kırmak üzereydi.sendeleyerek kalktım kapıya doğru yöneldim.olduğum gibi yatağa yığılıp kaldım.?!/!?yok yok şaka kalktım kapıyı açtım:

-oha lan bu saatte uyunur mu?

-saat kaç?

-akşam ezanı okundu.

-öyle bir saat mı var lan?*düzgün söylesene.

-öfff!6 civarı işte.neyse ben çıkıyorum bizim elemanlarla buluşacağım.

-bekle birlikte çıkalım.

-bekleyemem.çok geç kaldım zaten!~~
niye beklemiyordu ki?üzerimi giymek en fazla beş dakikamı alırdı.yoksa?!?

-öyle olsun.git bakalım.*
o kapıdan çıkarken içim bir garip oldu.rüyanın etkisi miydi bu?yoksa iki gündür doğru düzgün bir şey yememenin verdiği ağrı mıydı?bilemedim.bir şeyler yersem sorumun cevabını alabileceğimi düşünerekten buzdolabına yöneldim.kapısını açtım birde ne göreyim?koca buzdolabında bir tane evet evet bir tane domates duruyordu.öylece,tek başına,yapayalnız.*düşene bir tekme de ben vurdum.afiyetle yedim.*
evde çok fazla oyalanmıştım.üzerime rahat bir şeyler alıp alt katta oturan iki kız arkadaş?/!?/!aaa bu geçen gördüğüm rüyaydı.neyse onu sonra anlatırım.okulumuzun hemen yan tarafında arkadaşların takıldığı kafeye gittim.görmemişler gibi kafenin en caf caflı tarafında oturuyorlardı.gerçi kafenin her tarafı caf caftı.*sanki gay bara gelmiştim.içeri gireli neredeyse on saniye oldu ama kimse beni görmemişti.o an arkadaşlarımın beni görmemesine mi sinirleneyim?yoksa kime bakmıştın birader?diyen garsona mı?yine bilemedim.yanlarına vardığımda yapmacık bir gülüşle karşıladılar beni.sanki orada istenmiyormuşum gibi hava vardı.*
-naber ranrani?

-işte!?(canı sıkkın bir şekilde)

ben sizin gibi arkadaşın an...neyse!benimle edilen muhabbet iki cümleden ibaretti.üstelik biri de cümle sayılmaz.20-25 dakika sonra dayanamadım.patladım.

-küfür küfür küfür aşırı küfür küfür -larım.birinizde niye sormuyo neyin var diye?(sesim kısıklaşır)*yarım saattir oturuyorum burda kimse benimle sohbet etmiyor.*arkadaşım değil misiniz lan benim?

kimsede çıt yok.kimse derken kafenin tamamını kastediyorum.herkes bana bakıyor.benim umrumda bile değil.ağladım ağlıyacam.o sırada kafamı kaldırıp baktım;arkadaşlarımın hepsi ağlamaklı.

-(çatallı bir ses tonu ile) olm nerden çıkardın şimdi bunu?

-hiç işte!neyse boşverin.(ağlamaklı)

-sen bizim en kral arkadaşımızsın lan! -sadece..!?

-sadece ne?

-(tedirgin)sen bizi pek takmıyormuşsun gibi hissediyoruz.

evet!haklılardı.ne zaman bir yere davet etseler -işim var der gitmezdim...yalnız olmayı istemek bir zaman sonra takıntı haline geldi.artık vazgeçemiyordum.öyle ki:bulunduğum şu sözlükte bile arkadaşlık kurmamaya çalışıyorum.

bazen hayat sana farklı yollar olduğunu işaret eder ama gel gör ki sen çoktan bir yolun ortasında uyuyup kalmışsındır.

ve kabusların ortasında sıkıştığın vakit seni kurtaracak olan kapıda ki arkadaşın/kardeşin/sevgilin/baban/yahut annen olacaktır.

keşke onlara sırtımı çevirmesem...
iğrenç espri yapabiliyorum, ama kimse anlamıyor bir de onun açıklamasını yapıyorum daha iğrenç oluyor. mesela;
+ volkan konak ın dedesi kim?
- bilmem kim
+ emre altuğ
- hönkkk
+ kuzeyin oğlu kim! volkan konak, kuzeyin babası kim! emre altuğ eee o zaman.
kahvaltımı yapmış, ders notlarımı çıkarmış, son bir kez sözlüğe bakayım demiştim. demez olaydım herkes fianller var ama ders çalışmak istemiyorum modunda, ben de çalışmıyorum amk, sikmişim finalini.
korku filmlerini izleyemiyorum. korkunç bir sahne çıkma ihtimali bile kötü yapıyor. en basit kan vs. başımı başka yöne çevirmeme yetiyor.
büyüyünce aşık olucam sözlük.
şampiyonluk gitti ilk 2 bile olamadık. 4. olduk. avrupaya da gidemeyeceğiz. hakettiğimiz yerdeyiz. iyi oldu güzel oldu.
birileri hayatını, gençliğini doya doya yaşayacak, mutlu olacak, artık kızlarla sevişmek ona sıkıcı gelecek ve bazıları da evde oturup bazı hastalıklara sahip olup ölmeyi bekleyecek. ne güzel adaletmiş. ehe.

ama yok ben inanmiyorum, inanmam da. bu saatten sonra da kimse allah'a inandıramaz beni. hoş kimsenin de umrunda değildi zaten, gerçek hayatımda da kimsenin haberi olmayacak. öyle. niye yazdıysam ya.
gecen gece ne güzeldi arkadaşlar keman gitar falan çaldı kampüste. şen şakrak bi ortam vardı. bense içimde hep onu geçirdim. keşke benle olsaydı da yanımda beraber yanyana dinleseydik o çalan şarkıları, tıpkı diğer çiftler gibi elele. finaller de geldi, zor bi dönemden geçiyorum. daha önce de hayata küskün olduğum zamanlar oldu ama hiç bu kadar mutsuz olduğumu bilmem. oysa ki ne ümitlerim vardı, gerçi hala var hayal kurmak da bişey.
çukurovada yaşayan insanları sevmiyorum.
sanırım yapamayacağım.

ama başladım bitirmem de lazım.. en iyisi söyliyeyim gitsin.

bir kere daha mı düşünsem.. neyse artık koyveriyorum.

evet sevgili selocanlar itiraf ediyorum;

hemen hemen hergün http://twitter.com/duzenliyazarim adresime bakıyorum, takipçi sayımda bir değişiklik var mı diye..

arttığında bir seviniyorum bir seviniyorum anlatamam *
korluyorum sözlük ya bugün de son anda şampiyon olamazsak.