bugün

medya eteğin sitesinde otto katz mahlasi ile yazan bir kişinin fevkalade doğru tespitler içeren yazısı:

Yaklaşık 4 senelik sözlük hayatımda iki tip ünlü gördüm. birinci tipler genellikle iyi entry giren ekmeğini taştan çıkartan, istikrarlı sekilde yazan yazarlardır. bunlar azimli bir şekilde entrylerini girerler ve üne müne fazla takmadan işlerini ve yazarlık vazifelerini icra ederler. bu görünmez kahramanlar eğer yazdıkları sözlükten memnun değillerse sansasyon yaratmadan yazarlıklarını bırakırlar. aslında bir yazarlar sözlüklerin gizli kahramanlarıdır ve er ya da geç hakketikleri kıymeti ve muameleyi görürler. ikinci cesit tipler ise hiç bir şey yapmadan tabuları deviren adam misali otu boku eleştirirler. olan bitenden hiç bir şeyden memnun olmazlar. elestirileri olsun falanı olsun filanı olsun hep eleştirilerdir ama belli bir temele dayanır. aşağı yukarı kabaca özetlersek durum budur. fakat son zamanlarda bu tiplere yepyeni tip eklenmiştir. artık masrık-ı azamları ajdarlara özendiğinden mi desek, brukerizmin 5. karbon kopyacılıgından mı desek, bad boys takılıpta aslında kişisel komplekslerinden dolayı bastırılmıs aşağılık komplekslerinden mi desek kısır tartışmaları ortaya atarlar. dediğim dedikci, kalaslıkları bakidir bunların. kendilerini bir sözlükten attirmak için ellerinden geleni yaparlar sonrada beni anlayamadıkları için ve kapasiteleri yetmedikleri attılar oğlum diye çaka satarlar. eh bu kozalakları şıh gibi gören bir kaç sabalak çıkar tabiki. şimdi yeni moda oldu sözlük bırakmak. bundan rant sağlamak. akıllı adam sesizce gider, mal adam ise (bir kaç haklı istisna hariç) gümbürtü çıkartarak gider. ilk basta ahali gidenlere göz yaşı bile döker ama bu modaya uyanlari affedersiniz patlıcanına bile takmaz. sözlük camiası küçük bir camiadır kimin ne olduğu iyi bilinir. ondan dolayı ajdarlık yapmanın bir alemi yok...! yok illa yapacağım diyorsa kişi küçük emrah gibi ortada kalır, ben acıların çocuğuyum şarkısını söyler.


http://www.medyaetegi.com/entry.aspx?i=1284
carol pearson, "içimizdeki kahraman" adlı kitabında şöyle der : "siz bir kahramansınız, ya da olabilirdiniz."

kitapta geçen temel düşüncelerden biri ise, kahramanlığın, süpermen gibi gözle görülür biçimde büyük olan bir felaketi önlemenin dışında, gerçek hayata bakacak olursak, sessiz ve yanlış anlaşılan kahramanların asıl kahramanlar olduğu görüşüdür.

mesela, örümcek adam allah'ın her günü hakarete uğramaktadır ama bu onun kahramanlığını değiştirmez; ayrıca onun iyi olduğu bilen sessiz kişiler vardır. köprüdeki peter'ı kurtaran insanlar ya da binanın tepesinde oct'a şepeşilleyi geçiren may hala gibi.

velhasıl, kahraman olmak için uğraşmayınız. ki kahramanlık bulaşıcıdır, tıpkı kötülük gibi.