bugün

yakında seçim var, insanlar büyük bir koşuşturma içerisinde. heyecanlı olanlar, umudu olanlar, çıkarı peşinde olanlar, varlıklarını koruma uğraşında olanlar... uzar gider bunlar. birçok kişinin nedeni var, heyecanlı olmaları için..

sistemin, insanların gözlerini kör etmesini göremeyen kör gözler. üzücü.. ve hergün sahneye çıkan hokkabaz misali yeni oyunlar, yeni planlar, zekice, düşünülmüş uygulamalar..
oy vermeye gitmeden önce düşünelim, 15-20 arası siyasi parti olması göz boyamadan öteye geçemez.
baraj sistemi kullanılan bir ülke türkiye, barajı geçen siyasi parti sayısı üç, sonradan oluşan dört. nerede onca parti? beni temsil mi ediyorlar? kullandığım oy, barajı geçemeyecek bir partiye gidiyorsa, bu, sistemin haklarımı gasp etmesi değil midir?
bir diğer konu onca partinin siyasi yapılanması üzerine.. sizin düşüncelerinize yakın partiler bile olsa, liderlerinin seçiminde kaçınızın katkısı var? liderler hakkında ne biliyorsunuz? sizler ne cins koyun sürüsü oluyorsunuz?

lider olanları seçenler, sizler değilsiniz. lider olan, önce aday adaylarından kendi düşüncelerine uyan, sesi çıkmayacak, robotumsu birilerini belirler, ve belli bir sıralamaya göre aday gösterir. bölgenizdeki, siyasi düşüncelerinize uyan birine oy vermek zorunda kalırsınız. sonra kendi kendinizi yönettiğinizi sanırsınız. oysa kör gözleriniz görmeye başladığı gün göreceksiniz, liderleri de seçenler var. sizler, satranç tahtasında piyondan öteye geçemeyen kişilersiniz, yönetimdeki kademeniz ne olursa olsun..

sizler, sadece üç beş yılda bir, oy kullanması gereken robotlarsınız. gerçekleri göremiyorsunuz, çünkü planlarında başarılılar. insanların zayıflıklarını çok iyi biliyorlar, bunu da acımasızca kullanıyorlar.
seçim öncesi sizlerle konuşanlar, ilgilenenler, seçilince şunları, bunları yapacağım diyenleri, seçildikten sonra kaç kez gördünüz? randevu almaya çalışanlardan, kaçınız bunu başardı?

insanların yararına olmayan bu sistemde, size dayatılmış, belli tarafları seçiyorsunuz kendinize. çocukken oynadığınız bilgisayar oyunlarının devamı sanıyorsunuz, karşınızdakilere acımadan, birbirinizi yıpratıyorsunuz, tüketiyorsunuz.. ve onlar size gülüyor, planlarında başarılı olmalarını, bir puro yakarak, viski kadehlerini tokuşturarak izliyorlar..
haketmediği halde bir partiye körü körüne bağlanmak ve oy vermek burada çoğunlukla tanıdık hatrı da vardır veya dağıtılan kömür etkilidir.
senelerdir demokrasi adı altında oy verdiğimizi sanmaktır.
yaklaşan genel seçimlerde yine vicdani sorumluluk çerçevesinde her türk vatandaşının yerine getireceği sosyal bir sorumluluk gibi görünen fakat ülkemizde sadece bir koltuk kapma sevdası olarak nitelendirildiği için sadece gidip oy atmış olmamızdır.