bugün

laiklik konusunda sıkça yaptığı açıklamalardan ötürü, cumhurbaşkanımıza yapılan en büyük haksızlıktır.

not: çünkü 80 küsür sene geçmesine rağmen, türk toplumu laikliği tam olarak anlayamamıştır.
avrupa'nın, müslüman doğu karşısında öne geçmesi, onbeşinci yüzyılda, o yıllara kadar tekel olan dini yönetimin ve kilisenin baskısının kırılması ile (reform ve rönesans) sağlanmıştır. Avrupa'nın aydınlanma çağında, insanlar dini kalplerinde yaşatmış, yönetimde ise bilime değer vermişlerdir. çünkü dini konularda detay yoktur. Örneğin yüzde 5 oranında eksik demir kullanan bir inşaat firmasının alacağı ceza, ancak teknik bilgi ile tespit edilebilir. Bunu ne kadar dindar olursa olsun bir imam bilemez. Sağlık hizmetinde, bir insanın hastanenin en yetkili kişisi olması için, çok büyük teknik bilgi gerekir. Ancak bugün, milli eğitim bakanlığı,enerji bakanlığı ve sağlık bakanlığına son 3 yılda alınan binlerce insan imam hatiplidir. Peki imam hatipliler öcü müdür? devlet düşmanı mıdır? hayır, ancak işin ehli yerine oy deposu olarak gördükleri insanları yönetim kadrolarına getirmek, 15inci yüzyılı bir türlü aşamayışımız anlamına gelir. Bu yüzden laiklik konusunda uyarılar yapılmaktadır.

türban konusunda ise, kamusal alanda insanın dinini belirtmemesi anayasal bir zorunluluk ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez bir maddedir. (yani değiştireceğim vaatleri sadece oy içindir) Bu zorunluluğa, çoğu sağ görüşlü olan eski cumhurbaşkanlarının hepsi uymuştur. Çünkü devlet hiçbir dinle yönetilemez. bir yahudi de, kendi dini kıyafetleriyle cumhuriyet balosuna gelse, hoş bir görüntü olmaz. "bir müslümanla yahudi bir mi?" düşüncesi ise din devletine davettir. "Herkes benim inancıma saygı göstersin" demek ayrı şeydir, "herkes benim inandığıma inansın" demek ayrı şeydir.
Üniversitede bütün dinlerin sembollerine (o dinden olduğunu belirten herhangi bir şeye) izin verilse, bir mason ile müslüman aynı derste birbirine tahammül edebilir mi? Şimdiye kadar başımıza ne geldiyse, üniversite olaylarında başlamadı mı?
Nitekim,peygamberimiz tarafından "ilim çin'de de olsa gidip alınız" denmiştir. Zaten islam da akıl ve mantık dinidir. Bugün kimse eski arabistandaki gibi, bir bayanın saçını gördü diye etkilenmez. Benzer bir şekilde, Günümüzde, recm cezası veya 3 kadınla evlilik, veya hiç yemediği baklavayı çalan çocuğun elinin kesilmesi gibi durumlar artık geçerli olamaz.
Bu konularda açıklamalar yapan ve toplumu yönlendirmekle mükellef olan cumhurbaşkanımız hakkında ne yazık ki edilmemiş hakaret kalmamıştır. Bir defa bir insan laiklik eleştirisinden rahatsız oluyorsa, laikliğe baştan karşıdır.
laik'liği biraz fazla abartmasının en doğal sonucudur ama yanlış hatırlamıyorsam annesi de türbanlı kişi.
sözlük içerisinde sayıları pek de az olmayan zatların zannı.
(bkz: sezercik i satanist zannetmek)
muhtemelen sezer'den kasıt rte'nin bir üst makamındaki sezerdir.* * bu kişinin ateist olması mümkün değildir. zira uygulamaları ve beyanatları ile hak dinlerin tamamına eşit uzaklıkta bulunmadığı gözlemlenmektedir.