yerçekimi kuvveti sağlamakta dengeyi. dengenin içinde iki asılı kendini bilmez.
biri sağ ve sol gidiş gelişleriyle tek ayak üstünde. beriki, iki ayağı ile sımsıkı basmış merkezinde olduğu yörüngeye. akıl almaz bir oyun.
denge noktası etrafında bir salınma; mesele düşmemek. kim kime sarılacak, deniz ve yılan hikayesinin ezikliğinde? güdük bir zaman, çeyreği vuruyor sinsice. oh ulu iskender, bize idealist keşif tutkundan versene bir parça? ya da sevgili athena, adil bir dövüş için erdeminden bahşet bir damla...

hızlanma heyecanın doruk noktasında. bununla oluşan salınma akılları kurcalamakta. girizgâh bir utanç şimdi koltuğun altında, bir dem armağan tadında sunulacak belki de. hakkınca kazanılamayan başarı bu şekilde gölgeye alınacak sinsice. ama hayır, athena zekasından vermişti ya bir paye.
kurallar eşit; sarkaç hareketli.
süre akmakta, iğdiş edilmiş zaman yarımı vurmakta. ariane ağlarını umarsızca örmekte. bir zamanlarda muhammedi saklayan değil miydi o? bize faydası dokunacak mı bu hengamede?

canlar sıkılmakta. kadın adamdan ne beklemekte? adam kadına ne söylemekte?
iş 'sarkaçtan düşmeyi' çoktan aştı. denge oyunu da kendini devşirdi. ne tarihin kahramanı olmak istenilen ne de romanlara hikaye olmak, bam telinin en ince çizgisiyle.
sevgiye olan açlığı doyurmak en insancıl güdümle. sarkaçtan düşmek sadece oyunu kuralına uydurmak, kendini kandırmanın tanım haliyle.
canfeza zaman tamı müjdelemekte. saatler artık olgunluğu ve belki de doymuşluğu vurmakta.
oysa ne kadın erkek olabilmişti bir diğerinde, ne de erkek kadın olabilmişti o eşsiz kokulu döşe uzanmış şefkat arayan hisleriyle...