bugün

canı sıkılan polis abilerin, ricon kardeşinizi sakalı var diye gbt'ye sokması durumudur.

yıllar yıllar önce.. yok yok, aylar aylar önce.. heh, ben diyeyim "altı ay önce", siz deyin "yedi ay önce". saat? hmm.. ben diyeyim "gece iki gibi", siz deyin "gece üç gibi". "nabıyon lan o saatte dışarda?" demeyin, bunaldım evde arkadaş.. bi turlıyım caddeyi, iki de sigara tüttürür döneriz diye yaptıydım planı, evdeki hesap çarşıya uymadı tabi..

hacı sakal nası biliyon mu? nerden bilecen.. bi salmışım, ben diyeyim "bi buçuk aylık", siz deyin "iki aylık", "berber yok mu la sizin orda?" varda kim gidecek hacı, "jilette mi yok ak?" varda kim kesecek hacı. valide kestirir mi? "lavabo tıkanıyo, git berberde ol traşını" diyor kadın.. neyse, sakallar cemaatçi gibi dedik, üstümde beyaz göynek, altta kundura.. ama nası yürüyorum "tak tak" sesleri yankılanıyor, sessiz ve sakin tehlike kokan caddede..
(normalde ne beyaz gömlek giyerim, ne de kundura. "ee niye giydin o zaman?" demeyin, bilmiyorum..)

sigaranın birini içmişiz pöfür pöfür.. hani cadde ızgaraları olurya yağmur yağdığında aksın gitsin diye, sokmaya çalışırsın delikten içeri sigara izmaritini, atıyorum ama girmiyor namussuz. sanki başıma gelecekleri biliyormuşçasına..tam o sırada polis arabasının ışığı ilişiyor gözüme, normalde ara sokaktan döner eve giderim, ama o gün devam ettim cadde yolunda.. ağzıma sıçayım..

p: polis
r: ricon,

p: genç gel bakalım.
r: buyrun amirim.
p: kimlik ver bi gbt'ne bakalım.
(şans ya, o gün.. sigara, çakmak aldım koydum cebime. cüzdana baktım "senlik bi işim yok lan, kal sen evde" diyecekken, çıkardım içinden kimliği, gömlek cebine attım, şans harbiden..)
r: buyrun. (bulunduğumuz caddenin sabıkası kabarık inceden, atarı gideri pek bi meşhur. yine dedim "birini vurmuşlardır..")
r: hayırdır amirim, kavga falan mı vardı? (faili meçhul bi cinayeti üstüme mi yıkacaksınız?)
p: yok, rutin devriye işte.. gecenin bu vakti, bi karış sakal, nereye gidiyon? (mapustan kaçtım ak, ne var sakalımda?)
r: eve gidiyodum amirim.
p: nerde oturuyon sen?
r: iki sokak ötede, caddenin sonunda.
p: iyi bakalım, bekle iki dakka gbt'ne bakalım gidersin. (yan tarafta 5-6 tane apaçi tipli çocuğun da kimliğini almışlar, bakıyorum çocukların façasına "iyi lan, bunlar varken sana bi bok olmaz ricon" diyorum kendime.)

köşeye gidip, plana devam ediyim, ikinci sigaramı da yakıyım diyorum.. bi nefes aldıktan sonra, "lan benim askerlik tecilli demi ak, sakat olmasın" sorusu ele geçiriyor beynimi, ben diyeyim "dört", siz deyin "beş" dakka geçiyor, sigara da bitiyor haliyle.. kafamda hala aynı endişe amına koyim..

p: gençler gelin bakalım. (arabada ki polis, gbt'sine baktığı kimliği dışardaki polise uzatıyor, o da kimlikte yazan ismi söyleyip sahibine veriyor.. hepimiz alıyoruz kimliklerimizi.)
p: tamam arkadaşlar gidebilirsiniz, kaydı olan, sorunu olan yok, temiz..
hepimiz sırayla: iyi geceler abi.

sonradan öğrendim, devriye nöbeti olan polislerin, bilmem kaç kişinin gbt'sine bakıp, kayıt tutması gerekiyormuş, ondan çevirmişler.. poliste heyecan arıyor arkadaş, desene sen bana "liste var kardeşim, ver kimliği de bi gbt bakalım", sakal makal ne karıştırıyon?.. bi sigara daha içip eve gidiyorum..

"altı yedi ay önceki olay nerden aklına geldi lan?" diyecekler için, ben diyeyim "yarım saat" önce, siz deyin "bir saat" önce, yine aynı caddeden eve doğru gelirkene, baktım caddenin başında polis otosu var, döndüm ara sokaktan evime girdim.. ne kadar uyanıksın lan ricon haha..
(bkz: polisin istanbul da yaptığı gbt taramaları)
gece 2 suları işten geliyorum, tam evimin önündeyim, polis minibüsü de selektör yapıyor, görmezden geliyorum ama durdum...

birkaç gündür eve gelemiyorum iş gereği sakal almış-yürümüş, o yüzden çevirdiklerine adım gibi eminim...

gbt olayına soktular, ''nerde oturuyorsun, bu saatte nereden, gibi sordular''..

burdayım dedim, binayı gösterip, sırt çantamı uzattım camdan, paniklediler falan, her neyse...

ama 20 metre gerideki cami bahçesinde esrar ve bi dünya numara çevrilmektedir o an.tüm mahalle de bilir bunu.
sık sık başa gelen hadisedir. tarza bakılmaz olay keramet sakaldaymış gibi davranılır.