makarnanın markası da nuhun ankara. şu uzun olanlardan. oda arkadaşım samsunlu. annesi-babası taa samsunlardan istanbul'a makarna göndermiş. tabii ki sadece makarna değil. yanında bir sürü şey vardı. lakin nedense bizim aklımızda yer eden tek makarna oldu.
makarna yahu. makarnanın üretim merkezine iadesi gibi bir şey. aklımıza geldikçe güleriz valla. makarna. *
(bkz: şu an o haldeyim ki gülmekten yazamıyorum)

edıt: gönderilen makarna el yapımı olmayıp gidip herhangi bir marketten 5 kuruşa alınabilecek cinstendir. ilanen duyurulur!
(bkz: erişte)
eskiden gurbette olan kişi için aile seferber olur, imkanlar kısıtlı olduğu için un dan yapılmış makarnalar/erişteler hazırlanır, gurbette olan kişiye gönderilirdi. o zamanlar 'makarna' bir besinden çok, sevgi, özlem, iyi dilek göstergesiydi. günümüzde de bu adet devam etmektedir.*
üniversitedeyken aşırı özlenen anne eli değmiş, ev yapımı makarna "yeter artık dayanamıyorum gönderin bi torba" denilerekten aileden istenir. Lakin seytanin fisildadiklari üniversitede eve çıkmamış yurtta kalmıştır. Haliyle gelen bu bir torba ev makarnasının nerede ve ne şekilde pişirileceği büyük bir sorun olmuştur.
yurt şartlarında ise tek çare su ısıtılan kettlelardır.
kettleı alırsın, içine erişteyi koyarsın, fişe takıp pişmesini beklersin..
Sonuç: *muna koyulan bir kettle, patlayan bir priz ve yurdun *muna koyulan elektirik tesisatı.
o değilde, makarnalar lapa oldu, ben ona yandım. *