bugün

bu yaş bir adamın* söylediğine göre olgunlaşmamışlığın temel yaşıymış. keşke öyle olsa. çünkü o, bu yaşın yüz kızartıcı şiir ve tehlikeli belli bir güzelliğin bulunabileceği çağ olduğunu söylemişti.

bu her o yaş erkeğinin işi değildir. çoğu bir kadın rahminden diğer kadın rahmine seyahat ederken, birey olmayı başaramadan, ergen erkek sorunlarını halledemeden, büyük erkek devresine atlamak ister. "öteki"lerle yarıştığı, sonunda dili dışarda, saçları dökük, tatmin olmamış olgunluk dünyasında bulur kendini. bütün güzelliğini keyfini sürmeden geride bırakmıştır.

bazıları, çok azı, ama gerçekten azı, tuhaf bir farkındalık sahibidirler. başkalarını ötekileştirmeden, "kendi"ni reddetmeden yaşamanın yolunu bulurlar, acıları evrenseldir, bireysel sıkıntıları kendini ve evrendeki yerini bilmekten ibarettir.

aşkı da bunlar tanır, sevmeyi de bilirler. ilahi bir güçleri vardır ve müziğin, kitabın, sanatın ve ideolojinin iyisini tanırlar. kötücül zaafları olmaz. konuştuklarına mutluluk, dokunduklarına esenlik verirler. ve bunlar "büyü"düklerinde çok güzel adam olurlar. (herkese nasip etsin)*