bugün

bir fizik kanununun test nesnesi. öküz bir sabana koşulur. kırbacı/sopayı yediğinde öküz hareket edecektir ve ortaya bir enerji çıkacaktır. saban/öküz/direnç/kuvvet dörtlüsünden meydana gelen enerjinin dışındaki öküzün sahibi diğer kuvvet bu enerjiden istifade ederken bir enerji kaybı yaşayacaktır. öküzün sahibinin öküzün sırtına indirdiği kırbacın enerjisi de bir ayrı birim teşkil ettiğinden ve bu kayıp enerji öküzün ürettiği enerjinin karşılığı olduğundan aslında öküzün debelenip durması boşunadır yani öküz möküz boş işler bunlar. -eh, kısır fizik bilgisiyle bu kadar oluyor- (bkz: schrodinger in kedisi)

diğerine geçelim he-man:
"Halil Ağa nın(burayı mehmet diye okuyun)öküzünü satıp, üretimini aksatan kanunu ya biz yaptık ya da bizim yaptığımız kanun yanlış yorumlanarak Halil Ağa nın öküzünü satıyor. ikisi de bence birbirinden farksız. Böyle bir kanun yaptıksa, memleket çıkarlarına aykırıdır. Nasıl yaparız, nasıl yapmışız bunu? Eğer yaptığımız kanun doğru da, yorumlaması yanlış oluyorsa, o zaman sormak lazım. Hükümet nasıl bir yönetim içindedir? Sonra unutmayın ki, bu olay istanbul'da geçiyor. Bunun Van ı var, Bitlis i var, kıyı bucak ilçesi var; acaba oralarda neler oluyor? Bu çark iyi dönmüyor beyefendiler!"
(m. kemal atatürk)