bugün

değişen dünya ve yaşam şartlarına uymayan kültürel düşüncelerin devamından kaynaklı olduğunu düşündüğüm durum.

kadınlar artık sadece evde, tarlada değil hayatın her alanında varlar ve var olmaya devam edecekler. buna karşı yerleşmiş bir kadın-erkek algısı ve onlara yüklenmiş görevler var. Kadın evine bakar, çocuk doğurur, eşine hizmet eder ve memnuniyetini sağlar. Erkek eve para getirir, geçimi sağlar ve evi korur. Kadının hayatı evi, çocukları ve eşi arasında geçen döngüde son bulur. Erkeğinki de iş ve ev arasında.

Artık kadın ve erkek iş hayatında beraberler. Evin geçiminde kadının da bir rolü var. Bununla beraber kadının geçmiş dönemde fazla olmayan söz hakkı artık daha net. Fakat özellikle geleneksel yaşayan ailelerde ve onların erkek çocuklarındaki düşünce değişmedi. Ortaklaşa bir hayat sürmek, eşlerin birbirine ev işlerinde ve bebek bakımında yardımcı olması, erkeğin temizlik yapması, kadının fatura ödemesi hala tam kabullenilmiş değil. Kadından geleneklere bağlı kalarak modern hayata uyum sağlaması bekleniyor. Hem kadına yakıştırılan tüm görevlerin yerine getirilmesi hem de iş hayatında var olması ne kadar mümkün. Tüm bu yorgunlukların üstüne gün sonunda kadından ne kadar mutlu olması beklenebilir. Sadece dinlenmek isteyen bir insan bulursunuz zamanla karşınızda.

Bunu dile getirmeye başladığı anda ise eğer erkeğin geliri iyi sayılabilecek bir durumdaysa 'istersen çalışma, kendine bir hobi bul evde ol' cümlesi duyulmaya başlanıyor. Yakın bir arkadaşımda da denk geldiğim üzere. Zamanla kadına da biraz dinlenmek fikri iyi geliyor ve meslek sahibi ev hanımları arasına katılıyorlar. Yani evlenmek ve mutlu olmak istiyorsa kadın bir şekilde iş hayatından çekilmek zorunda kalıyor. Çalışmak ve kendi ayakları üzerinde durmak isteyen kesim ise böyle uzak kalıyor evliliğe.
(bkz: yok öyle bir şey)
kemalist zihniyetin ülkemize sokmaya çalıştıgı düşünce yapısıdır.