bugün

o istek ki insanin icini kemiren, agir bir tahrik unsuruyla kafasinin icinde meraklarin en buyugunu uyandirandir. uzerinde hicbir sey yazmayan bir kapi, ne kadar siradan ve sikici degil mi, kapiyi iceriden birisi acip bana gelsene dese, vallahi yuzune bile bakmam. ama ne oluyorsa o uzerindeki, girilmez yazisindan oluyor, sayet bir kapinin uzerinde bu tarz bir yazi varsa, insani bir merak kapliyor ki sormayin gitsin. hele bir de gorevliden baskasi giremez yazmiyorlar mi, sirf o kapidan iceri girebilmek icin icimden kilik degistirmek geciyor. girmek istiyorum ulan boyle bir kapidan, ama simdiye kadar hic cesaret edemedim, en fazla kapiyi biraz aralamisimdir, sonra korkumdan hemen kapattim. hatta bazi bazi kapinin yaninda nobet bekleyip iceri girenler gercekten de gorevliler mi diye sorguya tutmuslugum bile vardir, neme lazim memlekette merakli cok.
yasaklar çiğnenmek içindir. tabii ki girilecektir.
yasaklar hep tatlıdır. yapma denilen şey daha çok yapma isteği uyandırır.
insanın başına ne gelirse ya meraktan ya da tarraktan gelir sözü hatırlanarak yapmaktan vazgeçilmesi gerekn eylem.
bir öğretiye göre insanlığın başlangıcından bu yana olan istektir. ilk insandan günümüze kadar böyle gelmiştir. oğluna "küpe takma" diyen bir babanın oğlu ısrar ile, inat ile takacaktır o küpeyi... ve fakat "canın istiyorsa prens albert yaptır. sen bilirsin" diyen bir babanın evladı küpesini sadece canı istediğinde takacaktı ve kuvvet ile muhtemel ki belli bir süre sonra da hevesi geçmiş olacaktır... çok uzatmak yersiz olacak; kısaca (bkz: yasak elma).