bugün

çok yakın bir zamanda, ilkokulda değil, fakat anaokulu ve ondan da öncesinde babamın beni yürüttüğü yollarda tekrar yürüyebileceğim. hem de gözümü açtığım andan beri ayrımız gayrımız olmamış olan 8-9 yıldır göremediğim dost ötesi bir kavramda bağlı olduğum kardeşimle beraber. öyle özledim ki onunla birlikte yaptığımız yaramazlıkları, o yaşlarda hayallerimizi de katarak yaşadığımız maceraları, uydurduğumuz oyunları...

zaten, erasmusu kazandığımı görür görmez haber verdim buna. başta mutlu olduk tamam mı? sonra anılardan falan bahsettik. küçücük yaşlarımıza rağmen o kadar çok şey yaşamışız ki, her konuşmamızda farklı anılarla süslesek de muhabbetimizi, huzurun kokusu bir türlü eksilmiyor. sonra, yine birbirinden zorla koparılmış büyük bir sevdanın iki tarafındaki hüznün kasvetini gördüm yine kendimizde. yaşımıza, başımıza bakmadan bebekler gibi ağlayıp birbirimizi teselli ettiğimiz sahneler aldı, huzurlu ve mutlu anılarımızın yerini.

çok özledim lan şerefsizi.