bugün

hayata kendi penceresinden bakan insanların vardığı sonuçtur. zaman hayatımızda birçok şeyi götürmüş olsada bayram günlerine bu gözle bakmak yanlıştır. zaman gectikce el öpen değil, eli öpülen insan olacaktır. milletimiz asimilasyona uğramadıkca bu böyle devam edecektir.
o ellerin artık orda sıcak olmadığını bilirsin, öpemeyeceğini bilirsin ama yinede kendini alamazsın oraya gitmekten.
giderken birde heycanlanırsın.
nereye gidiyorsun? diye soranlara
" anneme ! " dersin
için cızz eder..
sonra yanına varırsın
toprak buz gibir.
dokunursun bir avuç alırsın eline
annen kokuyordur.
çünkü artık annenin bir toprak olduğunu bilmektesindir..
adamın içini cayır cayır yakaar..
sonra mezar tasına bakarsın
ismini bu kadar soğuk bir taştan okumamışsındır.
okursun defalarca
yine yine yine..
sonra dersin eskiden olsa kokusundan tanırdım
ya bu taş olmasaydı nerden bilirdim..
aslında bir okadar yakınsındır annene
bir okadarda uzak.
işte bu adamı mahveder.
ağlarsın ses çıkarmadan
uyanmasın diye sessizce ağlarsın
hıçkırıklarını yuta yuta ağlarsın.
sonra toprağını sularsın.
su verenlerin çok olsun demez artık..
ama sen bilirsin mutlaka içinden demiştir..
sonra göz yaşlarını siler arkanı dönüp için acıya acıya o eve gidersin..